içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

İntihara Teşebbüs Neden Suç Sayılmalı

Bugün duyduğum çok üzücü bir haberden dolayı  uzun süredir kafamı meşgul eden bir konuyu ele almak istiyorum; intihar, özkıyım konusunu işlemek istiyorum.

İntihara teşebbüsün önüne nasıl geçilebilir?

İntihara teşebbüs  nedenleri nelerdir? 

Kanunda neden suç sayılmıyor?

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından dünyadaki intihar vakalarıyla ilgili oranlar şöyle;

Dünya çapında ise her yıl 800 bin kişi intihar ederek hayatını kaybediyor, bunun 20 katı ise ölümle sonuçlanmayan intihar girişimi yaşanıyor, yani bu oranlar 16-20 milyon kişiye denk geliyor.

WHO’nun hesaplamasına göre her 40 saniyede bir kişi yaşamına son veriyor, bu durum dünyada her yıl sıtma, göğüs kanseri, savaş veya kadın cinayeti nedeniyle yaşanan ölümlerden daha fazla.

İntihar, 15-29 yaş arası gençlerin ölüm vakalarında ikinci ölüm nedeni.

İntiharların yüzde 70'den fazla bölümü düşük ya da orta gelir seviyeli ülkelerde yaşanıyor.

Türkiye ise en fazla intihar yaşanan ülkelerin oranlar üzerinden sıralandığı listede 100'üncü sırada bulunuyor. 

Ancak intihara teşebbüs edenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok.

Yaşanan intihar olaylarında ölenlerin yanında ölmeyip sakat kalanların da sayısı azımsanmayacak derecede fazla.

İntihar Nedenleri:

-Psikiyatrik hastalıklar,

-Bireyin sevdiği, değer verdiği bir kişi tarafından reddedilmesi veya terkedilmesi,

-Çocukluktan gelen özbeğeni, özsaygı, özdeğer duygularının eksikliği

-Yaşam zorluklarına karşı yalnızlık, kaygı, endişe duyguları,

-Aile birlik ve bütünlüğünün eksik olması,

-Ailede önceden intihar öyküsünün olması,

-Alkol ve uyuşturucu, uyarıcı madde bağımlılığı,

-Sevdiğin birinin kaybı ve ona kavuşma arzusu,

-Uzun süreli ölümcül hastalık,

-Cinsel kimlik gelişiminde oluşan sapmalar,

-Ailesini veya sevdiği kişiyi vicdani cezalandırma isteği,

-Yaptığı bir hatanın telafisinin olmadığını düşünüp kendisini cezalandırma isteği,

-İntihar eden kişiyle özdeşleştirme,

-İntiharı özendiren yayınlar, paylaşımlar,

-Diğer sebepler.

İnsan psiko-sosyal bir varlık, sadece kendisine bağlı bir varlık değildir, nasıl ki kişinin ailesi, içinde yaşadığı toplum ve devlet kişiye karşı sorumluysa, onun da ailesine, toplumuna, devletine karşı sorumluluğu vardır. 

Bu üç faktör birbirini psiko-sosyal, sosyo-ekonomik, ruhsal, maddi ve manevi anlamda etkilemektedir, her birinde oluşacak sorun diğerlerini de etkilemektedir.

Dünya üzerinde 3 büyük semavi dinin de tamamen reddettiği bir eylemdir ve büyük günahlar arasındadır, tamamen haram ve uzak durulması gereken bir davranış olarak gösterilmektedir.

Ancak; Türk Ceza Kanunu'na baktığımızda intiharın herhangi bir cezai karşılığı yoktur, ama yönlendirenlerin cezai sorumluluğu bulunmaktadır. 

Hâlbuki intihara teşebbüs etmek bugün askeriyede yasaktır ve cezai karşılığı vardır ve ondan dolayı intihara teşebbüs olayları yaşanmamaktadır, bu açıdan baktığımızda neden bu cezai müeyyide sivil hayatta olmasın. 

Kişi, intihara teşebbüs halinde ceza alacağını bilse, bu eyleme başvurur mu, nasıl ki insanlar öfkelendikleri birini öldürmeyi düşünmüyorsa, ona zarar vermeyi düşünmüyorsa, kendisine de zarar vermeyi düşünmeyecek, öfkesini daha farklı olarak yönetmeye çalışacaktır, zira bu bir hak değildir.

Bugün birçok suçun oluşmasını engelleyen etmen suçun karşılığında bir cezanın olması değil midir?

Gerçekleştirilen intihar vakalarının büyük çoğunluğu gösteri amaçlı, dikkat çekme amaçlı, yakınlarını korkutma, endişelendirme amaçlıdır ve yakınlarını psikolojik baskı altına alarak yönetmeye, yönlendirmeye çalışmak için yapılmaktadır. 

Bana bir şey derseniz dediğimi yapmazsanız canıma kıyarım. Size bu acıyı yaşatırım tehdidinden, şantajından başka bir şey değildir, başka bir duygusal düşünce de kendini acındırmadır. 

Her zaman zararsız bir şekilde atlatılabiliyor mu, tabi ki hayır, sakat kalan birçok insan vardır.

Şöyle düşünmek gerekmektedir; neden kimse birini öldürmeyi göze almıyor, çünkü verilecek cezanın caydırıcılığı bu konuda insanları yeniden daha sağ salim düşünmeye ve engellemeye yetmektedir. 

Tıpkı bunun gibi intihar teşebbüslerinin de cezai bir karşılığı olduğunda eminim ki kimse bu tür bir şeye kalkışmayacaktır.

Nişanlısıyla, eşiyle, kardeşiyle, anne ve babasıyla kavga ettiği için ilaç içmeyecek, köprülere, binalara çıkmayacaktır. 

Dolayısıyla şov amaçlı veya ikna amaçlı dikkat çekme isteği, birçok saçma sapan intihar teşebbüsleri son bulacaktır, devletin kurumları da daha fazla bu konuyla ilgili meşgul edilmemiş olacaktır.

İntihara teşebbüsten sonra bu konuyla ilgili kimler harekete geçiyor; 112 acil veya hastanelerin acil servisleri, emniyet mensupları, itfaiye, savcılık, mahkemeler, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, hastanelerin psikiyatri poliklinikleri ve servisleri vb. kurumlar, kuruluşlar.

İntiharın suç kapsamına alınmasıyla ilgili hukukçu bir tanıdığım ile görüştüğümde bu konunun kendine zarar vermenin cezai bir karşılığı olmayacağını, benzeri şekilde kendi edinmiş olduğun bir mala zarar vermeyle aynı kapsamda değerlendirileceğini, ancak bu zarar verme işleminin bir başka kişiyi etkilediğinde cezai bir karşılığı olduğunu söylemişti. 

Bunu bir örnekle açıklayacak olursak; kişi müstakil bir evi varsa ve onu kundaklıyorsa  suç olmadığı, ancak apartman dairesi ise başka insanları da etkilediği için cezai işlem veya dava açılabileceğini söylemişti. 

Bu bakış açısı da bana çok sağlıklı gelmemişti, çünkü sonuçta bu ev üzerinde tasarruf sahibi aile üyeleri vardır. 

Bunun gibi insanlar ruhsal, biyolojik, sosyal, psikolojik, duygusal olarak birbirine bağlıdır ve sorumludur. 

Bir kişinin intiharı duygusal ve psikolojik baskı aracı olarak kullanması, vicdani şantaj veya vicdani tehdidinin de bir cezai karşılığı olmalı ki, insanlar farklı çözümlere yönelsinler.

İnsanlar intihar düşüncesinden vazgeçince sorunlarının çözümü açısından daha farklı yöntemleri bulmaya başlayacaklardır. 

Son olarak; intihara karşı alınacak kanuni önlemler düşünülürken psikiyatri hastaları konusunda bir esneme olabilir. 

Nasıl ki bazı psikiyatrik hastaların cezai müeyyidesi yoksa, intihar eğilimini tetikleyen psikiyatrik hastalıklara sahip olan kişiler bu kanun kapsamı dışında kalabilir, onlar için farklı uygulamalar yapılabilir, örneğin sağlık tedbiri uygulanabilir.

Kısaca; intihara teşebbüsün engellenmesi için yeni yasaya ihtiyaç bulunmaktadır, bu yasa gerekirse kişileri kendisine karşı koruyacaktır. 

Ayrıca; kişilerin çevresindekilere ve içinde yaşadığı topluma vereceği zarara karşıda koruyacaktır.

Artık bu konuya karşı bakış açısının değişmesi gerekmektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum