içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Bahçeli'den ABD'ye S-400 resti: Bu artık bir varoluş meselesi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşma yaptı. Bahçeli, "Türkiye yol ayrımındadır. Ya bu tehditlere boyun eğeceğiz ya da S-400'leri alıp vatan topraklarına konuşlandıracağız. Bunun başka bir seçeneği kalmamıştır. ABD ister beğensin ister beğenmesin S-400'lerin alınması varoluş mücadelesine dönmüştür." dedi.

Bahçeli'den ABD'ye S-400 resti: Bu artık bir varoluş meselesi
Haberi Sesli Dinle

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İmralı canisinin  mektubundan medet umduğumuzu, bu mektubu aklamaya çalıştığımızı, bu mektuba  zımnen göz yumduğumuzu bırakınız iddia etmeyi, akıldan geçirmek, rüyada görmek,  hayalini kurmak dahi alçaklıktır, arsızlıktır." dedi. 

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 23  Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Seçimi sürecinde neye inanıyor, ülke ve millet için neyin hayırlı ve haysiyetli olduğunu düşünüyorlarsa, tavrını ve  duruşlarını buna göre belirlediklerini ifade etti.

Cumhur İttifakı’nın hedefleri doğrultusunda gece gündüz, "of püf"  demeden üzerlerine düşeni yaptıklarını belirten Bahçeli, "Çok şükür  müsterihiz. Hiç kimse samanlıkta iğne aramasın. Hiç kimse çalı dibi yoklamasın,  keçeyi suya atmasın, orasını burasını oynatmasın. Herkes dilinin ayarına dikkat  etsin, aklına geleni işleyip her ağacı taşlamaya yeltenmesin. Bir kümeste  yemlenip diğer kümeste yumurtlayanlarla işimiz olmaz, olamaz. Tekkede derviş  olup, dışarı çıkınca keşiş rolüne soyunanlarla yolumuz çakışmaz,  çakışmayacaktır. MHP İstanbul’da; doğrunun, dik duruşun, tarihi mirasın, milli  bekanın, milli dayanışmanın ve bin yıllık kardeşliğin safında sağlam şekilde  yerini almıştır." diye konuştu.

MHP'nin, Cumhur İttifakı’nın başarısı için ter döktüğünü, emek  verdiğini, mücadelesini heyecanla icra ve ifa ettiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

"İstanbul’a bir mitil attık, gelin görün ki, alayı birden toz toprak  gibi havaya kalktı. Mitil İstanbul’da dedik, post kavgasına tutuşanlar, ucuz ve  ucube pazarlıklara tutunanlar çılgına döndü, kayış kopardılar. Malum isim ve  çevreler mitilimizi duyunca, militanlaştıkça militanlaştılar, seviyesizliğin  minyatürü, sevimsizliğin mihmandarı, sevgisizliğin mimarbaşı haline  geldiler. Zavallılar nereden bilsin mitili, onların tutuşmuş çoktan fitili. Biz  mitil attık, onların beti benzi attı. Biz mitil attık, onlar mintan sandı,  şaşkınlıkları misliyle arttı."

"İstanbul’a gelmediğimizi uyduranlar, bir gece kalıp döndüğümüzü  söyleyenler, neredeydiniz diye soranlar, ortalıkta yoktunuz diye gerçekleri  çarpıtanlar iyi görünümlü kötüler, güzel kisveli çirkinlerdir." ifadesini  kullanan Bahçeli, "İP'in başındaki şahsiyet diyor ki 'İstanbul’a mitil atacağını  söyleyenler bir baktık ki mitili İmralı’ya atmışlar.' Bir bayan gazeteci de  teröristbaşının 18 Haziran 2019’da kaleme aldığı malum mektuptan önceden haberim  olduğunu iddia edecek kadar gözünü ve gönlünü yalana, dolana, alçalmaya teslim  etmiştir. İP’in başındaki şahıs mitili İmralı’ya attığımızı söylediğine göre buna  şahit olmuştur. Ya İmralı’da nöbete girmiş ya Pensilvanya’dan sufle almış ya da aklını ve anılarını bedeli mukabilince efendilerine devretmiştir."  değerlendirmesinde bulundu.

"SÖZLERİMİZİN SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ"

Bahçeli, MHP ile teröristler arasında en küçük bağ kurmanın bile  bühtandan da öte iblisin oyununa gelme, günahkarlığa kul köle olma anlamına  geleceğini belirterek, "Bizi hedef alarak, İmralı canisinin mektubundan medet  umduğumuzu, bu mektubu aklamaya çalıştığımızı, bu mektuba zımnen göz yumduğumuzu  bırakınız iddia etmeyi, akıldan geçirmek, rüyada görmek, hayalini kurmak dahi  alçaklıktır, arsızlıktır." dedi. Bahçeli, şöyle konuştu:

"Bizim söylediğimiz şudur: HDP, Kandil’in aparatı ve siyasi  aracısıdır. Ha HDP ha Kandil, bunların aralarında fark yoktur. HDP’nin zillet  ittifakının içinde olması, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayına  destek mesajları teröristbaşı tarafından kabul görmemiştir. Edirne’de yatan  terörist Demirtaş, İmralı’da cezasını çeken teröristbaşı ve Kandil’deki ihanet  yuvası arasında yeşeren ve yayılan çelişki ve çatlaklar bir bakıma PKK’nın  çözülme sürecinde olduğunun işareti olarak değerlendirilmelidir. Öcalan canisi  bile HDP’ye tarafsızlık çağrısı yapıyorsa elbette bunu görmezden, duymazdan  gelemezdik. PKK-HDP-Edirne ve İmralı arasındaki güç mücadelelerinin içeriği  esasen bizi bağlamayacak, bizim meselemiz de olmayacaktır. Ancak konu  İstanbul’du. Hesaplar İstanbul üzerine yapılmıştı. Ne ibret verici bir gerçektir  ki teröristbaşının mektubuna ne CHP’den, ne İP’ten en ufak bir tepki gelmemiş, bu  tek yumurta ikizleri çıtını bile çıkaramamışlardır.

Biz bölücüler arasındaki derin siyasi çıkar ve üstünlük kavgasının  İstanbul’a yön veremeyeceğine, etki yapamayacağına,  dahası yapmaması gerektiğine  inanarak 21 Haziran 2019 tarihindeki yazılı basın açıklamamızı milletimizle  paylaştık. Sözlerimizin sonuna kadar arkasındayız. Bu açıklamamızı çarpıtarak  teröristbaşının mektubuna destek ve onay verdiğimizi söylemek ayıplı ve ahlaksız  bir iddiadır. Terör ve bölücülüğü kullanıp İstanbul’un tarihi yürüyüşünü  engellemek isteyen mihrakların gerçek niyet ve emellerini stratejik bir akılla  deşifre etmeye çalıştık. Teröristbaşının mektubundan siyasi fayda uman namerttir,  umdu diyen namerttir, mektuptan daha önce haberdar olduğumuzu söyleyenler ise  hezeyan ve hüsran bataklığında çırpınan satılık kalemlerdir. Ayrıca  teröristbaşına milli ve yerli bir özellik atfetmek rezalettir, cinayettir,  hıyanettir. İmralı’nın yolunu gözleyenler bize ne anlatıyorlar? Açık veya örtülü  PKK’ya övgüler düzüp hainleri dağlarda, kırlarda, ovalarda çiçek böcek toplayan,  hakları gasp edilmiş masumlar olarak tasvir ve takdim eden kokuşmuşlar bize ne  söylemeye çalışıyorlar? Teröristbaşının mektubundan bilgimiz olduğunu söyleyenler  yanımızda mıydı? Kalemden mi tutuyorlar, kağıda mı bakıyorlardı? MHP terörizme  bakışı nettir, değişmesi imkansızdır.  Biz köksüz değiliz, biz inkarcı değiliz,  biz çözümcü değiliz, biz işbirlikçi değiliz."

"KURU GÜRÜLTÜ, NAFİLE ÇIRPINIŞ"

İstanbul seçiminde HDP’yle yanak yanağa, PKK’yla kucak kucağa,  FETÖ’yle arkalı önlü siyasi propaganda yapanlara hiç kimseden ses çıkmadığını  dile getiren Bahçeli, "İmralı’ya mitil attığımızı söyleyen, partimizi küçük ortak  diye küçümseyen hanımefendi, acaba sen postu nereye serdin, kimlere yoldaş  oldun?" diye sordu.

"HDP’yi Kürt siyasi hareketi diye tarif eden, partisine  teröristbaşının hayranlarını dolduran, yanına aldığı eski arkadaşlarımızı  kandırıp işi bittikten sonra yarı yolda sağa sola saçan vefasız, vasıfsız ve  vakursuz bir şahsiyetin bize söz söylemesi yalnızca kuru gürültü, nafile  çırpınıştır." diyen Bahçeli, CHP’nin uydusu haline dönüşen İP'in çatısı çürüyeli,  omurgası çökeli epey zaman olduğunu söyledi. Bahçeli, "Bizim üzerimizden prim  toplama gayretkeşliğinde olanların akıbetleri duvara toslamak, hüsrana  uğramaktır. Yanlış hesap dün olduğu gibi bugün de ters dönecektir." dedi.

"Beka" dediklerini, Türk milletinin yeminlerini, izzetinefsini, tarihi  müktesebatını, milli ve manevi emanetlerini canları pahasına müdafaa ettiklerini,  buna seve seve devam edeceklerini belirten Bahçeli, "Beka beka diyerek takaya  binip İmralı’ya gittiğimizi söyleyenler MHP’nin iki cihan hasmıdır, hatıralarına  ihanet eden, dava arkadaşlarımıza kara çalan siyaset madrabazlarıdır." diye  konuştu.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada,  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yenileme seçiminde milli iradenin tercih ve seçiminin belli olduğunu anımsattı.

Seçim sonucuna duydukları saygılarının tartışmasız olduğunu belirten  Bahçeli, sonucun ülkeye, millete ve İstanbul'a hayırlı olmasını diledi.

Partisinin İstanbul'da çalışan teşkilatına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan ve AK Parti'lilere şükran ve teşekkürlerini sunan Bahçeli, şunları  söyledi:

"Türk demokrasisi, güçlü vasfını bir kez daha göstermiştir. Sandık  şaibeden arındırılmış, ahlak ve yasa dışı müdahalelerden, oy hırsızlarından  korunmuş ve kurtarılmıştır. Tek adam iddiaları, demokrasimizin kötü gösterilme  aymazlığı 23 Haziran'da emel ve iddia sahiplerini mahcup etmiş, hepsini  çuvallatmıştır. 'Türkiye'de demokrasi yok' diyenler, hem 31 Mart seçiminden hem  de 23 Haziran seçiminden ibret almalıdır.

Ancak bize göre İstanbul ehline emanet edilmemiştir. Bunun sonuçlarını  da ilerleyen dönem ve yıllarda görmemiz kuvvetle muhtemeldir. Seçilen İstanbul  Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ne yapıp yapmadığı kısa sürede belli olacaktır.  Şu hususun altını çizmek isterim ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın  bütün tasarruflarını yakinen takip edeceğiz, gerekli notlarımızı alacağız."

23 Haziran'ın neticesi ne olursa olsun, Cumhur İttifakı'nın 31 Mart'a  mührünü vurduğunu, başarısını tescillediğini ifade eden Bahçeli, "23 Haziran'da  da gönüllerde olmasına rağmen istismar ve yalan siyaseti maalesef ön plana  çıkmıştır. 31 Mart'tan 23 Haziran'a geçen zaman dilimi içinde pek çok şey  yaşanmıştır. 6 Mayıs'tan 23 Haziran'a kadar da siyasi ortam gerildikçe gerilmiş,  iftiralar, saldırgan tavırlar, tezvirata dayalı söylemler havalarda  uçuşmuştur. Sosyal medya infazları, rezil dedikodular, asılsız ve temelsiz  haberler, gerçekçi olmayan mağduriyet edebiyatı 23 Haziran'ı bir nebze de olsa  gölgelemiştir." değerlendirmesini yaptı.

"ARTIK KILIÇDAROĞLU'NUN TEPESİNDE KESKİN KILIÇ GİBİ SALLANACAK"

Devlet Bahçeli, usulsüzlüğe ve yolsuzluğa batmış bir seçimin hukuk  kuralları ve emniyet tedbirleri çerçevesinde yenilenmesi zaruri olduğu için 31  Mart'taki seçimin iptalini her fırsatta dile getirdiklerini söyledi.

CHP'nin, YSK'nin seçimin iptali kararını haksız ve kasıtlı şekilde  tartışmaya açtığını, ağır hakaretler eşliğinde karaladığını savunan Bahçeli, "Şu  işe bakınız ki CHP Genel Başkanı'nın dünkü grup toplantısında '23 Haziran seçimi  de iptal edilirse tepki göstermeyeceğim' demesi arızalı bir ironi, şirazesinden  çıkan ters manyel, şımarık bir ruh halinin dile gelmesidir." dedi.

Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun çoktan korku tünelinde bocalamaya, patinaj  yapmaya, kaygı türbülansına girmeye başladığını ifade ederek, "Fakat korkunun ecele faydasının olmadığı pek çok kere görülmüştür. Artık bundan sonra Ekrem  İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun tepesinde keskin bir kılıç gibi sallanacak, kabuslar  görmesine yol açacaktır. Elbette onların ne yapacağı, kimin hangi koltuk  hesabıyla avunduğu kendi meseleleridir. Dileğimiz İstanbul'un iyi yönetilmesi,  belediye hizmetlerinin bahanesiz ve eksiksiz sunulmasıdır." diye konuştu.

"SİYASİ PAÇOZLUĞA MÜSDE OLMAYACAK"

Ekrem İmamoğlu'nun seçimin hemen ardından yaptığı teşekkür  konuşmasının dikkatle analiz edilmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, şöyle devam  etti:

"Bu konuşma bir belediye başkanının yapacağı konuşma  değildir. Maksadını aşan, hamaset tuzağına kapılan, siyasi hedeflerinin  koordinatlarını ele veren İstanbul Belediye Başkanı, gizli gündemi doğrultusunda  anlaşılan bir hazırlık içindedir. Sanal bir devlet başkanı edasıyla, yapay bir Cumhurbaşkanı üslubuyla ahkam kesen CHP'li Belediye Başkanı'nın asıl görev ve  sorumluluk alanından ziyade her yere çekilecek bir tarz ve tonda konuşma yapması  bize göre tesadüfi görülemeyecektir.

İstanbul gözbebeğimizdir. PKK ve FETÖ'nün hükmü İstanbul'a  sökmeyecektir. Dağda kovalanan teröristler İstanbul ve diğer büyükşehir  belediyelerine çöreklenemeyecek, buna devlet umuru, millet şuuru izin  vermeyecektir. Bu itibarla herkes ayağını denk almalıdır. Durduğu yeri tekrar gözden geçirmelidir.

Siyasi paçozluğa, siyaset palyaçoluğuna müsaade olmayacaktır. Yedi  dakikada domuz eti tüketmekle övünenlerin bizim üzerimizden nefret yarışına girmeleri terbiyesizliktir. İstanbul'a konvoyla girişimizi geriye sarıp İzmir  Marşını kullanarak alaya alanlar bilmelidir ki yedikleri haram lokmalar,  kırdıkları cevizler günü geldiğinde boğazlarına duracaktır."

"TÜRKİYE BİR YOL AYRIMINDA"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye'nin egemenlik haklarına karşı çoklu  saldırı ve siyasi oyunların uzun zamandır sahnede olduğuna işaret ederek, "ABD'nin S-400 hava savunma sistemi üzerinden ülkemizi tehdit etmesi, yaptırım  kozunu kullanacağını hem dikte edip hem de kabaca dile getirmesi devlet olma  vasfımıza hakaret ve hürmetsizliktir." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin bir yol ayrımında olduğunu vurgulayan Bahçeli,"Ya bu  tehditlere boyun eğeceğiz, asırlara meydan okuyan devlet olma vakar ve şerefimizi kaybedeceğiz ya da S-400'leri temmuz ayı içinde alıp belirlenen vatan  topraklarına konuşlandıracağız. Bunun başka bir seçeneği kalmamıştır." diye konuştu.

Hassasiyeti derinleşip boyut değiştiren bu konunun "artık bir hava  savunma sisteminden daha fazlasını ihtiva ettiğini" dile getiren Devlet Bahçeli, "ABD, açıkça taviz istemekte hatta devletimizin çözülmesini dayatmaktadır. 'S-400  hava savunma sistemini alırsanız şöyle olur, böyle olur' tehditlerinin bizim  nezdimizde geldiğimiz bu aşamada hiçbir geçerliliği ve ehemmiyeti yoktur." dedi.

ABD beğense de beğenmese de S-400'lerin alınmasının bir varoluş  meselesine dönüştüğünü söyleyen Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin karar organları bellidir. Türk milletinin  iradesi üstünde bir irade tanımamız söz konusu bile edilemeyecektir. S-400 gelecek, Türkiye'nin milli güvenliği için kullanılacaktır. ABD Başkanı Trump'ın  kriz imali, yaptırım ikmali, dünya barışını zedeleme ilkellikleri vahim bir  gidişatın ispatı ve ön habercisidir. Türkiye teslim olmamalıdır. Türkiye taviz  vermemelidir. S-400 hava savunma sistemini almak sadece milli güvenliğimiz için  değil, milli devletimiz için de vazgeçilmez bir öneme sahiptir. ABD Başkanı iyice  pervasızlaşmış, freni boşalmıştır. İran Devrim Muhafızları'nı terör örgütleri  listesine almasının ardından ilanı yapılan yeni yaptırımların bölgesel tansiyonu  arttıracağı, küresel gerginlikleri tırmandıracağı açıktır. ABD sorumsuzdur,  kontrolsüzdür, duyarsızdır, saygısızdır."

"İZMİR'DE DENİZE DÖKÜLEN DEDELERİNDEN DERS ALMALI"

Bahçeli, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin deniz egemenlik sahasına ve  haklarına yönelik mütecaviz söz ve eylemlere her gün bir yenisinin eklendiğinin  altını çizerek, Yunanistan'ın "ateşle oynadığını" söyledi.

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki  sondaj faaliyetlerinde ısrar etmesinin bedeli olacağını küstahça açıkladığını  anımsatan Devlet Bahçeli, şöyle konuştu:

"Topal ördek Çipras, Akdeniz ve Ege'de savaş riski var diyerek,  Türkiye'yi önleyeceklerini ifade etmiş, ilaveten Kıbrıs'ta garantörlüğümüzün son  bulması çağrısını yaparak zırvada zirveye çıkmıştır. Yunan hükümeti bilmelidir ki  Akdeniz ve Ege'de önümüzü kesecek bir korsan henüz anasından doğmamıştır. Çipras  meydan okumayı bırakmalı, kendini tarihe vermelidir. İzmir'de denize dökülen  dedelerinden ders almalıdır. Almıyorsa denize gömülmeye, denize çakılmaya,  denizde yutulmaya şimdiden hazır olmalıdır. Yunan munan bilmeyiz, gideceğimiz  yere kadar gideriz, yolumuza çıkan olursa ezeriz, hiçbir şart altında  hedeflerimizden vazgeçmeyiz. Önümüzü kesenin ömrüne kast ederiz. Parmak  sallayanların parmağını keser atarız. Türk milleti tehditle durdurulamaz, meşru  yürüyüşü zorla engellenemez.

Hodri meydan, Çipras Akdeniz ve Ege'de karşımıza çıksın da nelerin  olacağını, başına neyin geleceğini görsün. Akdeniz'de görev yapan sondaj gemilerimiz faaliyetlerine cesaretle devam etmeli, hakkımız ne ise onun temini  konusunda gereğini kahramanca ve fedakarca yapmalıdır. Yiğit leventlerimiz  unutulmadı, Barbaros Hayrettin Paşa bizim gönlümüzde ölmedi, bilinsin ki haçlı  donanmasını hala parmağıyla işaret etmekte, denizin dibine indirmek için tetikte  beklemektedir."

Tarih: 27-06-2019

FACEBOOK YORUM
Yorum