içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Okul Kütüphaneleri Kapatılmasın

Fransa’da Üçüncü Cumhuriyet döneminde eğitimin zorunlu, parasız ve laik olması için mücadele emiş ve başarmış bir Başbakan olarak tarihe geçen Juley Ferry “Okul için her şey yapabilirsiniz, eğer okulun bir kitaplığı yoksa hiçbir şey yapmamış olursunuz.” diyerek, okul kütüphanelerinin önemini daha o yıllarda vurgulamıştır.

Okur-yazar bulunan hemen her evde, kurulan her medresede, her mescid ve camide bir kitaplığın bulunduğu Osmanlı Devleti‘nin son zamanlarında kayda değer 763 kütüphane mevcuttu.

Bilindiği üzere, her yıl, mart ayının son pazartesi günü ile başlayan hafta “Kütüphaneler Haftası” olarak kutlanmaktadır ülkemizde. Bu kutlamalar, genellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından organize edilir.

Okul kütüphanelerinin; eğitim ve öğretim programlarına etkin bir şekilde katkıda bulunmak, öğretmenlerin mesleki çalışmalarına yardımcı olmak, öğrencilerin gerek ders için gerekse boş zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmelerine olanak verip onların yapıcı, eleştirici ve estetik değerlere ilgi duymalarını sağlamak, yararlananların düşünme yeteneğinin geliştirilmesi ve bilgi gereksinmelerinin karşılanması için, her türlü bilgi kaynağını sağlamak, düzenlemek- hizmete sunmak, gibi amaçları göz önüne alınacak olursa, eğitime ve eğitim sistemine yapacakları katkının ne derece önemli olduğu görülecektir.

 

Toplumlar kültürlü oldukları ve eğitime gereken önemi verdikleri ölçüde kendilerini başka toplumlara kabul ettirebilirler. Eğitilmiş insan gücü ise eğitim kurumlarının ayrılmaz bir parçası olan kütüphaneler ile mümkün olacaktır. Araştıran, kendini yetiştiren, kendine sunulan bilgiyle yetinmeyip daha fazla bilgiyi nereden nasıl bulacağını sorgulayan insanların yetiştirilmesinde ve okuma alışkanlığının kazandırılmasında okul kütüphanelerinin önemi çok büyüktür.

Bu nedenle, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, zaten yasal altyapısı bulunan okul kütüphaneleri konusunu, yasal mevzuatının gerektirdiği ölçüde gündemine alması ve okul kütüphaneleri konusuna gereken önemi vermesi gereklidir.


Peki, okul kütüphanelerinin yasal durumu bu kadar net ve olumlu; amaçları ve yerine getirdikleri misyon son derece önemli bir durumdayken; okul ve kurumlarımızda baş köşede yer alması gereken kütüphaneler konusunda fiili durum ne?

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın her yıl kütüphanelere dağıtmak için yayınevlerinden kitap alımı işi 2017 yılında “ödenek yetersizliğine” takılarak gerçekleştirilememiştir. Bakanlığın 2017 yılına ait bütçe hesabını doldurmuş olması gerekçe olarak gösterilmiştir. Bakanlık tarafından 2017 yılında bandrol verilen kitap sayısının sadece 58 bin olduğu açıklanmıştır.

Eğitimcilerin tüm tepkisine karşın getirilen “4+4+4” eğitim sistemiyle ortaya çıkan derslik ihtiyacı nedeniyle yüzlerce kütüphane kapatılarak derslik haline getirilmiştir.

Peki üniversitelerde durum ne? Türkiye’de üniversite düzeyinde eğitim alan 7 milyon 198 bin 987 öğrenci için hizmet veren kütüphane sayısı sadece 559’dur.

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre Türkiye’de kitap ihtiyacı, yurttaşların listesinde 235’nci sırada yer almaktadır. Türkiye, UNESCO’ya göre kişi başına düzenli kitap okuma oranlarında dünyada 86’ncı sırada bulunmaktadır.

TÜİK’in verilerine göre 2017’de toplam 28 bin 126 kütüphane çalışmalarına devam ederken MEB’in kitap sayısını artırma planlarının aksine 865 okul kütüphanesi kapatılmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın çocukların okuduğu kitap sayılarının azlığına karşı okullardaki kütüphanelerin her yıl yüzde 50’ye çıkarılması planı olsa da TÜİK verilerine göre, geçen yıl okullardaki 865 kütüphane kapatılmıştır.

Okul kütüphanelerinin kapatılması geleceğimizi aydınlatacak  çocuklarımız ve gençlerimiz için elzemdir. Kütüphanelerin sayısının azalması yerine, giderek arttırılması gerekmektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum