içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

11 Ayın Sultanı Teravih Namazlı Geceler!

On Bir ayın Sultanı sayılan Teravih namazlı gecelerimiz oruç ile birlikte başladı ve hayatımızdan bir gün gibi geldi geçti.. Böylece “Kıyam-ı Ramazan” olarak da zikredilen Teravih, asr-ı saadetten itibaren kılınmakta olup, ayrıca Müslümanlar arasında büyük bir istek, şevk, heyecan, birlik ve beraberliği meydana getirmektedir…   

Teravih, yerine getirilmesi gereken müekked bir sünnettir. Cemaat ile kılınması ise sünneti kifayedir. Çünkü Hz. Peygamber (SAV) ve dört halife zamanında da bu namazın kılınmasına itina ve gayret gösterilmiştir. Nitekim Peygamberimiz (SAV) ehemmiyetine binaen, Teravih konusunda şöyle buyurmuşlardır: “Her kim Ramazan’da Teravih namazının hak olduğuna inanarak ve riya karıştırmayarak Allah rızası için kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır…

Ramazan ayı Cenab-ı Hakk’ın kullarına verdiği bir rahmet ve mağfiret ayıdır. Bu ayın gündüzleri oruç ibadeti ve Kuran okunmasıyla Camilerde mukabele okunmasıyla süslenmiştir. Gecelerine ise teravih namazıyla ayrı bir renk ve heyecan hareketlilik getirmişti. Zira imsak ile iftar arasında sadece Allah rızası için oruç tutan müminler, beşeri ve süfli duygularından arınarak tam bir huzur ve sevinç içinde akşama kavuşurlar. Böylece Ramazan ve orucun manevi atmosferi içinde iftar sofrası etrafında sevdikleriyle birlikte oturup Allah’a karşı görevlerini yapmanın hazzını yaşadık. Artık asıl coşku, heyecan ve hareketlilik Teravih için yapılan hazırlık ile birlikte doruk noktaya ulaştı. Gönüllerdeki iman nuruyla camilere doğru akın akın yürüyen ve koşuşan insanlar. Gökyüzünde yıldızlar, minarelerde kandiller, kubbelerde mahyalar, caddelerde lâmbalar ve gözlerimizle göremediğimiz melekler, hepsi bu insanların yollarını aydınlatmakta ve onlara eşlik etmekteler. Ramazan ayını, şuurlu bir şekilde oruç, Kur’an-kerim ve Teravih namazlarıyla süsleyecek olan Müslümanlara ne mutludur ki Allah’a kul olarak Allah’a olan inançları gereği ibadetlerini yerine getirmeye çalışanlara. Bizi bir Ramazan’a daha eriştiren ve çok bereketli huşu içerisinde  Mübarek Ramazan ay’ı geçirdiğimiz için   Rabbimize hamd-u senalar  olsun!..   

Hatırlayacaksınız geçen seneki Ramazan’ın son iftarında içimizden geçen hüzünlü duyguları, hasretle söylemiştik: ‘Acaba gelecek Ramazan’a erişecek, bir orucu daha tutmaya muvaffak olacak mıyız?’ diye. Hatta bunu düşünürken endişelenmiş, belki de ömrümüz vefa etmez, mutlu bir Ramazan’ı daha tutma saadetine erişemeyiz… Diye de tereddüt geçirmiştik. İşte size bir mutlu Ramazan daha. İşte size inşallah mükellefiyetlerini yerine getirmiş olmayı ümit ettiğimiz  saadetli bir Ramazan ayı daha geldi ve geçen hayatımız  gibi jet hızıyla bitti. Öyle ise buyurun, hep birlikte şimdiden şükredelim Rabbimize. Bizi böylesi mutlu ve huzurlu günlere bir daha ulaştırdığı için. Ancak içimizde bir buruklukla Ramazan Ay’ımızı geçirdik. Bu yıl Kahramanmaraş da ardı ardına meydana gelen deprem felaketinde On bir ilimiz afeti yaşadı. Asrın en büyük deprem felaketinde 50 bin insanımız enkaz altında kaybettik. Binlerce insanımız ise yaralı ve bir  çoğu ampute yaralı olarak kurtarıldı. Tüm Türkiye ve Dünya deprem yaralarını sarmak için elinden geleni yapıyor. Devletimiz tüm Bakanlarıyla depremzede vatandaşlarımızın yanında, İnşallah en kısa sürede yıkılan o konutların yerine yenileri yapılarak kalıcı konutları teslim edilecektir…

Unutmayalım! Geçen Ramazan’ı birlikte yaşadığımız nice dostlarımız, yakınlarımız   şimdi aramızda yoklar. Tıpkı deprem afetinde hayatını kaybeden vatandaşlarımız gibi, Onlar, yaşadıkları Ramazan’ın mükâfatını görmek üzere ayrılmışlar bu âlemden. Biz de onlarla birlikte ayrılanlardan olabilirdik. Ama Rabbimiz lütfetmiş, bir Ramazan’a daha ulaşmayı takdir buyurmuş. İşte bu lûtfun şükrünü eda için biz de niyetimizi kesinleştirmiş, ay boyunca görevimizi yerine getirmeye azm-ü cezm-i kastederek Rabbimize söz veriyor ve diyoruz ki; Rabbimiz, akşamları teravihlerimizi büyük bir aşk ile kılacak, geceleri sahurumuza aynı aşk ile kalkacak, gündüzleri orucumuzu da yine aynı sabır ve sebatla tutacağız. Ayrıca geçmişten getirdiğimiz bazı kötü alışkanlıklarımızı da terk ederek ay boyunca günah kirlerinden temizlenmiş bir mümin haline geleceğiz. Bunda azimli olarak kararlıyız… Zaten ilk günlerden sonra öylesine rahat bir Ramazan günleri yaşayacağız ki, keşke bütün sene Ramazan olsa, ne kadar da rahat oluyor diyeceğiz. Nitekim geçtiğimiz her Ramazan’da da hep böyle dediğimiz gibi olmuştur…       

Ramazan’ın her gecesinde Rabbimizin kullarına hitabı var. Buyuruldu ki: Yok mu ibadetlerini şevkle yerine getiren, kat kat fazla sevap vererek kabul edeyim. Yok, mu günah ve yanlışlarına tövbe istiğfar eden, bekletmeden tövbe istiğfarlarını kabul edeyim… Diye her gece teklif buyurdu. Biz de ay boyunca bu kutsal hitaplara: Ver ya Rab! Diyerek, el açıp dualar ederek, af ve mağfiret dileğimizi tekrarlayarak, sene boyunca maruz kaldığımız günah kirlerinden arınmayı lütfeylemiştir inşaAllah. Şimdiden gönlümüzdeki duaları duyar gibiyiz:    Rabbimiz, 80 senelik ibadet sevabı kazandıran Kadir Gece’mizle Ramazan’ımızı affımıza vesile kıl, bayrama günahlarından arınmış müminler olarak ulaşan kullarından eyle bizleri… Amin.  

Konumuzu özetleyen bir hadis mealiyle bağlayalım bahsimizi:    “Kim sevabına inanarak Ramazan orucunu tutar, ibadet mükellefiyetlerini tam yerine getirirse, onun geçmişteki günahları, ihya ettiği Ramazan hürmetine bağışlanır, günah kirlerinden temizlenmiş bir mümin olarak ulaşır bayrama!.”

Her yıl olduğu gibi Hatuniye derneğimizde İftar ve İzmir de bildiğimiz kadarıyle Sahur verilen tek yer Hatuniye Derneği aşevimiz   bereketi ile çok güzel bir Ramazan geçirdik hamd olsun.

İhtiyaç sahiplerine duyarlı yardımseverlerimizin çağlayan  nehirler gibi yardımları ile Erzak, Et, Nakit Kira yardımı, Sosyal yardım, Eşya, Ebeveynleri olmayan çocuklarımıza Ayakkabı, Bayramlık kıyafetler alındı çocuklarımız sevindi Annelerin duaları alındı.

Aş evimizde yıl 12 ay boyunca ihtiyaç sahiplerine, evsizlere yemek vermeye ve sosyal yardım, öğrenci burslarımız devam etmektedir, bu yardılarımızı devam ettirebilmemiz için  hayır sahiplerinin derneğimize yardımlarını beklemekteyiz

Fitre (Fıtır sadakası) Fitre, Ramazan ayında fakirlere verilen bir sadakadır. Bayramdan önce verilmesi iyidir. Bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Dini ölçülere göre zengin olan kimsenin, hem kendisinin hem de ergenlik çağına gelmemiş olan çocuklarının fitrelerini vermesi vaciptir. Bu yılki fitre Diyanet İşleri Başkanlığı’nca kişi başına asgari 70 TL olarak tespit edilmiştir. İsteyenler daha fazlasını da verebilir…

Zekâtın sosyal hayattaki yeri İslâm’ın beş temel esasından birisi olan zekât, sosyal hayat açısından da çok önemli bir ibadettir. Sosyal bir yardımlaşma ve dayanışma şekli olan zekât, zengin ile fakir arasındaki servet farkından doğabilecek dengesizlikleri gidermede, zenginle fakiri birbirine yaklaştırmada, onların arasında güven, sevgi ve saygının yerleşmesinde ve servet düşmanlığının önüne geçilmesinde önemli bir rol oynar. Toplumda, açlık ve dilencilik gibi sosyal ıstırapların ve yoksulluğun neden olduğu hırsızlık olaylarının en aza inmesini sağlar. Çalışmaktan aciz olan insanlara normal bir hayat sürme imkânı sağlayan zekât, toplumu yoksulluktan korur. Zekât, böylece toplumda huzur, kardeşlik, birlik ve beraberliğin sağlanmasına çok büyük bir katkıda bulunur.

Bu vesileyle Ramazan Ay’ımızı sağlık, bereket, huzur ve herşey için Rabbimize sonsuz hamd eder, Tüm islam Aleminin ve Ülkemizin Ramazan Bayramını tebrik ederim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum