ADAM GARİPOĞLU

Zor zamanlardan geçiyoruz, hem de çok zor zamanlardan… 37 milyon nüfuslu Kanada’da bile %13 oranında işsiz var artık. Virüs sırasında işsiz kalan sayısı 2 milyonu geçmiş durumda.

Türkiyemizde durum daha da kötü durumda...Sokağa çıkma yasakları, ödenemeyen kiralar, batan şirketler, ama bir şekilde devam etmemiz gerekiyor. Bir şekilde bu kaosu avantaja çevirmek zorundayız.

İşte tam da bu anda devreye, Türkiye devletinin Amerika'ya, ingiltere`ye ve daha bir çok ülkeye gönderdiği sağlık ekipmanları devreye giriyor.

Türkiye dünya kamuoyunda az ölüm verilmesi, hastalığa yakalananların iyileşme oranları gibi istatistikler ile virüs ile verilen savaşta takdirleri üzerine toplayan bir durumda.

Türkiye, bu konuyu bir de sağlık ekipmanları tedariği ile taçlandırmaya çalışıyor. Evet haklı olarak vatandaşlar biz maske eksikliği çekerken nasıl olur da yabancılara gidiyor, ayıp değil mi diye serzenişte bulunuyor. Fakat bazen risk alınması gerekiyor ve görüldüğü üzere şu anda Türkiye risk alıyor. Ve bu alınan riskler işe yarıyor, yarıyor ki, bir çok kötü amaçlı kaynaklardan, İngiltere’ye gönderilen maskeler Türkiye’ye iade edildi, yok Amerika’ya gönderilen ısı ölçerler bozuk çıktı, yok virüsten hayatını kaybeden sayısı gizleniyor gibi yalan haberler yayılıyor. Şu anda çok ciddi bir şekilde dünya sermayesinin çarkına çomak sokuyoruz ve yeni bir sıralama oluşturmaya çalışıyoruz. Bu dövüşte belden aşağı vuran daha çok olacak.

Şahsım olarak tam 3 yıldır, Türkiye’den irili ufaklı 20’den fazla hastane ile yurt dışında sağlık turizimi ve markalaşması için görüşmeler yürüttüm. Ve 4 hastane ile çok ciddi şekilde somut adımlar attık. Yurt dışında şirketler kuruldu, insanlar eğitildi, markalaştırıldı. Fakat inanın bana, şuan devlet eliyle geliştirilmeye çalışılan bu strateji tutarsa, tatil turizminden, sağlık turizmine, birbirine bağımlı onlarca sektör tekrar kalkınacaktır. Hükümetimiz bu defa gerçekten çok doğru yolda hareket ediyor.

Yabancı haber ajansları, konu Türkiye'ye geldiğinde istemeden de olsa, Türkiye'deki hastaneleri övüyor ve doktorların alanlarında uzman olduğunu vurguluyorlar. Çünkü rakamlar yalan söylemiyor…Bu da zaten hali hazırda sağlık turiziminde kendine bir yer edinmiş Türkiye’yi daha üst sıralara taşıyor.

Yoksa Devletimiz, PKK`ya silah yardımı yapan, salgın sırasında düşmanlarımıza maske yardımı yapan ABD`ye neden sağlık ekipmanı yardımı yapsın ki?
- Tabiki sebebi, reklam ve markalaşma.

Bu yardımı duyan her ABD'li vatandaş inanın bana Türkiye’nin sağlık sistemini merak ediyor ve bir şekilde internete girip araştırıyor.
ABD – İngiltere, İspanya, İtalya ve daha bir çok ülkenin vatandaşları artık Türkiye’nin sahilleri ve tarihinin yanı sıra sağlıklarını geri kazanmak içinde ülkeye gelebileceklerini öğreniyorlar…

Peki, bu rüyayı ne bozabilir?
Vasıfsız kişilerin görev başına geçirilmesi, nemalanmaya çalışmak, eş dost akraba ile iş yapmak, gelen parayı sisteme akıtmadan başka yerlere koymak ve gelişmemek.

Eski düzen diplomatlar ile istişarelere katılmak ve tüketiciye ulaşmak yerine ulaşıyormuş gibi yapmak…

Türkiye'de genellikle dahiler, zeki siyasiler, aklı başında yöneticiler bir sistem geliştirir, çok uğraşıp büyütürler fakat başına koydukları kişiler bunu devam ettirmezler.. Umarım bu sağlık turizmi için aynı olmaz…

Harikulade otelleri ile, isim yapmış havalimanları ve havayolları ile, modern ve temiz hastaneleri ile Türkiye şu anda Sağlık Turizimde 1 numara olmaya aday. Yeterki bundan birileri kısa sürede zengin olmaya kalkmasın.

Uzun yıllar boyunca sağlık sektörüne yapılan yatırımlar çok ciddi bir şekilde para getirecek gibi görünüyor..Biraz sabredelim, bu işin sonu bereketli olacak.

İhtiyacımız olan biraz inanç ve sabır…