içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kerkük'te Neler Oluyor? Lozan Anlaşması Garantörü Olarak Türkiye Müdahale Edebilir mi?

Irak'ta peşmerge güçleri Başbakan Mustafa El-Kazımi ile atılan imzaların ardından Kerkük ve çevresinde konuşlanmaya başladı. Türkmen temsilcileri, peşmergenin amacının Kerkük'teki zenginlikler olduğunu ifade etti.

Kerkük'te Neler Oluyor? Lozan Anlaşması Garantörü Olarak Türkiye Müdahale Edebilir mi?
Haberi Sesli Dinle

Irak'ta peşmerge güçleri Başbakan Mustafa El-Kazımi ile atılan imzaların ardından Kerkük ve çevresinde konuşlanmaya başladı. Türkmen temsilcileri, peşmergenin amacının Kerkük'teki zenginlikler olduğunu ifade etti.

Irak'ta peşmerge güçleri, Barzani'nin 2017 yılında yaptığı korsan referandum sonrası çekildiği bölgelere yeniden dönüyor

Altınköprü bölgesinde peşmerge unsurlarının hareketliliği gözlenirken Türkmeneli bölgesinde yeni bir peşmerge işgali mi yaşanacak endişesi baş gösterdi.

25 Kasım tarihinin yaklaşmasıyla birlikte peşmerge güçleri, Kerkük'e bağlı Altınköprü kasabasının çevresinde konuşlanmaya başladı.

Geçmişte peşmerge idaresi altında çatışma ve zulüm yaşanan bölgede aynı durumun tekrar yaşanmasından endişe duyuluyor.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani, Eylül 2020'de peşmerge'nin Kerkük'e gireceğine dair açıklamada bulunmuştu.

KAZIMİ'NİN İMZASI SÜRECİ BAŞLATTI

Irak Türkmen Cephesi Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Millî Gazete'ye yaptığı açıklamada Kerkük'ün yalnız bırakılmaması gerektiğini söyledi. Salihi, Peşmerge'ye fırsat vermeyeceklerini ifade etti.

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, Perşergenin 20. Tugay Komutanlığı'nın Irak ordusuna ilhak edilmesi emriyle süreç başladı.

Bu kılıfla peşmerge Kerkük'e Irak ordusunun bir parçası olarak girebilir.

Kerkük şehir merkezine 8-10 kilometre mesafedeki Leylan ve Hasasu bölgelerine konuşlandırılan Peşmerge'nin Kerkük'ün doğusunda Cemcemal-Hanakin hattını takip ederek Mendeliye uzanan hat boyunca yerleştirilmesi planlanıyor.

"TÜRKİYE ORTADOĞU'DA ESKİ TÜRKİYE DEĞİL"

Irak Türkmen Cephesi eski Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Kerkük'te yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiğini ifade etti.

Ahmet MuratlıAhmet Muratlı

"Türkiye'nin bölgede âli menfaatleri var" diyen Muratlı, "Türkiye Ortadoğu'da artık eski Türkiye değil. Türkiye güçlü ve büyük bir devlet olduğunu bütün dünya kamuoyuna ispatladı" şeklinde konuştu.

Muratlı, Türkiye'nin bölgede cereyan eden tüm hadiseleri yakından takip ettiğini söylerken, birkaç hafta önce Türkiye'nin Kerkük kırsalında yaptığı operasyonun "unutulmaması" gerektiğini ifade etti.

