içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Siyasetin İnce Vurgusu Sözün Başladığı Yerdir

Siyasetten söz ederken neyi anlatırsanız anlatın “konuşmak” zorundasınız.

Eğer hatırlanmak, unutulmamak iddianız varsa; hem etkili hem en güzel konuşan olmalısınız.

Makalemin ilk satırlarına başladığımda 2019 yerel seçimlerine 1 ay 25 gün 12 saat 20 dakika 16 saniye kalmıştı.

 

Saniyeler, dakikalar, saatler, günler, aylar ilerledikçe değişen bir şeyler var.

 

Seçmenin oy verme kararı ve onun etkileyeceği adayın kaderi…

Başkan olup olamayacağını tayin eden aslında adayın kendisidir.

Elbette mensubu olduğu siyasi partinin etkisi birincil derecede önemlidir.

Ancak, yerel seçimlerde bireysel güç göz ardı edilemez.

Bu güç tamamen aday kişisel özellikleri ve davranışlarıyla sağlanır.

Adayın seçmene yaklaşım tarzı, görünüşü, tavırları, vaatleri, bütün bunları seçmene aktaran en güçlü iletişim aracı sözleri…

Sözlerin sihirli bir gücü olduğunu herkes kabul eder.

 

ÇOK KONUŞMAYIN

Sözü uzatmadan adaylara çok net tüyolar vereceğim.

Konuşmanın, her kapıyı açan sihirli etkisinin an itibariyle 1 ay 25 gün 12 saat ve artık 10 dakika kalan seçimlerde başkan olmak isteyen adaylara da yarar sağlayacağını düşünüyorum.

 

Bu bilgiler, uzun insan tarihi içinde insan davranışlarından, konuşmalarından iletişim biçimlerinden çıkarılmış doğrulardır.

İletişimci olarak çalışma alanıma giren bu konuyu yeri ve zamanı gelmişken tekrar zihinlere yaklaştırmak istedim.

 

İşte basit gibi görünen ve ustalık isteyen kurallar:

Çok konuşmayın: Daha az konuşun, gereksiz uzatmayın, daha çok dinleyin.

Çok az şaka yapan: Yerinde ve kimseyi kırmayan zekice espriler yapın.

İltifatlarda bulunun: Herkes beğenildiğini hisseder, zarif iltifatlarda bulunmaktan çekinmeyin.

Dedikodu yapmayın: Yanınızda olmayan kişiler hakkında konuşmanız sizi basit gösterir.

Kaba ve argo sözlerden kaçının: Konuşmanızı kültür diliyle yapın.

Kendinizle övünmeyin: İçten olun, bırakın başkası sizi övsün.

Muhatabınızı önemseyin: Karşınızdakini ciddiye alıp, dinleyin, bir şekilde hissettirin.

Yerli yerinde konuşun: Muhatabınızın seviyesini dikkate alın, zamanlamayı iyi yapın.

Kendinize güven duyun: Konunuza hakim olup rahat davranırsanız, dinlenirsiniz.

Vurguya dikkat edin, sesinizi iyi kullanın ve anlamlı konuşun.

 


 AKILDA KALAN

Konuşma, uyku dışında her zaman yaptığımız iletişim biçimidir. Ancak, ne kadarı akılda kalır, ne kadarıyla amacımıza ulaşırız?

 

Bunun hesabını tutmayız.

Oysa seçmen karşısına çıkan adaylar; hesabını tutmasa da, seçim sistemi bunun net olarak hesabını yapıyor.

Etkili konuşmanın temel kurallarını sıralarken en sona koyduğum “vurgu”nun değerini şu cümleye bakarak çıkarabilirsiniz.

“Ben de sizinle aynı gemideyim”

Projelerini anlatıp bunların toplumsal yararını vurgulamak isteyen siyasal aktör / aday, eğer “sizinle” sözcüğüne vurgu yapıyorsa, doğrudur.

Burada sembolik olarak toplumsal yaşam içindeki yerine işaret ederken, “gemi” benzetmesine veya “ben” sözcüğüne vurgu her durumda kendini düşündüğüne işaret edebilir.

“Sizinle” sözcüğündeki prozodik vurgu güçlü olmalı.

Ses ve şiddet vurgusu kulaklarda, akılda ve vicdanlarda kalıcı yer açar.

 

Vurgu deyip geçmeyin!

Kelime gruplarının sınırlarının çizilmesine, konuşmanın anlamlı birimleri ayrılmasına; bunlar arasındaki önem derecesinin belirlenmesine katkıda bulunur. Konuşmacının, önem verdiği anlam üzerine yaptığı vurgu, dinleyici için de anlam kazanır. Konuşmanın akılda kalıcı ve daha etkili olmasını sağlar. Tonlama ezgiyi, ahenk ve akıcılığı oluşturur.

 

Vurgusuz bir konuşma, tekdüze, anlamdan yoksun ve etki gücünü düşürür. En risklisi de yanlış anlaşılmalara yol açar.

Bir siyasetçi için en tehlikelisi de yanlış anlaşılmaktır.

Yeri ve zamanı geldiği için bilinen gerçekleri, yeni ifadelerle aktarmaya çalıştım.

Önemli bir konuya vurgu yaptım.

Umduğum faydaya doğru vurgu yaptıysam, amaç gerçekleşmiş sayılır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum