BERNA NAZİK KÖSEOĞLU

Yarın yüz binlerce çocuğumuz gideceği liseleri belirleyebilmek adına bir sınava girecekler. Öncelikle tüm çocuklarımız için en güzelini, en iyisini, en hayırlısını  dilediğimi ileterek başlamak isterim.

Sınava yapılan hazırlıklar sonlandırılmaya ve zihinler dingin bir hale getirilmeye başlandı birkaç gündür. Artık kaygının ve gerginliğin çocuklardan uzak tutulması gerekli olan gündeyiz. Pek çok çocuğun kaygı seviyeleri de ebeveynlerinden kaynaklanan bir şekilde artmakta. Ebeveynler için ölüm kalım savaşıymış gibi görülen bu sınavlar çocukların üzerindeki baskıyı arttırmakta, bu da başarı performanslarını ciddi olarak etkilemektedir.

Çevremde bu konuda fikrimi soran tüm ebeveynlere aynı şeyi, çocukların ve ailelerin performansının  iyi bir şekilde devam etmesi halinde hangi okula giderse gitsin iyi sonuçlar alacağını belirtiyorum. Hatta 30’ lu, 40’lı yaşlarını yaşayan ebeveynlere, kendi lise zamanlarımızı hatırlatmaya çalışıyorum. Çok az sınavla gidilen okul vardı. Mahallesinde veya farklı nitelikteki okullarda okuyan öğrencilerin de gerekli çalışmayı sergilediklerinde yine iyi ve gelecek vadeden üniversite ve bölümlere yerleşebiliyorlardı. Şuan ki okul dağılımının da aynı o zaman dilimindeki gibi olduğunu, öğrenci sayılarının artmasıyla zorlaşsa da temel de bir değişiklik olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Bu şekilde bakınca çocuklarımızı depresyona sokacak boyuttaki baskıdan ve kaygıdan uzak durulmasının da kolay olacağına inanıyorum. Değişimi dehşet verici bir şekilde değerlendirmek yerine zaten bu düzenin hep var olduğunu unutmamak gerekli. Sınavla öğrenci alan kurumalara yerleşen çocuklarımız da sınavla öğrenci almayan okullara yerleşen öğrencilerimiz de yerleştikleri okullarda gelecekleri için çalışmaya devam edecekler. Ailelerin bu sınavı yolun sonu  olarak görme eğiliminden uzak durmaları çok önemli.

Bu bakış açısıyla bugün çocuklarımızın moralini yüksek tutarak ve gerekli hazırlıkları yapmaya çalışarak yardımcı olmalıyız. Yarın kaygılarımızı ve korkularımızı yansıtmadan, rutinlerinin dışında bir beslenme ve davranış biçimi sergilemeden sınav süreci geçirilmelidir. İki sınav arasında çocuklarımızı sınavla ilgili konuşmaya zorlamadan ve diğer aile ve öğrencilerin gereksiz baskısından da uzak tutarak rahatlayacakları bir zaman dilimi geçirmelerine yardımcı olunmalıdır.

Çocuklarımız ne yaparlarsa, nasıl bir sınav sonucu alırlarsa alsınlar değerlidir önemlidir.  Onların değeri ve bizler için anlamı asla bir sınava indirgenemez. Ailelerin sonuçlardan dersler çıkartarak çocuklarını gelecek eğitim hayatlarında desteklemeye devam etmeleri gereklidir.

Tüm çocuklarımıza başarılar, bol şanslar ve güzel bir gelecek dilerim !