"DEĞİŞİKLİK TÜRKİYE'NİN BİLGİSİ

VE ONAYI DAHİLİNDE OLUR"

Muratlı, şöyle devam etti:

"Bir de Lozan Antlaşması var. Türkiye anlaşmada bir taraftır. Bu coğrafyada yapılacak herhangi bir değişiklik mutlaka Türkiye'nin bilgisi ve onayı dahilinde olur diye düşünüyorum. Büyük taraftır. Bu meselede Türkiye'nin güvenliğini yakından ilgilendiren diğer hususlar var. Sincar olayı var, Musul'daki olaylar var. DEAŞ'in bölgeye yerleşmemesi, terör örgütlerinin yerleşmemesi. Bu bağlamda şunu da unutmayın Kerkük şu anda dünya ile olan bütün yollar kapalı oraya. Orada yapılan ve atıl durumda olan havaalanının açılması konusu var"

"BÖLGEDE ÇOK DEĞİŞİK HAREKETLİLİKLER OLACAK"

Kerkük'te ekonomik ambargo uygulandığını aktaran Muratlı, "Onun için bu olaylar art arda koyduğumuz zaman önümüzdeki dönemde bölgede çok değişik hareketlilik olacaktır. Ben ümitvârım, kötümser düşünmek istemiyorum. Türkiye bu bölgelerde aleyhine gelecek herhangi bir hadiseye izin vermez." düşüncesini dile getirdi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) bütün hayalinin ve hedefinin Kerkük yönetimini kendi güvenlik alanına katmak olduğunu belirten Muratlı, "Biliyorsunuz kuzeyin şu ana kadar en büyük hedefi Kerkük iddiasıdır. Bir de ihtilaflı bölgeler, bu da ne demektir yani bizim Türkmeneli diye tabir ettiğimiz coğrafyanın adeta kuzey yönetimine katılmasının ve buraya hükümranlıklarını kurmak istedikleri" diye konuştu.

"PEŞMERGENİN AMACI KERKÜK'TEKİ ZENGİNLİKLER"

Muratlı, bu hamlenin altındaki tek amacın ideolojik değil Türkmenlerin oturduğu topraklardaki zenginliklere el koymak olduğu görüşünü aktardı.

Muratlı, "Bunu tarihten beri biliyoruz. Bu zenginlikler nedir. Kerkük'teki petrol, doğalgaz ve diğer madenlerdir. Türkmenlerin olduğu Telafer'den Menderi'ye kadar bölgedeki zenginlikler, su kaynakları ve bir de tarım alanları hepsi bu Türkmenlerin olduğu bölgelerde. Bunların da bütün hayalleri bu bölgeleri kendi yönetimlerine almak. Ve bu kendi hayal ettikleri ondan sonra bağımsızlığa kavuşturmaktır. Bunu her mahfilde dillendiriyorlar" dedi.

18 senedir Irak'ın kuzey yönetimi ile Bağdat arasında görüşmeler olduğuna dikkat çeken Muratlı, şunları söyledi:

"Zaman zaman bölgeye peşmerge güçleri giriyor. Çizilen sınırların dışına çıkıp birtakım güvenlik gerekçeleriyle buralara gittikleri doğrudur. Peşmergeler biliyorsunuz 2003'te Bağdat düştükten sonra yine peşmergeler Kerkük bölgesine girdiler. Bu süreci çok iyi okumamız gerektiğini düşünüyorum. Son olaylara gelince böyle bir söylenti ortaya atıldı. Bağdat yönetimiyle bölgesel yönetim arasında nasıl bir anlaşma yapıldığına, içeriğinin ne olduğuna dair kamuoyunda bir yazı da yok.

Olayları incelediğimiz zaman peşmergenin zaten Kerkük civarında yıllardır olduğunu biliyoruz. Buradaki amaç nedir, birileri bir sızıntıdan mı veya Bağdat'ta cereyan eden anlaşmalardan mı endişeliler onu bilemiyoruz."

"KÜRTLERİN TEK RÜYASI KERKÜK'Ü ELDE ETMEK"

Türkmeneli Dernekler Federasyonu Başkanı Op. Dr. Aydın Beyatlı da Haber7'ye yaptığı değerlendirmede, "Bu yeni bir durum değil. Malum Kazımi seçim öncesi bazı Şii ve bazı Kürt gruplarıyla bir araya geldi. İkinci dönem tekrar başbakanlık yapabilmek için. Sadr'la anlaşma yaptığı gibi kuzeyle de yaptı" dedi.

"Tabii bu Kürtlerin de malum tek rüyası Kerkük'ü elde etmek" diyen Beyatlı, "Bu nedenle biz Kerkük'e girmeyi istiyoruz diyorlar. Bu nedenle de bir kalıp bulmak için, seçimden önce anlaştılar. Biz peşmergenin 20. Tümeni'ni Irak Savunma Bakanlığı'na bağlayacağız şeklinde. Bağladıktan sonra Irak Savunma Bakanlığı'nın bir kolu olacak. İstediği gibi hareket edecekler. Şalvarı çıkaracaklar, askeri elbise giyecekler ama sonuçta hepsi peşmerge. Ayın 20'sinde imzayı attı bu konuyla ilgili  Kazımi. Adını da petrol boru hatlarını, DEAŞ'le mücadele amacıyla 20. Tümen orada konuşlanacak. Biz seçimden önce de bağırdık çağırdık, Kerkük'teki Türk-Arap kardeşliğini bozar dedik" ifadelerini kullandı.

Op. Dr. Aydın BeyatlıOp. Dr. Aydın BeyatlıBeyatlı, bu durumu ne Türklerin ne de Arapların istemeyerek ciddi şekilde karşı koyduğunu belirtti.

"TEHLİKE VAR"

"Biz istiyoruz ki Irak'ın imarı için bu gruplar arasında konsensus oluşsun" diyen Beyatlı, "Irak'ın oldu bittiyle idare edilebilmesi mümkün değil. Kerkük'te yaşayan Kürt kardeşlerimizle yaşadığımız bir dönemi görüyoruz. Bundan önce de gerek KDP gerek KYP grupları olsun Kerkük'te yapmadıkları haksızlık ve terör kalmadı. Bunun canlı şahitleri de sadece Türkmenler değil, Araplar ve hatta Kürt kardeşlerimiz oldu. Onun için bunun olmamasının gerekliliğine, ancak tehlikenin var olduğunu, her ne kadar sonuna kadar savunuruz denildiyse de bunun Türkiye Cumhuriyeti Devleti içerisinde sıkıntı yaratabilecek düşüncesiyle mutlaka Türkmenler ellerinden geldiği kadar bağırıp çağıracaklar. Ama bunun yanında da Türkiye'nin de net bir tavrı ve net cümleler ortaya koyması gerektiğini düşünüyoruz Türkmenler olarak" şeklinde konuştu.

"TÜRKMENLERİN TÜRKİYE'DEN BAŞKA HİÇ KİMSESİ YOK"

"Referandumda malum Kürtlerin arkasında pek çok ülkeler oldu ve onları kandırdıar maalesef ama Türkiye yumruğunu masaya vurdu, bunun olmayacağını söyledi ve bütün Irak'ı bölünmeden kurtarmış oldu" diyen Beyatlı, şöyle devam etti:

"Türkiye gerçekten bölgedeki en büyük ülkelerden biridir ve belki de tektir. Bu nedenle Türkiye'nin tavrı sadece Türkmenlerin değil Iraklıların da yüreğine su serpecek. Artık Irak'ın içindeki Türkmenlerin Türkiye'den başka hiçbir kimsesi, destekleyicisi yoktur. Her ülke ve grup Sünniler olsun, Şiiler olsun Kürtler olsun artık değişik değişik ülkeleri arkalarına alıp haksız olmalarına rağmen güçlü haklıdır politikasını izliyorlar. Ama Türkmenler yüzde yüz haklı olmalarına rağmen, maalesef ne siyasi zeminde ne de diğer konularda sesi çıkmamakta. Burada hakları sindirilmekte. Bunun da tek nedeni arkasında güçlü bir mekanizmanın olması"

Beyatı, "Allah razı olsun Türkiye ciddi bir şekilde Türkmenlere yardım ediyor. Ancak şu anda Irak'ın zemini yalnız maddi ve sosyal şeylerle sınırlı kalmamakta. Bazı konularda Türkiye tırnaklarını ve ağırlığını göstermeli. Söylenenler mutlaka eyleme geçmesi lazım" dedi.

