içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Matematiksiz (sanal) Yaşam

Bireyin kendisine çevresine ve ülkesine zarar vermeden yaşamını sürdürmesi için minimum da olsa doğrularla buluşa bilmesi gerek ve şarttır. Bu yüzden ilkokuldan üniversiteye kadar matematik vardır. Bebeklikte beyindeki sistemle yürüyen zihin, üçlü dörtlü yaşlardan sonra farkındalığa, İlkokuldan itibaren de "dünya bilimine giriş" ile devam eder. Bugün neredeyse zamanının çoğunu internette gezinerek veya oyun oynayarak geçiren öğrencilerle bilimi tanıştırmak zor.
Geçmişte 70'lerde hippiler vardı. Ellerinde gitarları (Love is All you need/ bütün ihtiyaç olunan sadece aşk) çalışmadan hiçbir şey yapmadan, çimenlerin üzerinde müzikle zaman geçirirlerdi, hippilik akımının savunucuları hippiler. Hippiler kuşağı oldukça kalabalık genç bir hareketti. Giyimleri ile,  müzikleri ile bir anda ünlendiler. Savundukları "doğa, organik yaşam ve parasız bir hayat" onlar için oldukça önemli konulardı. Parolaları "savaşma seviş " öylece bir yaşam felsefesiydi. Hiçbir şey yapmadan parklarda tembel yaşamanın faturası çok ağır oldu. Çoğu yabancı madde alışkanlıklarından öldüler, birçoğu da intihar etti. Tek istedikleri parçası olmaya zorlandıkları sosyal düzeni yok etmek,  ailelerinden uzaklaşmaktı, yolun sonunda ise ne üzücüdür ki kendi kendilerine yok oldular.

Şimdilerde öğrencileri sadece oyun ve sınıfta kalmama ile tutabilen okullar, tüm dünyada oldukça fazla. Aslında okulda çocuğu disiplinle tutan (her iki tarafın tutarlılıkları ile eğitim veren), tutamayan (amaçsız iç  disiplinsiz öğrencilerin) okulları ayrı olmalı.

Zaman durmadan ilerlerken, yaşam tüm hızıyla devam ederken, durağanlık doğan'ın kanunu'na da aykırıdır. Doğaya ayak uyduramayan tüm canlılar yok olmaya mahkumdur. Canlılar doğar, büyür, varlığını sağlıklı bir şekilde çalışarak sürdürür ve kendinden olanlara da rehber olur.
     

Şimdiki hippilerin kollarının altında gitar yerine bilgisayarları, çimenler yerine sanal âlemleri var.  Sabahlara dek bu sanal alemde gez iniyorlar. Çok yalnızım, çok mutsuzum sendromlarını yüklemeye çalıştıkları yüzbinlerce iletişim ağlarının tellerini dürtüyorlar.. Dünya nereye gidiyor. İnsanlık nereye gidiyor umurlarında bile değil. Deli gibi oynanan bilgisayar oyunları, her altı ayda bir piyasaya sürülen cinsellik içeren görüntülü müzikleri takipler, dedikodu sendromunun peşinden koşan twittercılar, sözde arkadaşlık siteleri, çoğunluğunu evli yada fırsatçıların oluşturduğu evlilik siteleri, zengin tabakanın moda eğilimleri  ve markaların satışını yapan alışveriş sitelerine müdavimlik..Ya da akşam yemeğinden sonra takip edilen yüzlerce dizi..Çocuklarla ilgilenme ise  şu "çalış"..Evde  herkes mutlu, herkes mesut..

Bulunan bilimsel yenilikleri buluşlara es kaza haberlerde rastlanırsa nasıl olsa birileri yapıyor, buluyor diye sırtüstü yatmalar; matematik ise tamamen gereksiz, ne işe yarıyor ki..

Böyle bir çağda böyle düşünmek cahillik mi, vurdumduymazlık mı,tembellik mi ? Ne düşünmeli..Okullarda durum daha da vahim liselerde gençler gayet şık, hepsi zamanın moda trendlerine uygunlar.. Hareketler cool, ellerde en son çıkan cep telefonları. Ama bilim düşünceleri yok. Ellerindeki telefonları ve kullandıkları hızlı görüntülü interneti bile matematikle kullanabiliyorlar..  Matematikten faydalanıp da sevmemek, dışlamak, küçümsemek nasıl bir şey.. normal bir durum mu?

Depremlerde evler ne kadar dayanıklı. Savaş olsa mahallelerimizde, evlerimizde sığınaklarımız mı var. Çocuklarımıza marketlerden aldığımız çoğu hazır satılan gıdalar ne kadar sağlıklı veya çocuklarımızın genlerinde taşıdıkları hastalıkları küçük yaşlarında öğrenmek istemez miyiz? Meteoroloji, ulaşım, spor, savunma herşey matematikle..

Dünyaya getirdikleri bireylerin eğitimlerinde zorlanan ailelerin üzüntülerine, çaresizliklerine tanık olmak, binlerce karaya vuran deniz yıldızlarını kurtaramamak, çok zor bir durum ve çok kaygı verici.

Sözel öğrencilerin sayılarının sayısal öğrenci sayısının 3 katı kadar olması da çok düşündürücü. Bir TM öğrencisinin hukuk okuyabilmesi için 2 milyon öğrenci için de 30 binlerde olmalı/ İyi bir gelecek için fen- matematik öğrencisinin de 20 30 binlerde olması gerekiyor.

Matematik katsayısının diğer derslerden daha fazla değere sahip olmasına rağmen, böylesine bir kenara itmek, kendi zekasını görememe yapanları da acımasızca eleştirme ve kendinden üstün tutma.. Kısacası matematiksiz (sanal)yaşam..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum