içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Tanışma ve Dayanışma

 

Toplum yaşamında rol oynayan başlıca kavramlar; Tanıma, tanışma, buluşma, konuşma, kaynaşma, dayanışma, paylaşma, birleşme ve işbirliğidir.

 

 

Bir ilişkiden söz edebilmemiz için doğal olarak birbirimizi tanımamız gerekir. Bu nedenle ilişkilerimiz de  kuracağımız köprünün temeline hoşgörü, güven sevgi, saygı sevme harcını koymalıdır. Böylece  İnsani  ilişkilerimiz daha etkin daha anlamlı kılınabilir. Bu durumda ortak kültür ve temel değerlerin anlaşılıp insanlığın yaşatılması, yaygınlaştırılması sağlanabilir. İnsanın en üstünü yaşam kurallarını (temel değerleri) en çok algılamış insan faydalı olabilmiş, hata ve yanlışlara düşmekten kurtulmuş kimseler olduğu belirtilmiştir. İnsanlar; aile bireyleri, akraba, komşu, hemşeri, yurttaş, vatandaş, eğitmen, güvenlik sorumlusu gibi çok çeşitli konularda görev üstlenmiş insanların taşıdığı ortak ve selim değerler oranınca bir arada huzur ve mutluluk içinde yaşayabilirler.

 

İnsanların farklı dil, ırk ve milletler hâlinde yaratılmış olması ayrışmanın değil, birbirleri ile tanışmanın ve kaynaşmanın nedeni olarak algılanmalıdır. Çünkü toplumların ve milletlerin karşılıklı iyi niyet ve hoşgörülü davranışları; sosyal hayata barış, huzur, güven ve katma değer olarak yansıyacaktır. Bu yaklaşım tarzı, zamanla milletler arası ilişkileri ve dünya barışını da olumlu etkileyecektir. Bu nedenle milletlerin birbirlerine karşı ikili ilişkileri ve davranışları önem arz etmektedir. Ne var ki modern çağımızda bile, bazen kişinin hayat hakkı ve sosyal gü- vencesi en çok kendi cinsi tarafından tehdit edilmektedir. Nimetlerin ve hakların paylaşımında da yine egoizm duygusu ve şiddet rol oynamaktadır. Daha da tehlikelisi, makam, mevki ve üstünlük duygusu şahsi çıkarlara alet edilmektedir.

 

İnsan sosyal, kültürel, ahlaki, dini, ekonomik ilişkiler içinde; tüm bu ilişkilerini sorunsuz devam ettirme mecburiyetindedir.Zaman zaman istemeyerek oluşan sorunların, dar boğazların sonu ve çaresi vardır. Bu tür rahatsızlıkların başlıca çaresi hoşgörü ve ortak akıldır.

 

İnsanlık ailesinin bütün üyeleri, çağın nimetlerinden ve evrensel değerlerinden yararlanmaya layıktır. İstendiği takdirde ırk, dil, bölge ayrımı gözetilmeden her türlü sosyal yardımlaşma ve dayanışma imkânları devreye konulabilir. Samimi komşuluk ilişkileri geliştirilerek her türlü haksızlığın ve yanlışlığın üzerine gidilebilir. Açlık çeken ve beslenme imkânı olmayan bütün bölgelere yardımcı olunabilir. Sağlık ve eğitim yardımları gönderilebilir. İşte insanlık ve komşuluk adına; sivil toplum kuruluşlarına,  basın ve yayın kuruluşlarına… vb görevler düşmektedir. Bütün insanlar aynı kökten, aynı atadan gelen ve aynı gemide bulunan kardeş ve akraba topluluklarıdır. Asıl görevleri adaleti gözetleyerek, hayırda ve iyilikte yardımlaşmaktır. Mevlana’nın toplumsal barışa yönelik evrensel çağrısına göre; “Buluştur, birleştir, ayrılık yoluna ayak basma” söylemi unutulmamalıdır.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum