içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Karma'ya İnanmak

Kendimizi bıraktık, vazgeçtik her şeyden, her şey dediğim huzur, huzurun içinde bir gülümseme ve gülümsemeyle bütünleşen mutluluk. Mutluluğumuzdan vazgeçtik, en azından ben vazgeçtiğimi farkettim...

Cenk seni ne mutlu eder? Nasıl huzurlu olursun? diye sorsalar cevabım tek kelime olurdu: "Üretmek" siz buna "Yazmak" da diyebilirsiniz, "Sevmek" de...

Hayatın akışına, hırsa, kazanmaya kendimi o kadar çok odakladımki güçlü olmak istedim, hep güçlü olmak istedim ama bu gücün elimden en sevdiklerimi almasını farkedemedim, yanıldım. Bu güç para değil, makam değil benim isteğim bunlar değil bunlarla hiçbir zaman mutlu olmadım zaten. Hep eleştirildim bu kadar imkânın varken neden paranın veya makamın peşinden gitmiyorsun diye. Anlamadılar beni, duymadılar ve görmediler. Ben bu imkânları sadece zorda olanlar, ihtiyacı olanlar için kullanmak istedim. Makamımla, paramla değil marka yapacağım ismimle anılmak istedim ve çok şükür başardım. Benim kazandığım da makamım da bugüne kadar bana hep yetti fazlasında gözüm olmadı ve huzuru aradım hep, sağlıklı bir huzur istedim sadece ve sevmek...

Son bir yılıma dönüp bakıyorum, her şeyden vazgeçip kimliğimi yitirmeye başlamışım resmen. Kazanmaya odaklanmışım, işkolik olmuşum, siyasete adamışım kendimi. Değer miydi? veya değdi mi? diye sorarsanız eğer cevabım net ve açık: "HAYIR ne değerdi ne de değdi..."

Kimler için neler yapmadım ki? veya işim için neler yapmadım ki? Beni tanıyan herkes için bir şey yapmaya çalıştım, herkes için... İkili ilişkilerimde ve işimde ne kadar dikkatli, özenli ve başarılı olduğumu hem şuan bu yazıyı okuyan siz hemde çevrem gayet iyi bilir. Yani şöyle de diyebiliriz elimden gelen her şeyi yaptım. Peki herkes içerisinden benim için elinden gelen her şeyi gerçekten içinden gelerek yapan oldu mu derseniz Annem ve Babam hariç, bir kişi...

Dostlarım, arkadaşlarım, kardeşlerim sağ olsunlar onlarında eksikliğini hiçbir zaman görmeyeyim. Emeklerin zayi olmadığına, kalbi temiz olanın karşısına kalbi temiz insanların çıktığına inanmışımdır hep ama beni buna sadece bir kişi inandırdı... Hep derdim aileme keşke bir ablam olsaydı diye, abla özlemiyle büyüdüm ve bir ablam oldu...

Son bir yılda çok sevdiğim köşe yazısını bir tane bile yazmamışım, üretmemişim. Sevmek derseniz evet dürüst olmak gerekirse sevdim çok güzel bir kızı, en azından sevmeye çalıştım. Zorladım, istedim, hep üretmek istedim bu güzel kızın, -yüreğinde korku olmayan ve kendinden emin olduğum- bu güzel kızın  hayatında eksik olan sevgiyi üretmek istedim ama başaramadım...

Umut Vera Tuna'nın dediği gibi: "Sevgi yalın ve somuttur, bir muamma içerisinde aranan cevap değildir." Sevginin somutluğundan kopup soyutluğuna kendimi bıraktığım rüyamdan uyandım ve sevginin somut olduğu farkındalığını anladım...

Geçen gün çok güzel bir söz okudum:

"Ruhsal sıkıntıların kaynağında, anlamsız insanlarla anlamlı ilişkiler yaşama isteği ve çabası yatar." Viktor Emil Frankl. İçten bir patlama, özünde saf bir tutuşma... Nasıl? Niçin ateş ile? Niçin mantık kuralları içinden çıkalım ki? 

Bazen yenilgileri kabullenmek gerekir... Yanlış işi seçmiş olabilirsiniz, yanlış insanlara değer vermiş olabilirsiniz, yanlış kişiyi de sevmiş olabilirsiniz ama kabullenmek gerekir... 

Hiçbir şey için geç değil; bugün hayatta ki son günün olsa kısa yaşanmışlıklar hiç yaşanmamışlıklardan daha iyidir dersin, bugün hayatta ki son zamanlarının ilk günü yani ikinci en iyi zaman olsa yeni bir başlangıç için geç değil demelisin...

Tolstoy'un da dediği gibi: "Belkide her şeyi kabullenip hayatı akışına bırakmak lazım. Zorlamak bazen çözüm değildir ve zorla olan hiçbir şey güzel değildir. En güzel intikam herkesi arkanda bırakıp karmaya inanmaktadır..."

Sevdiğim şeylere dönüş yapacağım. Huzur bulduğum işleri yapacağım, gülümsediğim insanlara değer vereceğim ve mutlu olduğum kişiyi seveceğim...

Yani ben de karma'ya inandım...

Sağlıcakla kalın...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum