içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Pandemi Dönemi ve Sonrası Sürdürülebilir Turizm!

Turizm sektörü özellikle Pandemi döneminde değişen müşteri taleplerine yönelik olarak kendini yeniden yapılandırma dönemine girdi. Demografik değişiklikler, üst düzey hijyen kriterleri,gelişen ihtiyaçlar ve teknolojik yenilenmeler,izole tatil anlayışı önümüzdeki yıllarda turizm sektöründe iş yapış biçimini değiştirecek.Pandemi döneminde Otellerini açan işletmeler ayakta kalma savaşı verdi,Sezonun sonuna geldiğimiz bugünlerde herkesin odaklandığı ve büyük umutla bekledikleri 2021 için hazırlık alt yapı çalışmalarına başlayanlar 2021’de kazananlar ve ayakta kalanlar olacaktır.

Milenyum neslinin sahneye çıkışı ile birlikte tatil anlayışlarında da önemli değişiklikler yaşandı. Teknoloji ile büyüyen bu gençlerin turizm sektöründen dijitalleşme talepleri var. Bu kitle seyahat etmeyi seviyor ancak alışkanlıklarından da vazgeçmek istemiyor. Bu nedenle sektörün sosyolojik olarak bu nesli iyi tahlil etmesi ve teknolojik yatırımları bu minvalde alması bekleniyor.

 

Tatilcilerin ürün deneyimi paradigmasında Pandemi döneminde yaşanan değişimler turizmin geleceğini de belirleyecek nitelikte. Gezginler giderek daha otantik, kültürel ve eşsiz bir deneyim arayışı içindeler.

Sürdürülebilir turizm, insanın etkileşim içinde bulunduğu ya da bulunmadığı çevrenin bozulmadan veya değiştirilmeden korunarak, kültürel bütünlüğün, ekolojik süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve yaşamı sürdüren sistemlerin idame ettirildiği ve aynı zamanda tüm kaynakların ziyaret edilen bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal ve estetik gereksinimlerini karşılayacak şekilde ve gelecek kuşakların da aynı gereksinmelerini karşılayabilecekleri biçimde yönetildiği bir yaklaşım olarak tanımlanıyor.

Sürdürülebilir turizm ile turizmin toplum ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirilerek yerel ekonomiye, doğal ve kültürel mirasın korunmasına, bölge halkı ile ziyaretçilerin yaşam kalitelerinin artmasına katkı sağlanması hedefleniyor.

Sürdürülebilir turizm kavramı esas itibariyle bir turizm türünü değil, farklı turizm türlerinin geliştirilmesine yönelik faaliyetler yürütülürken benimsenmesi gereken ilkeleri tanımlıyor.

 

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Birleşmiş Milletler Dünya 

Turizm Örgütü’ne (UNWTO) göre sürdürülebilir turizm ilkeleri şunlardır:

 

1)  Ekonomik Süreklilik: Turizm güzergâhlarının ve girişimlerinin başarılarını sürdürebilmeleri, uzun vadede fayda sağlamaya devam edebilmeleri için tasarlanan politikaların yerelde uygulanabilirliğini ve işletmelerin ulusal ve uluslararası düzeyde ve tematik bağlamda rekabet edebilirliğini sağlamak.

2)  Yerel Kalkınma: Ziyaretçilerin yerelde geceleme, yerel üretici ve hizmet sağlayıcı ile buluşma, yerelde harcama oranını çoğaltıcı önlemleri destekleyerek, turizmin ev sahibi destinasyona katkısını artırmak.

3) İstihdam Kalitesi: Irk, cinsiyet, engellilik gibi konularda ayrımcılık yapılmaksızın, mesleki uzmanlaşmayı desteklemek, ücret ve hizmet kalitesini iyileştirilerek turizm ile yaratılan yerel istihdamın sayısını ve kalitesini arttırmak.

4) Sosyal Katılım ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Turizm faaliyetlerinden elde edilen ekonomik ve sosyal faydaların, genele yaygın ve adil bir biçimde dağıtılmasına çalışmak, ekonomik ve sosyal olarak dezavantajlı kesime sağlanan fırsatları, gelir ve hizmetleri iyileştirmek.

5) Ziyaretçi Memnuniyeti: Irk, cinsiyet, engellilik hali, yaş veya başka bir ayrımcılık yapılmaksızın, ziyaretçilere güvenli, tatmin edici, sürdürülebilir ve yenilikçi bir deneyim sunmak, “sorumlu turist” olgusunu desteklemek.

6)  Yerelden Kontrol: Yerel yönetimlerin planlama, yönetim ve uygulama aşamalarında turizmin diğer paydaşları ile istişare içerisinde olmasını sağlamak, bölgede turizmin gelişimi konularında bölge halkı/toplulukları ve sivil toplumu güçlendirmek ve süreçlere dâhil etmek.

7)  Toplumsal Refah: Sosyal bozulma ve istismara yol açmadan yöre halkının sosyal yapı ve kaynaklara, imkânlara ve yaşam destek sistemlerine erişimlerini sağlayarak, yaşam kalitelerini muhafaza etmek ve iyileştirmek.

8)  Kültürel Zenginlik: Tarihi mirasa, özgün kültüre, geleneklere ve yöre halkının ayırt edici özelliklerine saygı duymak ve bunların değerlerini artırmak.

9)  Fiziki Bütünlük: Kentsel ve kırsal alanların kalitesini muhafaza etmek, iyileştirmek ve çevrenin fiziki ve görsel açıdan bozulmasını önlemek.

10) Biyolojik Çeşitlilik: Doğal alanların, yaşam alanlarının, yaban hayatının, türlerin ve endemizmin (yöreye özgü türlerin) korunmasını desteklemek ve bunlara verilen zararı asgari düzeye indirmek, bu uygulamalar süresince ve sonrasında koruma-kullanma dengesi gözeterek bunların bilinirliğini artırmak.

11) Kaynakların Verimli Kullanımı: Turizm tesislerinin ve hizmetlerinin gelişimi ve işletiminde, kısıtlı ve yenilenmeyen kaynakların kullanımını asgari düzeye indirmek, doğal, kültürel ve tarihi değerler söz konusu olduğunda yerel sahiplenmeyi ve ulusal ve uluslararası bilinirliği artırmak, bu uygulamalar süresince ve sonrasında koruma-kullanma dengesi gözeterek bunların bilinirliğini artırmak.

12) Çevresel Etki: Turizm işletmeleri ve ziyaretçilerden kaynaklanan hava, su ve toprak kirliliğini ve atık üretimini asgari düzeye indirmek, yöre halkını, işletme çalışanlarını ve misafirleri çevresel etki bağlamında bilgilendirmek ve “sorumlu işletme”, “sorumlu turist” gibi kavramları yaygınlaştırmak

Dünya Turizmde Geleceğe Yönelik Eğilimler

İnsanoğlunun farklı amaçlarla turizm hareketlerine katılacağı ve yeni turizm türlerinin gelişeceğini söylemek mümkündür. Turizm hareketleri artarak ve çeşitlenerek devam edecektir. Zaman içinde değişen yalnızca insanların katıldığı turizm türü olacaktır.

Teknolojik gelişmeler sonucunda insan gücünün yerini otomasyon alacak ve bireylerin çalışma süreleri kısalacaktır. Boş zamanı artan bireylerin turizm etkinliklerine katılmaları sağlanacaktır. Bireylerin eğitim ve kültür düzeyleri artacak. Turizm etkinliklerine daha yoğun olarak katılacaklardır.

 

Pandemi ve Salgınlara rağmen Dünya nüfusunun daha da artacağı dikkate alındığında turizm hareketlerine katılacak potansiyel artacaktır.Harcanabilir gelir düzeyindeki artışlar, turizm faaliyetleri için ayrılan payın artacağını göstermektedir.Kapalı siyasi ve ekonomik yapıya sahip ülkeler, artık turizm etkinliklerinde aktif bir şekilde yer almaya başlayacaklardır. Gelir, yaşam düzeyi, gelenekler ve aile yükümlülükleri gibi nedenlerle turizm hareketlerine katılamayanlar refah artışı ve teknolojik gelişmelerle tatil yapma imkanına kavuşacaklardır.

Paket turlarla yapılan turizm etkinliklerinde artış gözlenecektir. (Ekonomik kolaylık, dil sorunu çözümü, daha fazla yer görme, bürokratik kolaylıklar)Ülkeler arası öğrenci değişim programları ve bir dil öğrenme isteği turizm hareketlerini etkileyecektir. (savaşlar, terorizm, doğal afetler, ekonomik durgunluklar, sosyal çalkantılar, bulaşıcı hastalıklar vb. ise trendleri negatif yönde etkileyebilecektir.)

 

Dünya turizm hareketlerinde önemli bir gelişme de üçüncü yaş turizminde görülecektir. Turizm çeşitlerinde uzay seyahetleri de 2025’ten sonra ciddi şekilde gündeme gelecektir.

 

Türkiye Turiziminde Geleceğe Yönelik Eğilimler

 

Doğal, kültürel ve ekonomik değerleri planlı ve verimli bir şekilde değerlendirmesi durumunda dünya turizminde aldığı pay artacaktır. Turist profilinin belirlenmesi ve alternatif turizm türlerinin uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir. Kıyı türizmi ile birlikte kültür turizm temel unsur olacaktır. Doğu Bloku ülkelerinden gelen turistlerde önemli artış vardır. Ticaret ağırlıklı ve kısa süreli olmasının olumsuz etkileri dikkate alınmalıdır. Yeni pazarlara açılmalıdır. İç turizmde de önemli artışlar gözlenmektedir. Dini ve ulusal bayramların etkisi büyüktür. Hafta sonu hareketleri ya da günübirlik turlar artmaktadır.

Ortadoğuda barışın hakim olması, Türkiye-Mısır-Yunanistan-İsrail paket turlarına talebin artmasını sağlayacaktır. Örgün ve Yaygın turizm eğitim programlarının sayısının artması turizm bilincinin sağlıklı gelişmesini sağlayacaktır.

Günümüzdeki olağanüstü durumu göz önüne aldığımızda, turizm şirketlerinin insan ruhundan olduğu kadar, iş ortakları olan diğer sektör şirketlerinin ruhundan da anlaması gerekiyor. Yaşadığımız olağanüstü pandemi dönemi sonrası durgunluk içerisinde olan seyahat kavramı hareketlenecek. Şirketler ara verdikleri iş seyahatlerine devam edecek. Çünkü dünyanın birçok yerinde hemen her sektör, çalışan sayısı fark etmeksizin seyahat ediyor ve işlerinin büyük bir kısmı da seyahat etmeyi gerektiriyor."

2021’e odaklanan ve iyi hazırlanan kazanacak…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum