içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Beyaz Türkler Kimdir?

Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Akkent Mahallesi’ndeki alanda Gaziantep’in kurtuluşunun 100’üncü yılı kutlamaları ile 215 tesisin toplu açılış törenine katıldı. Hayvanların korunması ve vatandaşın güvenliğinin sağlanması çağrısında bulunan Erdoğan, “Asiye yavrumuzun başına gelen hadiseyi gördünüz. Beyaz Türkler, sahip çıkın hayvanlarınıza. Hayvanlarınıza sahip çıkın.” Şeklinde bir ifade kullanmıştı.

Pek çok insan tepki gösterdi bu cümledeki “Beyaz Türkler” kavramına. Ben bu cümlenin yanlış anlaşıldığının düşüncesindeyim. Araştırmamı yaptım her zamanki gibi. Beyaz Türkler kimdir? Kastedilen kesim kmlerdir? Amaç nedir diye.

Beyaz Türkler kavramı; Türkiye’deki şehirli seçkin sınıfı tanımlamak için kullanılan, literatüre Nilüfer Göle tarafından kazandırılmış bir kavramdır. Beyaz Türkler, kendisini ilerici olarak tanımlayan bir kısım asker-sivil bürokratlar ve aydınlardır. 20. yüzyıl sonlarından başlatabileceğimiz süreçte bir orta sınıf oluşumundan söz edilebilir ve bu süreç seçkinci bir söylemi de beraberinde getirmiştir. Toplumun “geri kalmış” olarak görülen bir kesiminin ve bu kesimin değerlerinin aşağılanması örneklerine, özellikle medya gibi söz konusu kesimin yoğun olarak meşgul olduğu pek çok alanda rastlanabilir.

Beyaz Türkler, Batılı ve seküler hayat tarzını benimsemiş, ekonomik düzeyi yüksek, eğitim hayatının tümünü veya bir bölümünü yurt dışında tamamlamış güçlü azınlığı ifade eder. Bu azınlık ülkenin ekonomik kaynaklarını doğrudan (yönetim veya sahiplik ilişkisi üzerinden) veya dolaylı (siyasi ilişkiler ve bağlantılar) olarak elinde bulundurur.

*

Beyaz Türkler var da Siyah Türkler yok mu? Var.Kavram esasen şehirlilik-taşralılık ikilemi üzerinden şekillenir ve sınıfsal bir zemine oturur. Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı, taşrada ikamet eden, çoğunlukla işçi sınıfı, yükseköğrenim oranı oldukça düşük olan bu kesimin ekonomik gücü yerel anlamda önem arz etmesine rağmen ulusal çaptaki sıçrayışları yine son dönemde olmuştur. 

*

Bilindiği üzere evde bir kuş beslemek bile masraftır. Para ister. Bilen bilir. Kedi bakan vardır evinde ya da balık. Masraftır işte. Paran varsa karşılayabilirsin ihtiyaçlarını hayvanların. Onlar da hastalanırlar. Veteriner ihtiyaçları olur ayrıca. O da para. Ki bu dönemde evde tencere kaynatmak bile zorken... Ekstra bir gelir ister orlar için.

*

Bununla birlikte,  5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 01.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 14. maddesinin l bendinde; ‘‘ Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak, takas etmek, sergilemek ve hediye etmek yasaktır.’’ hükmü yer almaktadır. Buna rağmen, pitbull besleyenler vardır.

*

Dün bir genelge yayımlandı. Genelge ile sahipsiz ve tehlike arz eden hayvanları belediyeler tarafından 7/24 esasıyla denetim yapacak, sahipsiz hayvanlar bakımevlerine götürülecektir.

Kanımca, bu genelgenin kapsamı genişletilmeli, zararlı ve sahipsiz hayvanların insanlara verdikleri zararları en aza indirgemek amacıyla yeni kanunlar çıkartılmalıdır.

*

Sonuç olarak yazımı şöyle bitirmek iskiyorum. Ve seslenmek istiyorum:

“Beyaz Türkler,  o kadar çok yardıma ve sevgiye ihtiyacı olan çocuklarımız var ki. Gözlerimiz onları da görsün lütfen.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum