içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Eğitim nasıl kurtulur?

Mart ayında ilk vakanın çıkmasının ardından okullar tatil edilmiş ve arkasından da yüz yüze eğitim yerine uzaktan eğitim verilmeye başlanmıştı. Bu süreç içerisinde eğitim öğretim yılını tamamlayarak sınavları, tercih dönemlerini bitirdik ve yeni bir eğitim yılının açılmasına hazırlanmaya başladık. Ancak hem bireysel hem de yasal sorumlulukların tam olarak yerine getirilememesi, yasaların ve kuralların uygulanma ve takibinin yapılamaması neticesinde salgının en yoğun dönemlere geri döndük. Hatta bireysel düşüncem ve yaşadıklarım ilkbahar dönenimden de fazla vakaların olduğunu düşündürttü bana bu zaman dilimi.

Bu yaşanılanların gölgesinde ilk olarak öğretmenler için ilk zil çaldı. Bazı kurumlarda yüz yüze (ki bunlar özel okullardı) başladı 8. Ve 12. Sınıflar için. Devlet okullarında ise şu an eğitim EBA yayınları ve okulların kendi düzenledikleri canlı dersler üzerinden verilmeye çalışılıyor. Bu durum ve tüm yaşanılanlar eğitimde eşitsizliğin uçurumlarını da iyice genişletiyor

Hep belirttiğim gibi okul sadece ders öğretim ortamı değil. Öğrenciler hayatı, toplumsal kuralları, beraber yaşamayı, psikolojik ve sosyolojik gelişmelerini de okul sayesinde edinmekteler. Özellikle bazı kritik yaş evrelerinde edinemedikleri beceriler ilerleyen yaşlarda da aksaklık olarak karşımıza çıkabiliyor.

Örneğin yedi yaş çocuğu hem bilişsel hem de motor becerileri nedeniyle okuma yazma öğrenmeye en uygun dönemdedir. Okul yaşantısına da uyum sağlaması kolay olur. Ancak salgın nedeniyle eğitime başlayamayan çocuklarda becerilerde sorunlar yaşanabilir. Örneğin geçen senenin birinci sınıfları için öğrenilen okuma yazma becerisi ve okul uyumu eğitimin çevrimiçi olması nedeniyle gerileme eğilim göstermiştir.  Bununla beraber sınav hazırlı yapan 8. Ve 12. Sınıf öğrencileri için bu eğitim öğretim yılı son derece önemlidir. Diğer yaş ve sınıflarda da eğitimden faydalanamamak akademik sorunlardan önce psikolojik ve toplumsal uyum sorunları meydana getirebilir. Bu anlamda bakanlığın uzaktan eğitim verilmesinin etkili olmayacağı okul öncesi ve 1. Sınıf öğrencilerini kademeli de olsa yüz yüze eğitime alma kararı son derece doğrudur. Ancak ivedilikle devlet okullarındaki 8. Ve 12. Sınıf için de gereken önlemler alınmalıdır.

Özellikle sosyal medyada yurt dışı okula dönüş modelleri sıkça örnek olarak verilmektedir. Ancak öğrenci nüfusunun ve okul sayılarının göz önünde bulundurulduğunda özellikle gelişmiş olan Avrupa ülkelerinin bize çok uygun örnek olduğunu düşünmüyorum. Mevcut durum içerisinde de adımlar atarak her sınıf düzeyinde örencileri sınırlı zaman dilimlerinde de olsa okula getirilebilir.

  • Bunun için ilk olarak okulların salgın sürecine hazırlanma aşamasında kendi imkânları ile yalnız bırakılmaması gerekiyor. Özellikle temizlik temelli ihtiyaçlar devlet tarafından karşılanmalıdır. Okullar bu ihtiyaçları karşılanması konusunda yalnız bırakılmamalıdır. Temizlik personeli, temizlik ve hijyen malzemeleri okullara devlet tarafından gönderilmelidir. Bu okul yönetimi ve öğretmenlerin ciddi mesai harcadığı temel bir sorundur çünkü.

  • Geçici statüde olsa dahi okullarda tam zamanlı sağlık görevlisi bulunmalıdır.

  • Sınıflardaki ders yükü azaltılmalıdır. Hatta bu duru salgın sonrasında da devam ettirilmelidir. Haftada 40 saat okulda buluna ortaokul ve lise öğrencileri için temel dersler okul türüne, sınav hazırlık durumuna göre belirlenmelidir.

  • Her sınıf düzeyi haftada bir veya iki yarım gün okulda olacak şekilde planlama yapılmalıdır. Ancak sınav hazırlığı yapan örenciler diğer gruplara göre daha fazla yarım gün okulda bulunmalıdır. Bu sayede okul binaları sadece o sınıf düzeyine göre sosyal mesafeli olarak öğrenciye uygun hale getirilebilir.

  • E okul sistemi sağlık bakanlığı ile entegre edilerek ailesinde tanı almış, temaslı birey ola öğrencilerin tespiti okula bildirilerek okula gelmesi engellenmelidir. Bu konuda ailelerden yazılı beyanlar alınmasına rağmen, pozitif veya temaslı olarak karantinada olması gereken kişilerin topluma rahatça karıştıkları düşünüldüğünde caydırıcı olması adına okula da sistem üzerinden bilgi verilmesi sağlanmalıdır.

  • Bu konuda hassas noktalardan birisi de öğrencilerin sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına uyma noktasında ailesinin eğilimlerini yansıtma durumudur. Ailesinden kurallara uymayan ve hem kendisini hem de diğer öğrencileri riske atan bireyler olan öğrenciler ne yazık ki öğretmen ve okul yöneticileri için ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Ortaöğrenim kademesinde ergenlik dönemiyle beraber riskli davranışları sergileme eğilimleri de artmaktadır. Bu nokta da alınacak caydırıcı önlemler öğrenci ile beraber ona örnek olan ailesini de kapsamalıdır. Caydırıcı cezalar ve eğitim verilmesi gündeme gelmelidir.

  • Eğitim bazı dersler için yüz yüze başlatılsa dahi bazı dersler ve olağanüstü durumlar için uzaktan devam etmek durumun olacağından ihtiyacı olan öğrencilere teknolojik destek devlet tarafından sağlanmalıdır. Maddi ve teknolojik olanakları yeterli olmayan ailelerin eğitimden faydalanması temel amaçlardan birisi olmalıdır.

  • Eba ve canlı ders uygulamaları, kronik hastalığı bulunan, pozitif veya temaslı öğrenciler için devam ettirilmelidir. Hatta öğrencinin sınıfından alınan video kayıtları öğrencilere ulaştırılarak kendisi bildiği düzenden ve kendi alıştığı öğretmenden ders almaya devam etmesini sağlayacaktır.

  • Eğitim sürecine destek veren servis, kantin işletmesi gibi birimlere bu süre için vergi veya ekonomik destek sağlanmalıdır.

  • Okullarda normal zamanlarda yapılan iş ve işlemler azaltılmalı hatta bazıları kaldırılmalı temel amaç salgın sürecinde eğitimi devam ettirmek olmalıdır.

Bunlar, hem bir psikolojik danışman hem de bir veli olarak, alanı ve okulları bilen bir birey vatandaş olarak  gerekli gördüğüm bazı adımlardır ve acilen atılması gerekmektedir. Oluşan eşitsizlik durumunun önüne geçilmesi için devletimizin ciddi bilimsel kararlar alması gerekmektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum