içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kur'an Ve İnsan Olmak

Müslüman bir ülkede müslüman olarak doğduk. Bir yaratıcımız, bir elçisi ve tüm dünya insanı için daha doğrusu insan için, yani  bizim için gönderilen "ulvi bir kitap" bir beynimiz var. Beynimizi kullanabilmemiz için de gerekli ve  farkındalıktan doğacak olan kişisel bir yazılıma sahip kılınmışız..

Biz insanlar beyni ile müsemma mükemmel canlılar ve Kurân. Benim anladığım kadarıyla insanın kendini anlama yaşamda var olma kılavuzu..Hani şu elektronik aletlerin kutularından çıkan kullanma kılavuzu gibi. Yüklemeye hazır çok ileri teknik donanımlı sıfır bir bilgisayarla doğuyoruz. Öyle bir bilgisayar ki silinmesi mümkün olmayan kayıtlar doğar doğmaz başlıyor.

Ülke çapında tv ekranlarında peşpeşe devreye giren, yetişkin sorunlarının daha küçük yaşlarda aileler eliyle temellendirildiği aile içi mahremiyetleri afişe eden ve çoğumuzun narsist anne babalar elinde büyüdüğü biz çocukların geçmişini gözler önüne seren diziler. Çoğumuzun kendi anne ve babasının yetiştirme tarzlarını içten içten sorgulamaya götüren 5 bingo dizi..2 si ağır kişilik bozukluklarını incelemiş ama 3' ü itiraf edelim bizi anlatıyor. Nasıl çok tanıdık geliyor mu? Narsistlikleri yüzünden ezildiğimiz, zorlama ile iyi insan ol ile korkutulduğumuz, elalem ne der diye sindirildiğimiz mazlum alt yapımız.

Çocukken çok kuvvetiymiş gibi görünen bağların gerçekte çokta kuvvetli olmadığını yaş aldıkça fark edebiliyoruz. Ama büyütülmüş olma bedeli yüzünden gerçekleri örtbas etme  ağırlığının altında nefes almaya çalışırken, saygısızlık yapmamak adına sizler beni yanlış yetişirdiniz diyemiyoruz..Üstelik bu ağır baskılardan, ailede başlaması gereken eğitim yerine ergenlikle beraber okullarda bilimle haşır neşir olamıyor, derslerde anlatılanları öğrenemiyoruz.

Oysa kibir, büyüklenmek, hakaret etmek, dedikodu, aç gözlülük, fesatlık, birbirinin, ayağını kaydırmak, tepeden bakmak, aşağılamak, şükürsüzlük, değer vermemek fıtratlarınıza ters, toplumları bozar diyor Kuran. Ama kimse nedense kendine çok tanıdık gelen bu kelimeleri hiç mi hiç sahiplenmemiş yüzyıllardır..

Toplumlar rehber olarak Kurân yerine, yaşamda bilimsel olarak felsefeyi ve psikolojiyi düstur edinmiş..Felsefede amaç yaşamda her yıl daha iyi bir yol izlemek olmuş. Ama her nedense doğru yolu bir türlü izleyememiş, yüzlerce psikoloji kitapları yazmış..Tedaviler geliştirmiş..Açıkçası önce kendini kendini bozmuş sonra tamir etmenin öğrenme yollarını aramaya çıkmış...Çok ilginç..Akıllara ziyan.

Kibrinden 70 yıllık ömründe büyüklene büyüklene hep küçük ölmüş insan. Hep ben biliyorum,  hep ben diğerlerinden daha iyi bir insanım diye diye kandırmış kendini hep. Ben, ben, ben..Ömür denilen periyotta süresinin her bilgiyi beynine yerleştirmenin yetemeyeceğini bir türlü kavrayamamış. Geçmiş büyüklerinin yaşadıklarından çıkardıkları kıssadan hisseleri masal sanmış, cahilliğinden de dediklerine kulak tıkamış.

Kullandığı materyallere aman bozulmasınlar diye gözü gibi bakarken kendi elektronik devresinin yazılımlarını hasbel kadere bağlamış..

Oysa açık açık anlatmış büyük kitap; seni ben yarattım bu da senin yaşamda kullanacağın yazılımın demiş sayfa sayfa..Yüklersen ne âlâ. Gözle göremeyeceğin ama hissedebileceğin yeni yeni üst yazılımlar ard arda gelir diye bildirmiş.

Hikmet denilen ileri yazılımlara ulaşan ulviler hiç olmaktan çıkıp değerlerinin farkına varmışlar ve çok ötelere gidebilmişler..Bu yaşadıklarını da âlemlerin Rabbi diye kaleme almışlar. Kısaca  insan olmanın farkına varmışlar, insan olmuşlar….

Sevgilerimle...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum