içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Bir Seçim Analizi

31 Mart seçimleri içinde barındırdığı mesajlar; karmaşık ittifaklar, siyasi söylemler ve kullanılan dil ve kampanyaları ile Türk siyasi hayatında en çok tartışılan seçimlerden biri olarak tarihteki yerini alacaktır.

Her siyasi parti için ayrı ayrı analize ihtiyaç duyulan 31 Mart yerel seçimleri; kullanılan dil ve propaganda'dan ittifaklara kadar üzerinde durulması gereken önemli dersler barındırmaktadır.Kuşkusuz yerel seçimler, Türkiye'nin gidişatını ve istikametini belirlemesi bakımından önemli bir barometre olacaktır.

Peki 31 Mart seçimlerinde belirleyici unsurlar olarak öne çıkan dikkat çekici hususlar nelerdi? PR Kampanyaları, kullanılan dil, ekonomi, vaatler bu seçimlerde ne kadar etkili oldu?

 

TABANIN PARTİLERİNDEN BEKLENTİLERİ

DOĞRU YÖNETİLEBİLDİ Mİ?

Bunlarında ötesinde partiler; tabanlarında meydana gelen değişimleri ne oranda doğru okuyabildi. Tabanın partilerinden beklentileri ne kadar doğru yönetilebildi? Bunların hepsi tüm siyasi partiler açısından sorgulanmaya muhtaç olgulardır.Bu sorgulamayı iyi yapan partiler hedeflerine ulaşacaklar, yapamayanlar ise seçmenin iradesine boyun eğmek zorunda kalacaktır.

Sandıktan çıkan sonuçlardan sonra AK Parti bu sorgulamayı başlatmış tabanın beklentilerini mercek altına almış. AK Parti, 7 bölgede 81 ilden katılımcılarla yaptığı toplantılarda teşkilatına gelen talep ve beklentileri değerlendirmiş.Tabanın çözüm beklediği ana başlıklardan bazıları şöyle sıralanmış: Atama bekleyen öğretmenler-erken yaşta evlilik- kadın cinayetleri - Kıdem tazminatı tartışmaları - Mülteci sorunu - Uyuşturucu tekelinin Güneydoğu'da kurduğu hakimiyet- İstihdam… 

 

SANDIĞA YANSIYAN SOSYAL VE EKONOMİK KONULAR

Ama benim bu raporda yer almayan ancak ilave etmek istediğim eksik bazı hususlar var. Bunlarında AK Partiye önemli oranda oy kaybettirdiğini düşünüyorum. Bunlardan birisi iç veya dış unsurlardan gelen saldırılar ile ekonomide yaşananlar ve iş dünyasının esnafın, halkın bundan son derece olumsuz etkilenmesi. Diğerleri ise; 3600 ek göstergesi, EYT problemi, Emekli zam oranları, Nafaka sorunu gibi sosyal ve ekonomik konulara yönelik AK Partinin olumsuz bakış açısı veya bu konuların çözümünde geç hareket edilmesi, beklentilere cevap verilememesi bir şekilde sandığa yansıyan olumsuz unsurlar oldu.

 

LİDERİN SIRTINA BASARAK SİYASET YAPMA

Diğer taraftan AK Parti teşkilatlarında insan kaynağı profilinde yaşanan düşüş, adayların belirlenmesinde eş dost, ekip unsurunun etkili olması. AK Parti'nin sırtına basarak yükselen yada Recep Tayyip Erdoğan'ın karizmasının gölgesine sığınarak siyaset yapılması, rant ve kariyer devşirmenin artması, teşkilatların tabanın isteklerine-beklentilerine kulak tıkaması; bu beklentileri karşılamaktan uzak olunması gibi birçok sebepler sayılabilir… Bütün bunların sonucunda da partisine küsen ve kızan büyük bir AK Parti seçmen kitlesi sandığa gitmedi...

 

KENDİ HAKLILIĞINI KAMUOYUNA AKTARACAK

ARGÜMANLAR GELİŞTİREMEDİ

Bunların dışında AK Partinin yürüttüğü kampanya da yeterli değildi. Beka meselesi lider dışında tam olarak anlatılamadığı için seçmende yeterli karşılık bulamadı.

31 Mart öncesi olduğu gibi sonrasında da AK Parti; halkta tam olarak karşılık bulacak, kendi haklılığını kamuoyuna tam olarak aktarabilecek bir propaganda ve söylem dili de geliştirememiştir. 31 Mart seçimlerinde sandıklarda yaşananlar ve çalınmış oylar dışında CHP'nin oyların tamamının sayılmasına yönelik itirazları sonucu bu noktaya gelindiği yeteri derece vurucu mesajlarla kamuoyuna aktarılamadı.AK Parti itiraz nedenleri, sandıklarda yaşananlar, kararların YSK tarafından verildiği gibi bazı konuları genel seçmen kitlesine yeterince anlatılamadı ve CHP adayı bütün bunlardan kendisine bir mağdur algısı oluşturdu. Üstelik CHP adayının israf odaklı söylemine karşı da bir söylem geliştirilemedi. Seçime az bir zaman kala AK Parti bu stratejileri yeniden gözden geçirmelidir.

Bu noktada 23 Haziranda yapılacak olan İstanbul seçimlerinde adaylar televizyonda ortak canlı yayında ilk kez televizyonda karşı karşıya gelecekler.

 

AK PARTİ KÜSKÜN SEÇMENLERİNİ İKNA EDERSE

23 Haziran İstanbul seçimlerinde Yıldırım faktörü önemlidir. Başbakanlık, bakanlık, Meclis başkanlığı yapan Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım tecrübesi, uzlaşmacı tavrı ve ülkemize kazandırdığı dünya ölçeğinde ki projeleri ile taraflı-tarafsız seçmenin gönlünde çok önemli bir yere sahip. Ülkenin her köşesinde onun eserleri ve imzası vardır. Bunu kimse inkar edemez. Yıldırım, 23 Haziran seçimlerinde daha çok insana-yaşama dokunan projeleri önceliyor.Bu doğru ve yerinde bir strateji.Bunun yanında Kanal İstanbul projesi de sadece milyonlarca istanbullu'nun değil, Türkiye'nin sayılı projelerinden birisidir. Yıldırım, dünya ölçeğinde ki bu projeyi de tekrar gündeme getirmelidir.

İşin özeti AK Parti küskün seçmenlerini ikna eder, sandığa götürebilirse, muhafazakar kürtler ve MHP seçmeninden bir miktar daha oy alabilirse 23 Haziran seçimlerinin galibi Binali Yıldırım olacaktır. 

Nihayetinde; Devlete - Millete en iyi hizmet eden, 'İyi Olan' kazansın diyorum…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum