BERNA NAZİK KÖSEOĞLU

23 Mayıs Perşembe günü yurt ve dünya genelinde pek çok okulda “Okul Dışarıda Günü” etkinliği gerçekleştirildi. Özellikle okul öncesi ve ilkokul döneminde pek çok özel ve resmi eğitim kurumu çocuklarıyla beraber bahçede, açık alanda öğrenmenin ve eğlenmenin keyfini çıkardı. Eminim ki dünü dışarıda geçiren tüm çocuklar bugün okullarına daha mutlu gelmişlerdir.

Eğlenmek ve keyfini çıkarmak, sınıfın doğal ortamında genellikle güç olabiliyor. Yaşları gereği oynayarak, eğlenerek, deneyimleyerek öğrenebilecek çocuklar, öğretmenlerin daha aktif olduğu havasız sınıf ortamlarında zamanlarını geçiriyorlar.

Çocukların bu ortamları sevmedikleri ve tercih etmediklerini, mevcut okul ve sınıf ortamlarımızın onlara uygun olmadığını anlayabilmek için uzman olmaya da gerek yok.

Sınıf ortamında çok fazla zaman geçiren çocuklar doğaları gereği dikkatlerini toparlamakta güçlük çekiyorlar. Beyin görüntüleme cihazlarıyla da Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive bozukluğu rahatsızlığı görüntülenebilmiş olsa da şehir hayatında ve kapalı mekânlara sıkıştırılan çocuklarda görülme sıklığının artması da bence çocukların doğru olmayan ortamlarda kalmasının sonucu diye düşünüyorum.

Çocuklar, okuldan gitme vakti geldiğinde koşar adımlarla okuldan çıkıyorlar. Lise öğrencileri bile hem müfredat yoğunluğu hem de sağlıksız sınıf ortamları nedeniyle kaçarcasına okuldan uzaklaşıyorlar. Okulu tek sevme nedenleri okulda kurdukları ilişkiler. Okulun binalarını, sınava dayalı sistemi, saatlerce oturdukları sert zeminleri, soğuk ve genelde tek tip sınıflarını sevmediklerini söyleyebilirim.

Ayrıca okulun tek amacının sınava hazırlamak mantığı olduğu yerleşmiş. Ekonomik ve sosyal gereklilikler sınav gerçeğini aileler ve eğitimciler için merkeze alma nedeni. Çocuklar da bu gibi gerekliliklerden, mecburiyetlerden dolayı okulu sıkıcı, zorlayıcı buluyorlar.

Ama 2012 de Londra’da bulunan bazı okulların hayata geçirdiği  “Boş Sınıf Günü” etkinliği ses getirerek sivil toplum örgütleri ve firmaların da desteğiyle “Okul Dışarıda Günü” halini aldı. Bu sayede pek çok çocuk dün bahçenin, açık havanın, doğada öğrenmenin tadına vardı.

Daha önce da belirttiğim gibi oyun çocukların hayatının temeli. Oyunla öğreniyor, oyunla gelişiyor ve oyunla keşfediyor. Eğer doğasına uygun olmayan ortamlarda öğrenme gerçekleştirmeye çalışılırsa sadece öğrendiği düşünülür ve bu öğrenme kalıcı olmaz. Açık havada pek çok uyaran varken sınıftaki kadar dikkatinin dağılmaması da önemli bir vurgudur. Bu nedenle ülkemiz sistem belirleyicilerin gerçekten çocuk ruh sağlığı konusunda uzmanları dinlemesi gerekmektedir. Eğitim sistemimiz sınav mantığından uzaklaştırıldığı ve okulun ve öğrenmenin soğuk sınıflara sıkıştırılmasından vazgeçildiği takdirde gereksiz yere şişirilen müfredatlar azaltılacak, çocukların sınavlarla sınanma kaygısı ortadan kaldırılacak ve çocukların ruh ve beden sağlıkları korunacaktır.

Ayrıntı için : https://okuldisaridagunu.org adresi ziyaret edilebilir.