içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Ne Ekersen Onu Biçersin

Oldukça yaşlı bir adam, bir ağacın altında yere oturmuş ağlıyordu. Biraz önce iri kıyım bir genç yanına sokulmuş ve kendisinden içki parası istedikten sonra bir de tokat atmıştı. Yaşlı adamın yere yıkıldığını görenler, hemen yardımına koşup:

 

“Geçmiş olsun dede, O serseri ne istedi ki senden?” dediler…Adamcağız bir şey olmamış gibi toparlanmaya çalışırken; “günü geçmiş bir borcum vardı, onu istedi” dedi. Sadece, yapması gerekeni yaptı. Çevresindekiler, ihtiyar adamı yerden kaldırdıktan sonra eline bastonunu tutuşturup aceleyle işlerine koşuştular. Herkes ayrıldığında, hadiseyi başından beri görmüş olan bir delikanlı onun koluna girerek:

-Fazla hırpalandınız, dedi. Ağacın gölgesinde biraz oturalım mı?

Yaşlı adam yorgun bakışlarını yukarıya yöneltip:

- Benim bu ağacın altında dinlenmeye hakkım yok yavrum dedi. Ölünceye kadar da olmayacak.

Delikanlı, söylenenden bir şey anlamamıştı. Meraklı gözlerle kendisine bakarken, onun tekrar hıçkırıklara boğulduğunu fark etti. Yaşlı adam, iniltiye benzeyen bir sesle:

– Elli yıl kadar önceydi, diye devam etti. Rahmetli babamı, sigara parası almak için bu ağacın altında azarlamıştım. Yani biraz önce evladımın beni dövdüğü yerde.

Delikanlı ne diyeceğini bilemedi ve şimdi biraz daha bitkin görünen ihtiyarın sakinleşmesini bekledikten sonra, onu arabayla evine bırakmayı teklif etti. Adam, titrek adımlarla yoluna koyulurken:

– Evim oldukça uzaklarda yavrum. Ama ben yürüyerek gideceğim oraya. Babamın da,  onu azarladıktan sonra, üzüntüsünden yayan döndüğü gibi.  Hem şehir dışındaki kabristana gidip ruhuna bir Yasin okuyup ondan ve Allah’tan af dileyeceğim. (Alıntı)

**

Bugün büyük bir salgınla karşı karşıyayız. Durumun ciddiyetinin bizler farkındayız. Korona virüsü aslında genç yaşlı dinlemiyor.  Bağışıklık sistemi zayıf olan ve kronik hastalığı olanlar ya zor iyileşiyor ya da ölüm riskleri artıyor. Bu kapsamda 65 yaştı üstü olanlara sokağa çıkma yasağı  ve  bu yasağa uymayanlara da Kabahatler Kanunu’nun 32. Maddesi gereğince 392 lira idari para cezası kesiliyor. Yasaklara rağmen sokağa çıkan, 65 yaş üstü büyüklerimize yapılan saygısızlıklar da bu zor günlerimizde hüzün çökmüş yüreğimizi biraz daha sızlatıyor. Elleri öpülesi, başımızın tacı, yıllarının tecrübeleriyle saçlarına karlar yağmış,  yüzlerindeki her çizgide yaşanmışlığın, emeğin, hayat mücadelesinin izleri bulunan büyüklerimize yapılanlar,  “biz nasıl bir toplum olduk” dedirtiyor. Yılların üstüne yüklediği sorumluluk ve çekilen  acılarla dolu yorgun gözlerle özgürlüğe koşmak, doğa ile  baş başa kalmak istiyor. Fakat bu defa saygı sınırlarını aşan tavırlar içine giren seviyesiz kişilerle karşılaşıyorlar. Bir tarafta yılların yorgunluğu ve hayata tutunma isteği, diğer tarafta kendini bilmez kişilerden gördükleri seviyesiz, saygısız davranışlar toplumun yüreğinde yaralar acıyor ve bizleri düşündürüyor.

 

Yaşlılığın her insanın yaşayacağı bir dönem olduğunun bilinmesi ve bireylerin bunları birbirine daha sık hatırlatması da gerekiyor.  Oysa ki; olumsuz davranışlarla üzdüğümüz, 65 yaş üstü büyüklerimiz toplumsal hayatımızın en değerli hazineleridir. Bizlere milli ve manevi değerlerimizi, geleneklerimizi, örf ve adetlerimizi yaşatan ve bize aktaranlardır. Edinmiş oldukları tecrübeler ile bizi geleceğe hazırlayan onlardır.  Bizim yaşam rehberimiz,  öğretmenimiz olan büyüklerimizin kıymeti bilinmelidir. Onlar korunmalı, istekleri saygı, sevgi hoşgörü çerçevesinde yumuşak bir üslupla anlatılmalı ve ihtiyaçları karşılanmalıdır.

Rahmetli Kamran İnan, ölmeden önce son yazdığı “Bir Ömür” adlı kitabının arka kapağına şunları yazmış.  Afrika’da bir söz vardır. Yaşlı bir insan öldüğü zaman derler ki; “bir kütüphane daha yandı”.

Büyüklerimiz geçmişten geleceğimize ışık tutan bir fener gibidir. Bilgi birikimleri, sevgileriyle bazen ruhumuzu, bazen yolumuzu, bazen içimizi aydınlatır, gücümüze, güç katarlar.

Bizler ülkemizin içinde bulunduğu salgın hastalığı yumuşak bir üslupla onlara anlatmalıyız. Büyüklerimizi yaşlılık çağının sıkıntılarını azaltacak tutum ve davranışlarda bulunmalı. Onlara sevgi, saygı, şefkat göstermeli, gönüllerini kırmak yerine gönüllerini ve dualarını almalıyız. Bir gün hepimiz yaşlanacağız.  Yaşlılığın vermiş olduğu sıkıntıları hepimiz yaşayacağız.

“l know what it is to be young.. But you don’n know what it is to be old.”

Orson Welles’in meşhur şarkısında söylediği gibi;

“Ben genç olmanın ne olduğunu bilirim, fakat sen yaşlılığın ne demek olduğunu bilmezsin…”Biz yaşamadığımız yılları bilemeyiz. Öyleyse yaşanmış yılların yükünü taşıyan büyüklerimize iyi davranalım ki, yaşlandığımızda bize de iyi davransınlar. İnsanoğlu şunu unutmamalıdır. “Hayatta ne ekersen onu biçersin”.

 

Toplumumuzun vazgeçilmez yapı taşları,  hayatımıza yön veren tecrübeleri, ülkemize verdiğiniz emekler ve bilgi birikimleriniz, nasihatlerinizle bizlerin yoluna ışık tuttuğunuz,  bizlere daima kol kanat gererek bizleri koruduğunuz için tüm yaşlılarımızın ellerini öpüyor saygılar sunuyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum