içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Yaşanan Deprem sonrasında Gayrimenkul sektöründeki gelişmeler

6 şubat tarihinde yaşadığımız büyük depremin acılarını sarmaya çalıştığımız bu günlerde yöre halkının  barınma sorununu çözme hususunda hala çok yol almış değiliz. Yıkılan ve hasarlı olarak tespit edilen toplam  500.000 konutun yeniden inşa edileceği ortaya çıktı.

Bu konutların yeniden inşa maliyeti 40 milyar USD seviyesinde. Bu konutları inşa edebilmek için yaklaşık 3 yıla ihtiyacımız olacak. Ekonomik gücü yerinde olan yöre halkı çevre illere göç etmekte. Özellikle Adana, Mersin, Niğde,Antalya, Ankara illerine yoğun bir iç göç  oluşmuş durumda. Doğal olarak göç alan bu illerde kira ve konut fiyatlarında ciddi artışlar oluştu. Yaşanan bu artışın diğer illerimize suya atılan taş misali etkileyeceği aşikar.

Ülkemizde toplam 30 milyon konut bulunmakta olup her yıl 700.000-800.000 konut üretilmesi gerekmektedir. Üretilecek yeni konutlar inşaat  malzemeleri ve işçilik maliyetlerinde artışa yol açacaktır. Depremin ülke ekonomisine olan etkisinin 100 milyar USD olduğu hesaplandı. Depremi vuran illerde belli bir işgücünün diğer illere göç etmesi fabrikaların yeniden istenilen üretim kapasitesine ulaşmasını geciktirecektir. Ayrıca uzun yıllar deprem bölgesinden istenilen vergi tahsilatı gerçekleştirilemeyecektir.

Konut fiyatları 48 aydır aralıksız olarak yükselmekte. Türkiye genelinde ortalama m2 fiyatı 19.000-TL seviyesine ulaştı. Yaşanan deprem yaşanabilecek İstanbul Depremi senaryolarını gündeme getirdi. Bu durum  Edirne , Kırklareli ve Tekirdağ illerine talebi artırdı. Bu illerde konut fiyat artışları ilk sıralarda yer almaya başladı. İstanbul’da m2 fiyatları ortalama 1.540-USD seviyesine geldi.

1999 yılında yaşanılan Gölcük Depremi sonrası inşaatlarda Yapı Denetim firması zorunluluğu getirilerek inşaatların projeye uygun olması hususunda önemli bir karar alınmıştı. Maraş ve Antakya merkezli depremlerde yıkılan konutların büyük bir bölümünün 1998 yılı öncesinde inşa edildiği ortaya kondu. Ancak 2018 yılında getirilen imar affının projeye uygun yapılmayan, inşaat malzemesini eksik veya yanlış kullanan yöre halkına evlerini ve canlarını kaybederek ödediği bir trajediye yol açtığını söyleyebiliriz. Artık yeni konut arayışlarında alınacak konutun 1999 deprem öncesinde veya sonrasında yapıldığı, yüksek katlı konutların yerine orta katlı konutların tercih edildiği, özellikle müstakil evlerin daha rağbet göreceği bir zamana giriyoruz. Arsa ve tarla piyasasında talep artacak. Hükümetin Yapı konut kooperatiflerini özendirecek mali düzenlemeleri yaparak orta gelir seviyesindeki vatandaşların bir araya gelerek konut sahibi olmalarını sağlamalıdır.Önümüzdeki günlerde enflasyonun etkisiyle inşaat maliyetlerinde artışlar devam edecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum