BERNA NAZİK KÖSEOĞLU

İlkokul düzeyinde tüm sınıflar okula dönmüşken 8. Ve 12. Sınıflara ek olarak 5. Ve 9. Sınıfların da okul dönüşleri için tarihler belli oldu.

Çocuklar açısından da bu kararlar farklı şekilde karşılanmakta. Evden sıkılan öğrenciler için nefes alma ortamı yaratacakken ev konforuna alışmış çocuklar için şimdiden gerginlik sebebi oldu. Ebeveynlerimiz de bu konuda kafa karışıklıklarını ve çatışmalarını aktarmaya başladılar.

Bu konudaki çatışma ve farklı istekler ancak doğru bir iletişimle aşılabilir. Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi okula dönüş kararı her ailenin kendi dinamikleri ve doğrularıyla alması gereken bir karardır. Evdeki kronik hasta durumu, sağlık konuları bir başkası tarafından müdahale edilebilecek veya yargılanabilecek alanlar değildir. Bu nedenle okula dönüş kararı alma konusunda ailelerin baskı ve yargılamaya maruz kalmaması gerekmektedir.

Okulun sadece bilgi edinme merkezi olmadığını, akademik gelişimden daha fazla bilişsel, sosyal, duygusal ve bedensel gelişimi desteklediğini daha önce de belirtmiştim. Yetişkinler için kayıp alanları farklı olurken pandemi sürecinin, çocuklar için ciddi gelişim aksaklıklarına neden olabilir okulsuz yaşam. Çocukların okula dönüş kararı bu bağlamda verilmelidir. Pandeminin daha uzun sürmesi demek bir neslin ciddi gelişim sorunları sergilemesi demektir. B azı velilerimiz tüm dünya çocuklarının aynı durumda olduğu için bunu bir kayıp olarak değerlendirmeme eğilimindedir. Ancak önlemlerin alınarak çocukların gelişimlerine yardımcı olmak hem devletin hem de yetişkinlerin görevidir. Bu konuda bireysel önlemlerin çocuklar için sıkılaştırılması gerektiğine inanıyorum.

Teknoloji ile aralarına biraz da olsa mesafe koymak bedensel sağlıklarına da iyi gelecektir. Maalesef müfredat konusunda hiçbir düzenleme yapmadan yüz yüze eğitimi uzaktan eğitimde aynı miktarda vermeye çalışıyoruz. Dikkat sürelerinin uzaktan eğitim ve yüz yüze de aynı olmasını bekliyoruz. Saatlerce ekran başında ders dinlediğini düşündüğümüz öğrencilerimizin aslında bir arpa boyu yol almadıklarını da zamanla göreceğimizi düşünüyorum. Uzaktan eğitimden de aynı şekilde verim alınabileceğini düşünen ebeveynlerin tüm gün aynı şekilde herhangi bir konuda küçücük ekrandan ders dinelemeye davet ediyorum. Bir saat sonraki yorgunluğunuz tüm gün aktif bir şekilde dinleme yorgunluğundan bile fazla olacağını görebilirsiniz. Bilginin kaydedilme ve işlenme sürecinden bahsetmiyorum bile.

Elbette zorunluluklar karşısında uzaktan eğitim kaçınılmazdır ve pandemi sürecinde kurtarıcı da olmuştur. Ancak benim her zaman belirttiğim, gündemimizin her zaman geleceğimiz olan çocuklar ve onların yüksek menfaati olması gerektiğidir. Bir nesli kaybetmemek için devletin ve vatandaşların gereken önlemleri alması gerektiğini anlatmaya çalışıyorum.

Bir süre daha maskeyle dolaşabilir bir süre daha insanlarla aramıza fiziksel mesafeler koyabiliriz. Sosyalleşmenin artık fiziksel yakınlıktan bağımsız olduğunu da öğrendik nasılsa. Biz yetişkinler kolayca atlatırız pandemide geçen zamanlarımızı ve bir süre sonra normal yaşantımıza döneriz. Ancak çocuklar için sağlıklı olmayan durumlar yaşanmaması için, elbirliğiyle onlara sağlıklı okul ortamları sunmak zorundayız.