Dünya Enerji Krizine Girerken Arayışlar Hızlandı: Hidrojen Çağı mı Geliyor?

Hidrojen çağı geliyor

Türkiye Ne yapmalı?

Dünyanın en büyük sorunu ve Türkiye’nin de en büyük cari açık verdiği enerji sektörüne yönelik arayışlar devam ediyor. Enerji arz yetersizliği Avrupa başta olmak üzere dışa bağımlı ekonomileri yeni arayışlara itti. Bu arayışlarda en büyük merak edilen ise hidrojen oluşturuyor.

Artan enerji talebinin hangi kaynaklardan karşılanacağı sorusu da her zamankinden daha fazla gündeme gelirken, bu süreçte Rusya’ya bağımlılıktan kurtulma çabalarının ürünü sayılabilecek Ukrayna krizi tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Avrupa tam da kömürden çıktık çıkıyoruz derken, Rusya’nın doğalgaz vanalarını kapatması her şeyi değiştiriverdi. En pahalı enerji, olmayan enerjidir sözü bir kez daha doğrulandı ve doğalgazdan başlayarak tüm enerji fiyatları zincirleme şekilde fırladı.

DÜNYANIN GÜNDEMİ ENERJİ

İşte tamda bu noktada Hidrojen Enerjisi dünyanın en önemli gündemi haline geldi. Bu konu da ilk olarak Avrupa Birliği yeni kararlar almaya başladı. AB 4 aşamalı plan hazırladı. Bu çalışmalarda “İlk olarak, AB’de hidrojen üretiminin hızını artırmalıyız. İkincisi, küresel tedarik zincirleri kurulmalı ve üçüncüsü, ekonominin tüm sektörlerinde hidrojen kullanılmalı. Dördüncü nokta olarak, Avrupa’da hidrojen dağıtımı için altyapı hızla kurulmalı” şeklinde özetlenebilecek planlar gündeme alındı.

Diğer taraftan AB’nin karbon emisyonlarının 2050’de sıfıra indirilmesini hedefleyen Yeşil Mutabakatı ile birlikte hidrojen daha fazla değere bindi. Toplam enerji tüketiminin katlanarak artacak ve bu süreçte hidrojen öne çıkacak.

Türkiye’de yenilebilir enerji alanında uzun yıllar çalışmalarda bulunan işadamı Güneş Platformu ve Yenilenebilir Enerji Derneği YEDER ) Başkanı Kasım Kutlu, Türkiye’nin de hızla yaklaşan hidrojen çağına hazırlık yapması gerektiğini belirterek, devlet bu konuda öncülük etmelidir. Teşvik edici çalışmaları da zaman geçirmeden hayata geçirmelidir” çağrısında bulunuyor.

Kendisinin 10 yıldır elektrikli araç kullandığını vurgulayan işadamı Kutlu, sözlerini şöyle sürdürüyor;

SESSİZ SEDASIZ HİDROJEN ÇAĞI GELİYOR

“Teknoloji değişiyor, dönüşüyor. Benzinli arabalar kalkıyor, dizel arabalar kalkıyor. Hepsinin yerini elektrikli arabalar alıyor. Bütün bunların ötesinde elektrikten daha önemli hidrojen var. Şu anda hidrojenden bahseden yok. Yarın istesekte istemesekte kapımızı hidrojen çağı çalacak. Artık hidrojen gündemde. Dünya da hidrojen gündem de. Sessiz sedasız hidrojen çağı geliyor.

HİDROJEN ENERJİ SEKTÖRÜNÜ

OTOMOTİVCİLER BASTIRYOR

Hidrojen enerji sektörü şu an Avrupa’nın elinde. Ancak hidrojen çağı şu an özellikle Avrupa’lı otomotivciler tarafından bastırılıyor. Otomotiv sektörü deyip geçmeyin. Bugün Mercedes Benz, BMW, Volvo, Renault gibi otomotiv sektörü Avrupa’nın işsizliğini yok eden sektördür. En büyük istihdamı onlar sağlamaktadır. Bu konuda en büyük handikap bu çalışmalar uluslararası güçlerin ve tröstlerin elindedir. En büyük tröstlerde otomotiv sektörüdür.

TÜRKİYE HİDROJEN ÇAĞINA GEÇ KALMASIN

Türkiye’de üniversiteler, Odalar kurumlar bu konuda bir araya gelerek işbirliği yapmalılar. Devlette bu konuda hem öncü olmalı, hem de teşvik etmelidir. Biz güneş, rüzgar ve benzeri yenilenebilir enerjide geç başladığımız çalışmalara hidrojen çağına hazırlanırken geç kalmayalım.”

ENERJİ DEMEK ÜLKENİN GELECEĞİ DEMEKTİR

Türkiye’nin bir yandan hidrojen enersisi üzerine çalışmalarını yoğunlaştırırken diğer yandan da Güneş, rüzgar, biyogaz, jeotermal gibi yenilenebilir enerjiye dönüş yapması gerektiğinin altını çiziyor.

Türkiye’de ilk defa İzmir’de 1978 yılında Ege Üniversitesi’nde Güneş Enerjisi Enstitüsü kurulduğunu kaydeden Kasım Kutlu, ancak, ülke olarak bu konuda beklentilerin altında kalındığını vurgulayarak, son yıllarda atılan adımlarında olumlu olduğunu açıkladı.  

İzmir’de 13 Üniversite var. Üniversiteler, esnaf birliği, Ticaret Odası Sanayi Odası gibi kurumların yenilenebilir enerji konusunda çalışmalar yapması gerektiğini vurgulayan Kutlu, bu işin yeterince farkında değiliz. Enerji demek ülkemizin geleceği demektir” şeklinde konuştu.