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı: Barzani, planını 25 Kasım’da hayata geçirecek,

Türkiye Kerkük’ün sinsice işgaline engel olmalı

"Türkmenlerin Saddam'ın Araplaştırmasına, peşmergenin Kürtleştirmesine, IŞİD bahanesiyle Türkmeneli'nin işgal edilmesine sesimizi çıkarmazsak artık yarın çok geç olur"

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, 25 Kasım'da Barzani'nin Kerkük'e yerleşeceği uyarısını yaptı. İktidara ve muhalefete seslenen Yaycı, “Türkiye, Türk yurdu Kerkük'ün sinsice işgaline engel olmalı. Eğer sesimizi çıkarmazsak yarın artık çok geç olur” dedi.

Yaycı, “Peşmergelerin güvenlik gücü olarak konuşlandırılması neden önemli?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Bölgede ve Kerkük'te yeni gerilimlere ve istikrarsızlıklara yol açacak. 2017'ye kadar Kerkük'te peşmerge cinayetlerinin, baskılarının, seçim hilelerinin yaşandığını ve Türkmenlerin tasfiye edilmeye çalışıldığını hatırlatmak isterim. Irak Başbakanı Mustafa Kazımi, peşmergenin 20. Tugay Komutanlığı'nın Irak ordusuna ilhak edilmesi emriyle süreç başladı. Bu kılıfla peşmerge Kerkük'e Irak ordusunun bir parçası gibi girecek. Baskı ve hile ile Türkmenler ancak 2-3 Türkmen milletvekili çıkarabiliyorken, Kerkük'te son seçimlerde Türkmen seçmeninin sandığa gitmemesinden yararlanan Barzani durumu fırsat bilerek Kerkük'e güvenlik gücü görünümünde peşmerge yerleştirme planını 25 Kasım 2021'de hayata geçiriyor.”

Yaycı, Türkiye’nin bu durumda ne yapması gerektiği konusunda da şu görüşlerini paylaştı:

 “25 Kasım'da Kerkük'e girecek olan Peşmerge, Kerkük'teki Türk varlığı, Türk tarihi ve Türk geleceği için hayati bir tehlikedir. Kadim Türk şehri olan Kerkük ele geçirilmek üzere… Bölgede Araplardan sonra ikinci en büyük nüfus, Kerkük'te ise asli unsur olan Türkmenler yıllardır sistematik şekilde yıldırma politikalarıyla hem Kerkük'ten hem de bölgeden temizlenmek istenmekte. Irak'ta Türk söz konusu olduğunda insan hakları beyannameleri gözü kapalı, kulağı sağır hale gelmiştir. Irak'ın kuzeyinde Barzani yönetimi tarafından gerçekleştirilen suni çatışmalarla IŞİD/DAEŞ tehdidi ve güvenlik zafiyeti algısı yaratılarak peşmerge güvenlik gücüne ihtiyaç olduğu düşüncesi yayılmakta. Türkiye bu konuya ivedilikle eğilmeli ve somut adımlar atarak Türk yurdu Kerkük'ün sinsice ve sessiz sedasız peşmerge işgaline engel olmalıdır. Türkmen şehirlerinde güvenliğin Irak Hükümeti'ne bağlı Türkmenlerden oluşacak birliklerle sağlanması tek çözümdür. Türkmenlerin Saddam'ın Araplaştırmasına, peşmergenin Kürtleştirmesine, IŞİD bahanesiyle Türkmeneli'nin işgal edilmesine sesimizi çıkarmazsak artık yarın çok geç olur.”

Tarih: 16-11-2021

FACEBOOK YORUM
Yorum