içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Toplumla Ve Gençlerle Barışık Olma

İnsanlar arasında günlük ilişkilerin çok zayıf olduğu zamanımızda, ilişkileri şimdiye kadar edinilen ortak alışkınlıklarla sürdürmeyi marifet sayma, kendimizi yetiştirmek için hiçbir şey yapmama ne üzücü..Oysa dünya, madde olduğu kadar bunun kat kat fazlası manevi olgulardan ibaret..Her birey eline geçenle yetinmemenin ne kadar önemsiz ama yetinmenin verdiği hazzın ne kadar büyük olduğunu bir anlayabilse, işte o zaman var olunduğu için mi yaşamak, yaşamda mı var olmak çizgisi aşılabilecek doğrularda buluşabilecektir..Şimdi doğru kime göre neye göre diye düşündüğünüzü biliyorum ama maalesef doğrular tektir, mümkün olduğunca doğrularda buluşmak gerekir, yoksa kaos çıkar.. çıkıyorda zaten..
 

Bugün dünyada yaratılmış en üstün canlı olarak var olmanın güzelliği en muhteşem olgu..Her zaman gerçek olanı görmek, en güzeli yakalamak sürekli değişimle ortaya çıkacaktır..Bunu kabullenmeliyiz..Mutluluğu yakalamak, huzuru bulabilmek beyinden kalbe doğrudur. Mutlak gerçeği öğrenmeden kalbimiz huzurlu olmaz.. Beyin programlaması doğru olduğu takdirde yakalanan gerçekler tarif edilmez güzellikler, yaşama hazzı verecektir. Belki bu zaman alacak sabır isteyecek fakat sonuçta var olmanın gerçek değeri sonsuz mutluluklar sağlayacaktır. Birliktelikler çok daha mükemmel, olumlu olacaktır. .Doğrularla doğru günler yaşanacaktır.
 

Kendi kültürümüzle gelenek ve göreneklerimizle, sıcakkanlılığımızla, yardımsever oluşumuzla belki de en mükemmel toplum olunacaktır. Kişilikler oturacak, problemler sağlıklı bir şekilde çözüm bulacak, gelişmeler daha yüksek oranda gözle görülür bir hale gelecektir.
 

Anlamsız, mantıksız üstünlüklerle güç gösterisi yapmak, her şeyi olur olmaz eleştirmeyi bir yaşam felsefi edinmek, bundan ne olduğu belli olmayan anlaşılamayan çıkarlar sağlamayı marifet sayarak eşitliği özgürlüğü insanlığı farkında olunmaksızın harcamak ne acı bir şeydir. Büyüklük akılda değil sevgide, mantıkta, değer vermededir. Değer verildiği sürece kendindeki büyümeyi görebilmenin gerçeğindedir..


İnsan beyni dünyayı içine sığdırabilecek kadar büyük, ömrü çözülemeyenleri çözebilmek için yeterli yaşam süresine sahip değildir. Ancak yaşadığı zaman dilimindeki olguları algılayabilmekle sınırlıdır. O halde anlaşılamaz olmanın farkında olunmalıdır. Tabi ki beyaz olmak, siyah olmak elde değildir ama insan olmak eldedir. İnsan gibi düşünmeli, insanca davranmalı, insanca yaşamalı, yaşamda toplumda insan olunmalıdır. 
 

Yetişkinlerde kendi kendini eğitmesi bu kadar önemli iken geriden gelenlere oranlamada bu önemli boyutlara ulaşmaktadır..Bilinmez yıllara ve daha da ilerisinde yaşayamayacak olmanın çaresizliği, dünya acaba daha ne kadar ileri gidebileceğinin esrarı, şimdinin çözülmesindeki zamana sahip olunmanın sevincindedir..
 

Gerçek mutluluksa yaşamdaki anın zeka ve gönül deneyimleriyle paylaşımındadır.Sadece yapmamız gereken görevlerimizle değil en az onlar kadar kendi iç dünyamızı da aydınlatmalı, bize zeka ve gönül zevkleri tatları verecek şeyleri hep birlikte yaşayarak ilgilenmeliyiz. Kısacası yasam kültürümüzü değiştirmeliyiz. Çünkü bütün bu olumsuzluklar aslında ‘’toplumsal kültürdedir’’. Daha pürüzsüz ilişkileri birlikte yaşamak için birbirimizden koparak değil sevgi çerçevesinde saygı duyarak yapmalıyız..
 

Daha sağlıklı bir toplum için kolay yolu seçip işin yararlı ve zevkli yanını düşünmeden kesin bir tavırla (hayırlarla) anlamsız bir kaçış yerine, konuşarak doğruları bulmalıyız..Yeterli güven duygusunu, özgüveni, bağımsız davranmayı, girişimciliği, açık olmayı, eşitliği ben yöneteyim demeden karşı tarafa hep ben haklıyımı dayatmamayı öğrenmeliyiz, egolarımızla savaşmayı bilmeliyiz, çok zor olsada..Yoksa ne gençlere ayna olabilir, ne de ileri gidebiliriz..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum