içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Evdeki Sistem

2020 üniversite sınav sonuçlarının genel değerlendirmesindeki sayısal başarısızlık yine gündemde..Her dersten yüzlerce anlatımlı ve soruları video çözümlü kitap var, yine de kimse açıp anlamaya çalışmamış..Pes..Yine sistem suçlu diye düşündüğünüzü biliyorum. Sistemin elbette hataları vardır. Ama suçlu sistem  filan değil, sistem sizsiniz, suçluda sizsiniz. Bu sistemi seçimlerinizle, hareketlerinizle siz oluşturuyorsunuz. Toplumun  evindeki sistem ne ise, dışarıya da yansıyan olgudur sistem. Çocuklar çok mu çalışkan, çok mu güzel yetiştirilmişlerde, bu kadar şikayet bu kadar başarısızlık var. Şımarık ve tembel binlerce öğrenciye öğretmenler, bırakın gün gün dersi, birazcık birşeyler öğretelim diye karşılarında 40 takla atıyorlar.

Ebeveynler olarak sistemi eleştirirken kendilerini doğru düzgün eleştiriyorlar mı? Bu sistemde yetişen yüzlerce halktan gelen bilim insanı, pırıl pırıl o kadar çok genç var ki acaba başka bir sistemdemi yetiştiler?

Salgın nedeniyle eğitim sekteye uğradı evet, çocuklar evde kapalı kaldılar..Yeni bir öğretim yılı yaklaşırken ebeveyn olarak çocukları nasıl koruduk, çok etkilenmemeleri için nasıl bir yol izledik?..Çocuklara, gençlere evlerde ne kadar sahip çıktık?    

Benim rastladığım, duyduğum bildiğim çocukların gençlerin çoğunun öğleye kadar yattıkları, ellerinden telefonlarını, oyunları hiç bırakmadıkları..Disiplinsizlik diz boyu. Başarı böylemi gelecek. Böylemi iş güç sahibi olacak çocuklar. Yatmaktan ve oyun oynamaktan artık beyinleri git gide çürüyor. Anlama, algılama yetileri köreliyor, kayboluyor.

Youtube'ta doğru uyku saatlerinin ne olduğu onlarca psikolog tarafından defalarca anlatılmasına rağmen gece geç vakitlere kadar telefon ışığına bakıp öğleye kadar uyuyan bir çocuğun beyni geleceğe nasıl ve ne kadar hazırlanabilir ya da geleceğé dair ondan ülke adına ne kadar şey beklenebilir. Ayrı bir handikapta anne ve babanın ben çocuğuma söz geçiremiyorum demesi çok üzücü. Çok düşündürücü ve dünyanın en saçma cümlesi..Çocuğuna sen söz geçiremiyorsan okulda öğretmen nasıl geçirebilir. Önce anne babalar olarak çuvaldızı kendimize bir batıralım. Kendi suçunuzu başkalarının üzerine de atsanız olan kimseye değil kendinize, çocuğunuza olur.

Düzgün yetişen çocuk, önünde hiçbir şey engel tanımaz. Devlet okullarında not peşinde koşturacağımıza, okullarımıza bilinçlice destek vererek sahip çıkalım. Başarısızlığı okullara ve Milli Eğitim'e bağlamak ancak büyümemiş ebeveynlerin  yapacağı şeyler. Hiç kimse bir başkasının çocuğunun beynine sihirli bir değnekle müdahale edemez. Yok böyle bir şey. Çocuğun akıllı olsun, sen arkasında dur, Milli Eğitim' de düzelir, eğitimde..

     Çok kompleks hayatlar yaşıyor olabiliriz, enerjilerimiz düşük olabilir. Hayatın içinde her zaman kontrol edemeyeceğimiz olaylar  başımıza gelebilir. Dünya ancak kendi duyduklarımız ve gördüklerimizle kendi küçücük o dar zihnimizin içinde ibaret. Sanki matah bir şeymiş gibi çok kısa ömrümüzde zihnimize, gereksiz faydası olmayan çok daha fazlasını sığdırmaya çalışmanın ne gereği ne de anlamı var..

Başımıza birşey geldiğinde olayları içselleştirmediğimizde beynin arkasındaki geniş bölüm aynı kalıplarla işlendiğinden, zihin aynı seçimleri tekrar yapmaya yönlendiriyor. Tekrar eden sorunlar arka planda tekrar eden bilinçsiz düşüncelerden meydana geliyor. Buna reaksiyon verip bir ben varım diyerek otomatik pilottan çıkıp ‘’bunda ne yapabilirim?" "Nasıl çözüme ulaşabilirim?" i içselleştirip, rahatlık bölgemizden çıkmamız gerekir. Korku ve yapamamış olmanın vicdan azabı insanın cehennemidir. İnsanı değiştiren şeyse manevi eğitimidir.

Bizim zihnimizin dışında inanıyorsanız Allah'ın yasaları / kanunları, inanmıyorsanız bu evrensel sistemin işleyişi deyin, kaos deyin kargaşa deyin ne derseniz diyin bizim zihnimizden çok daha büyük bir sistem var..Beynimizin belki de kapalı bir derya bölümü var ve benim oraya girmem gerek dediğimizde ulaşabilirsiniz . Bu dip yazılıma ulaşamamamız diye bir şey mümkün değil. Ölçülü stres, kaygı bizi ayıltır. Sevginin eritip yok edemeyeceği korku yoktur

Evrenin ilâhi tecellisine iyilik ve katkıda bulunduğunuzda, eskiden fark edemediğiniz pek çok şeye dikkat kesilirsiniz. Bedeniniz daha uyumlu hale gelir, her şeyin ardındaki hikmetleri ararsınız. İçinizi sonsuz bir şükür ve huzur kaplar. Birlik bilinci ile ahenkle yol alırsınız. Bunu sizin yerinize kimse yapamaz. Dipte bile olsanız kendi ışığınızı kendi yolunuzu kendiniz "yaşananlara çok fazla bir anlam yüklemeden" insanlara faydalı olmayı seçerek görebilirsiniz. İçimizdeki evren çok daha büyük engin ve gerçek.  Sonsuzluğa ve özgürlüğe ancak kendinizi içselleştirerek evrenin iyilik ve doğruluk yasaları ile uyumlayarak ulaşabilirsiniz.  Daha çok farkındalıklarla daha bilinçli günlerde birlikte olabilmek umuduyla. Saygılarımla..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum