içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Emeklilikte Yaşa Takılanlar

Binlerce vatandaşı etkileyen emeklilikte yaşa takılanların talebi, Meclis’in gündeminde yer alan sosyal ve ekonomik boyutu olan önemli konulardan birisi. Emeklilik için primi tamamlayıp yaşı bekleyenlere müjde niteliği taşıyan EYT düzenlemesi Başkan Erdoğan'ın konuya olumsuz bakması ile birlikte umutlar suya düştü. Bu konu da tam bir hayal kırıklığı yaşandı.

 

Son günlerin en çok araştırılan ve merak edilen konulardan biri de EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) olmuştu.  Şu anki sisteme göre, primini dolduran bir emekli adayı, emeklilik yaşını beklemek zorunda.

Milletvekillerine  de vatandaşlardan gelen şikayetlerin başında emeklilikte yaşa takılanlar, nafaka mağdurları gibi sosyal- ekonomik ve toplumsal konular yer alıyordu.

 

Konunun Meclise gelmesi ile birlikte Emeklilikte yaşa takılanların tamamının mağduriyetlerinin giderileceğine yönelik bir umut doğdu. Ancak bu umut sayın Cumhurbaşkanı'nın açıklaması ile uzun sürmedi. Bundan sonra nasıl gelişmeler olur onu bilemiyoruz. Ancak  geçmişte gerekli düzenlemeler yapılırken değişiklikler yürürlüğe girmesinden sonrasını düzenleseydi veya daha adil bir kademeli geçişi öngörseydi bugünkü mağduriyetler olmayacak ve bu tartışmalar yaşanmayacaktı.

 

Ancak yasa geçmişe doğru rücu ettiği için hem önemli oranda hak kayıpları hem de mağduriyetler çıktı. Karışık bir yapı oluştu. Yanlış anlaşılmasın geçmişte var olan 37-38 yaşında emekliliği savunmuyorum.

 

Sadece bir fiil 20 yıl, 7.200 iş günü çalışma süresini ve  prim gün sayısını dolduran 45 yaş üzeri erkek ve kadının EYT kapsamına alınmasını savunuyorum. Çünkü bu kapsama girenler geçmişte çıkartılan yasanın mağdurlarıdır. Eğer mevcut durum devam ederse bu kapsamdakilerin pek çoğu 30 yıl yani yaklaşık 10 bin iş günü çalışmış olmaları zorunluluğuna tabi olacaklar. Bu bir yasanın oluşturduğu mağduriyettir. Biz olaya birazda insani boyuttan bakıyoruz.

 

İşin en dramatik tarafı mevcut işleyen yasaya göre hizmet süresi ve prim gün sayısı dolmuş ancak bir işte çalışırken işyeri kapanan veya ayrılmak zorunda kalan 45 yaş ve üzeri çalışmak zorunda olan ancak iş bulamayan kişilerin yaşadığı mağduriyetlerdir.  

Bu kişilerin çocuklarının olduğunu, kirada oturduğunu, aileyi geçindirmek sorumluluğuna sahip olduğunu düşünürsek bu dramatik tabloyu kim nasıl düzeltecek?

 

45 yaş ve üzeri insanları iş bulma bulma ihtimaller nedir? Devletin istediği hizmet süresi ve prim gün sayısını fazlasıyla tamamlayan bir kişiye çalışamıyor olsan da, işsiz kalsan da, kirada otursan da, çocuklarını okutmak zorunda da kalsan da yaşını bekleyeceksin demek ne kadar insanidir? 

1999'da yürürlüğe giren yasanın geriye dönük işletilmesi büyük haksızlık oldu. Oysa ilgili değişiklik yapıldığında kapsamı itibariyle yürürlüğe girdikten sonra ki sigortalıları kapsamış olsaydı veya daha makul bir kademeli bir geçiş öngörülseydi bugün bu sorunu konuşmayacaktık. Bugün konuştuğumuz mağduriyetler yaşanmayacaktı. Bu mağduriyet yasanın geriye dönük işletilmesi ile geçmişten gelen kazanılmış müktesep hakların yasa kapsamına alınması ile ortaya çıktı.

Bu yasa mağdurları bugün ortalama olarak 25 yıl bir fiil çalışmış, 8 bini geçen prim gün sayısını tamamlamış ama hala yaşlarının dolmasını bekliyorlar.

Biz elbette geçmişte olduğu gibi 3.600 prim gün sayısını dolduranların 37-38 yaşında başka şartlar aranmaksızın emekli edilmesini savunmuyoruz. Ama daha adil ve makul bir kademeli geçiş olabilirdi. En azından bu yasadan önce çalışan sigortalı olanlara makul bir geçiş hakkı tanınabilirdi. Şimdi emekli olamayan, belirli yaşa geldiği için işte bulamayan ekonomik yönden mağdur olan 'Emeklilikte Yaşa Takılanlara', sosyal devlet anlayışı gereği farklı formüller geliştirerek mağduriyetlerinin asgari ölçüler içinde giderilmeye çalışılmalıdır. Bu adil bir çözüm olacaktır. Devletin imkanları içerisinde bu konuda bir defaya mahsusta olsa bir düzenleme insani bir ihtiyaçtır.Bu düzenleme bütünü kapsamasa da sosyal güvencesi olmayanlar ve hane halkı gelir durumuna göre aşamalı bir düzenleme olabilir. Bütçe imkanları tüm EYT'ler için elvermiyor ise en azından hane halkı çalışan veya gelir durumuna göre adil bir çözüm bulmak toplumsal-sosyal açıdan önemlidir. Bu aynı zamanda sosyal adaletin bir nebzede olsa sağlanmasıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum