içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Tespit yetmez, çözüm gerekiyor

İzmir, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci büyük ekonomik buluşmasına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 17-22 Şubat 2023 tarihlerinde düzenlenecek bu kongrenin amacı, hem Atatürk’ün gerçekleştirdiği Birinci İktisat Kongresi’nin devamlılığını sağlamak hem de ekonomik gelişmeyi çağa ayak uyduracak ilkeleri belirlemek.

Amaç güzel, niyet güzel, hedef güzel. Peki ya uygulama. Bence orada çok ciddi sıkıntılar var.

Kongre öncesi belirlenen ilkelerde, “büyüme odaklı bir iktisadi model kabul edilemez” deniliyor. Ancak, ekonominin başındaki yöneticilerimiz büyüme rakamlarıyla övünen açıklamalar yapıyor. Yani üretime dayalı olmayan büyümenin kabul edilemez olduğunun farkında değiller. Sonuç olarak ülkenin iktisadi modelini, hedeflerini belirleyenler onlar.

“Günlük kararlarla geleceğin iktisadının gelişmesi beklenemez”. Katılıyorum. Ama finansal araçların düzenlenmesi piyasaya bir anda sürülen dövizle, faiz kararlarıyla yapılmaya çalışılıyor. Sıcak para bulup, dövizi baskılamaya çalışarak ne kadar kalıcı tedbirler alabilirsiniz.

İlkeleri tek tek değerlendirmek zor olacak ama ekonomide refahtan, sürdürülebilirlikten, eko sisteme saygıdan, küçük işletmeleri korumaktan, stratejik sektörlerin belirlenmesinden, at ezberinin terk edilmesinden, döngüsel ekonomiden, yerli hammadde kullanımından, yaratıcı sektörlerin desteklenmesinden, tarımsal üretimin teşvik edilmesinden, dijital gelişmeye ayak uydurulmasından, vs……..söz ediliyor. Bu liste böyle uzar gider.

Özellikle doğaya saygılı, sürdürülebilir yatırımların zorunluluğu herkesin kabul ettiği bir konu. Dünyanın ekolojik sistemini kirleten, tarımsal alanları, ormanları yok eden sektörlerin disipline edilmesi, gerekiyorsa işletimine son verilmesi gerekiyor.

Hepsi çok güzel tespitler. Ama bilmediğimiz şeyler mi? Hayır. Eğitimli, gündemi, dünyayı takip eden her vatandaş bu ilkeleri kendisi bile sayabilir. Hepsi bir arada olmasa bile bölüm bölüm, tek tek bugüne kadar pek çok toplantıda ekonomistler, iş dünyası, tarım sektörü temsilcileri, işçi temsilcileri ve akademisyenler tarafından dile getirilmiş konular. Yani ekonomik kararları alanların ve uygulayanların zaten bildiği konular.  

Uygulamalara bakalım. Maden açmak için ormanlar katlediliyor. Konut alanları kurmak için tarım alanları arsaya çevriliyor. Fabrika atıklarıyla akarsular, göller kirletiliyor, hatta kurutuluyor. Bütün bunlar herkesin gözü önünde yapılıyor. Yapanlara yaptırım uygulanıyor mu? Bu uygulamalara son vermelerini sağlayacak hiçbir önlem yok.

Dijitalleşmeden, metaverseden, inovasyondan söz ediliyor. Ekonominin geleceği bunlarda deniliyor. Peki bu sistemler uygulanırken ortadan kalkacak meslekler, atıl duruma düşecek istihdama çözüm yolları öneriliyor mu? Hayır. Teknolojiye ayak uyduracak yeni meslek dallarına kalifiye eleman yetiştirecek eğitim sistemi oluşturulması, okullar açılması için projeler geliştirilmesi gerekmiyor mu? Üretim sektörlerinde bugün insanların yaptığı pek çok işi yakın gelecekte bilgisayar teknolojilerinin üstleneceğini düşündüğümüzde, yeni nesillere yeni meslek hedefleri konması gerekmiyor mu? Tabela üniversiteleri açıp, yeni nesli üniversite mezunu işsizler olmaya mahkum etmek yerine, teknik, yaratıcı iş gücü haline getirecek okullar açılması daha akılcı olmaz mı?

Tarım da geleceğin dünyasının en stratejik sektörü. Bu durum tespiti de yıllardır yapılıyor. Oysa ülkemizde tarımsal üretim teşvik edilmek yerine, finansal kaynaklar, ithalata harcanıyor. Ülkemizin tarım arazileri inşaata kurban edilirken, Türk çiftçisi mazot parası, tohum parası, gübre parası bulamadığı için tarlasını satıp, şehirlere göçerken, Güney Amerika’dan Ortadoğu’dan, Uzakdoğu’dan Kuzey Avrupa’dan ürün ithal etmek, işlenmiş tarım ürünü satın almak ne kadar akılcı bir uygulama.

O yüzden, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde durum tespiti yapmak değil, ekonominin uygulayıcılarını çözüm yollarına yönelik harekete geçmeleri konusunda zorlamak gerekiyor. İş dünyası da kanaat önderleri de daha cesur olmak zorunda. Ülkesini seven herkes daha cesur olmak zorunda.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum