içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

2020 Yılı

Yine bir yılı geride bıraktık. Acısıyla, tatlısıyla, aslında çok üzüntülü, kederli, bazen de neşeli..

Sağlıkta, ekonomide, savunmada, iç ve dış siyasette, eğitimde inanılmaz mücadeleler verdik. Bu kadar iç-dış düşman ve hainlare karşı ülkeyi korumanın, sabırla ileriye taşımanın hiç te öyle görundügü gibi kolay olmadığını gördük. Bir eğitimci olarak bu zamana kadar ülkeyi yönetenleri sadece matematik mantığım ve güçlü bildiğim hislerimle gözlemledim. Çünkü benim işim siyaset değil eğitim..

Eğitimimize gelince, yeni Bakanımız umut vadediyor. Gerekli mesleklere uyumlu açılan sanayi ile anlaşmalı pilot meslek liseleri projeleri; bu gençlerimize üniversite mezunu olan birçok gencimize göre daha da ön plâna çıkartacak yaşam standartları olanaklarını sunacak gibi görünüyor.

20.000-40.000 arası sıralamasına sahip gençlerimiz, tıp fakültelerini tercih edenler (genelde fen liseleri ilk 2000'ler), hatta 40.000'leri 100.000 binleri beğenmeyip( bu sene en iyi üniverseteler 42 binle kapattı)  mezuna kalmayı seçen tekrar hedeflerine kilitlenen ögrencilerimiz, çok zor sorularla lgs sınavına hazırlanan 8 ler oldukça umut verici ve sevindirici. Benim tanıdığım gördüğüm genç çalışkan erdemli bilgili onlarca ögretmenimizde, her zaman küllerinden yeniden doğmasını bilen bu ülkenin yılmaz bilinen gerçekleri. Ülkemizin her yerinde pırıl pırıl, ülkesini seven, bilime inanan, önem veren binlerce genç olduğuna da inanıyorum. Olduğum yerde sıradan bir  devlet Anadolu Lisesinde böyle çok çalışan gençlerimiz ve öğetmenlerine de şahit olunca gelecekten ümitliyim açıkçası.

Sayın Bakanımız Ziya Selçuk beyi bir kere dinleme fırsatı yakaladım. Sanki aynı şeyleri düsünuyoruz, tecrübe etmişiz (mesleğinde elbette benden daha fazla yaşanmışlıkları vardır) gibi konuşmaları benim açımdan saşırtıcı sevindiriciydi. Bu umutla da yeni yılda devlet okullarımızın  daha da güçlü birer eğitim-öğretim, bilim-sanat yerleşkeleri olacaklarını hayal ediyor, olmalarını diliyorum..

7' den 70'e derler ya, tüm ailelerimizin de ögretime çok önem verdiklerini görüyorum. Tuik' e göre, %24 işsizlerimizin çoğu genç ve üniversite mezunu. Ailelerimiz;  kendi çocuklarını kendileri çok iyi tanıyacaklarını varsayarak, -ortaokullarda notların çok yüksek olmasına rağmen- lisedeki aşırı çalısma disiplinine uyamayacakları inancı taşıyorlarsa, ara mesleklere yönlendirmede de aynı kazanç sahibi olabilecekleri tezine de inanmalılar. Yüksek puanlarla üniversite kazananlarla, kazanamayanların zekâ düzeyleri aynı..Sadece bazı çocukların disiplinli çalışma sabırları yok. Aileler bu nedenle, düz liselerde yazları dahil 8 dersin konularının her ayrıntısını, formüllerini bilme yetisi, Türkçe' de çok kitap okumuş  olma, matematikte 72 konunun formülleri ile birlikte  binlerce sorusunu doğru çözebilme ve üstelik bütün bunları da 'lise 1 den lise sona' kadar aklında tutması gerekeceği gerçeğini hiç göz ardı etmemelidirler. Bu iş spora benzemez, madalya kazansin diye zorla da yaptıramazsınız.

 2020 de her çocuğumuzun, gencimizin en iyi şekilde ve en mutlu oldukları bir biçimde yetişmeleri, bu yolda hayatlarına yön vermeleri en büyük umudumuz.

 "Öncelikle hayatı iyi tanımak lazım. Hayatımız temel olarak 4' e ayrılır. 12-25 yaşları arası, 25-40 arası, 40-55 arası ve 55'i sonrası. Bunlar gençlik, yaşlılıkla ilgili aralıklar değil. Bu aralıklar; bir insanın yetişmesi, olgunlaşması ve eser vermesiyle ilgilidir. 12-25 yaşları arası öncelikle temel atma dönemidir. Hayatınızı esasen bu dönemde kurarsınız. Benim hayatımın 12-25 yaşları arası verimli geçti. Bu çok önemlidir. Çünkü her bakımdan boy atıyorsun " diyor son kitabı  'BIR ÖMÜR NASIL YAŞANIR' da ünlü tarihçimiz prof İlber Ortaylı.

     2020 de herşey gönlünüzce sağlıkla yaşanır inşallah. Mutlu bir yıl dileğiyle..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum