içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Dünya Bilim Ve Biz

Bu yıl içerisinde yaşadıklarımızı hak ettik mi diye çok düşündüm. Gerçi hak ettik ama kendi halimizde yaşayıp giderken şeytanilerin acımasızca dünyayı bu hale  getirmeleri kabul edilir bir şey değil. Çok kayıplar verdik, bütün dünya çok kayıp verdi. İnsanoğlu bu kahpece saldırıdan da sağ çıkabilmek için aylardır çok mücadele etti, hâlâ da ediyor.

Aklımdan çıkmayan tek düşünce bundan sonrası. Peki bundan sonra bu kadar eğitim kısıtlamasının ortasında, bilimde ilerleme nasıl olacak? Biz bilimde ilerleyebilecek miyiz? Nasıl yapmalıyız da ülkemizi bu saldırılardan korumak için  bilimde çok daha ileri gidebilmeliyiz..Herhalde aylardır bir tek benim zoruma gitmiyordur bu durum. Birçok kişi de benim gibi düşünüyordur çünkü insanoğlu hiç bu kadar aciz ve çaresiz kalmamıştı..Ne yazık ki elimizde savaşabileceğimiz bir bilim yok. Bilmiyoruz. Anlamıyoruz. Hareket edemiyoruz. Nefes alamıyoruz. Sıkıştık kaldık, çırpınıyoruz.

Dünyanın nüfusunu azaltmak için en iyi yaratılmış insan  acımasızca bu şekilde mi yok edilmeliydi? Evet en tehlikeli varlık insan doğru ama en güzel varlıkta insan. Peki, sonu böyle mi olmalıydı. Her gün yüzlerce kaybımıza sadece bakıp kalıyoruz ve insanlar sadece 15 gün içerisinde yok olup gidiyorlar. Üstelik beynimizin içinde dönüp dolaşan bir sürü kanıtlanamayan komplo teorileri ile kendi evlerimizde bir mahkum gibi yaşamaya devam etmek zorunda bırakılıyoruz. Neden? Şeytaniler dünyayı ele geçirdi, küreselciler çok para kazanacakmış, mış mış mış..

Peki biz bu komplo teorileri içerisinde yaşarken ne yaptık!..Küreselciler 30 yıldır insanı yok etme plânlarını yürütürken onlarca profesörümüz bir nevi zehir olduğunu üstüne basa basa izâh etmeye çalıştıkları  tehlikeli gıdaları koşa koşa gidip almadık mı, GDO’lu ekmekleri yemeyin dedikleri halde yemedik mi...

Atalarımızdan bildiğimiz kendi doğrularımız varken, insanı aptal yapan mankurtlaşma aracı sihirli kutuların büyüsüne kapıldık. Devasa marketlerin şaşalı gösterişlerine aldanıp alışveriş yapma sapkınlığı ile bütün bu zararlı olduğu anlatılan yiyecekleri kendi ellerimizle evlerimize taşımayı matah bir şey sandık. Etrafımıza bu kadar ağ örüldüğünü göre göre, her gece dizi seyretmekle (ki dizi oyuncularının çoğu senin benim gibiyken şu anda sırça köşklerinde, bir elleri balda bir elleri yağda sırıta sırıta kendilerini izole ediyorlar) oyun oynamakla, mağazala mağaza gezip zaman öldürerek küreselcilerin kahvehanelerinde gönül eğlendirdik.

Doğru ya her şeyi biliyorduk ama her şeyi. Her konuda uzmandık. Marketlerde, AVM lerde, plajlarda, okullarda, evlerde, sağlık ocaklarında, konserlerde çok  ama çok afilliydik. Öyle böyle değil. Herşeyi o kadar çok biliyorduk ki  havamızdan yanımıza varılmıyordu. Bilgimizden attık mı mangalda kül bırakmıyorduk!!! Herkes aklınca dünyayı ben yarattım edasıyla bir yaşam sürüyordu.

Ne oldu, çok bilenler çok havalılar neredesiniz?..Okullarda çocuğum öğrenmeden 100 alsın diye bas bas bağırıyordunuz. Çocukları eğitmemek için ellerinden geleni yapan emperyalistlerin uşakları öğretmenlere ya da para düşkünlerine bayılıyordunuz..Havalar bitti üç kuruşluk gösterişler sona erdi..Tabi kolay değil can korkusu, ömrü boyunca  direndiği tek sermayesi mal korkusu..Boş boş efelenmeler bitti. Geriye psikolojisi bozuk binlerce insan kaldı. Projede buydu, insana gerek kalmayacaktı.

İşte ATALARINI unutursan, dinini yok sayarsan nefsine yenik düşersen elin adamı gelir böyle her şekilde nefsinle, kedinin enciği ile oynadığı gibi oynar. Senaryolar yazar başrole de seni beni koyar.

Ne demişti sahi "Yüce dinimiz" neydi İLK EMRİ ‘’OKU’’. Yaradan seni yaratmış mı yaratmış sonra kitap göndermiş mi göndermiş. Kulum nefsini terbiye et, terbiye et ki ayakların yere bassın kurtuluşa erersin demiş mi dememiş mi? Evet şimdi o kahrolası nefsimizle başbaşa sağ kalmaya çalışıyoruz

Sahi ya bir de çok ama çok ATATÜRKÇÜYDÜK..Özür dileriz Atatürküm biz senin ilimle bilimle olan yönünü hiç benimsemedik..Kitap okumayı, 'elalemin yazdığı benim kafama uymaz' zihniyetli acayip utanmaz  bir toplum olduk. Büyük küçük; sağ dedik ittik sol dedik ittik, açık dedik ittik, kapalı dedik ittik, zengini sevdik fakiri ittik, medeniyet dedik kadını meta aracı yaptık ittik, dövüyoruz öldürüyoruz.

Cumhuriyet, medeniyet ve ‘’İLİM’’ bize 10 gömlek fazla geldi, bir türlü öğrenemedik, kendimizi eğitemedik..

Bu kadar kurnazlık bu kadar tembellik bu kadar cahillik bu kadar kötülük akıllara ziyan. Ülkeye ziyan. Bugün geldiğimiz bu noktada ben bize bu cennet vatanı bırakan o çok büyük âlimlerimizden, ûlemalarımızdan, büyüklerimizden ve şehitlerimizden bu tembelliğimiz  ve aczimiz yüzünden utanıyorum, binlerce kez özür diliyorum. Kıymetinizi hiçe saydık.

Umarım 2021 de aklımız başımıza gelir, herşeyi yoluna koyabiliriz..Umarım biz başaramadık, çocuklarımız gençlerimiz bizi örnek almazlar da başarabilirler..

Sağlıklı mutlu bir yıl dileğiyle..Sevgiyle sağlıkla bilimle kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum