MÜJDAT ÇOBANOĞLU

Dünyada ekonomik kutuplaşmanın; vekalet savaşları, iç savaş çıkarma bahaneleri, ithal virüs salgınları, yangınlar, kur savaşları, ticaret yollarını ele geçirme  gibi burada sayfalar dolusu neden sayabiliriz.

Esas neden yüzyıllardır; "duygusal" koskaca ülkelere diz çöktürmek yeraltı yerüstü kaynaklarına konmak; sömürmek;  arkalarında milyonlarca canlara mal olma pahasına  kendi ülkelerinde refah seviyelerini en üst seviyede tutmak her ülkenin özel şartlarına göre terör örgütleri kurmak, kurdukları örgüte binlerce canları yok ettirmek; o ülkeye yardım ediyoruz diyerek asker gönderip ülkeyi ele geçirmek finalde ülke kaynaklarına çökmek.

Silah ve ülkelerinde ürettikleri sanayii ürünlerini satıp; kendi  sanayii ve teknolojik olarak ilkleri, sömürdükleri ülkelerin insan kaynaklarını kendi ülkelerine transfer ettikleri ile yapmak   için yapmayacakları hiç bir şey yok.

Ancak; bu durum tüm dünyada bilinmesine rağmen kimse dillendirmiyordu, 19 Eylül-26 Eylül tarihleri arasında Birleşmiş Milletler toplantısında ezilen sömürülen Afrika ülkeleri olmak üzere artık bu düzende yolun sonu gözüktü.

Yüzyıllardır; İpek yolu, Baharat Yolu vb, Ticaret yollarının kontrolü kimdeyse Dünya da ekonomik ve Askeri güç onda olur.Günümüzde Dünya Deniz ticaret yollarının hakimiyeti İngilizlerin son savaşı Çanakkale boğazında son buldu. ABD'ye geçti Kuzey Güney iç savaşı sonrası Hiçbir zaman kendi ülke sınırlarında savaşmayan ülkeleri destekleyip desteği sonucu ülkelere "özgürlük götüren", geri ödemesi bir türlü bitmeyen borç verererek ülke refahını sürdüren, çeşitli entrikalarla çökemediği ülkeleride "stratejik ortak", "Birlik üyesi" gibi tanımlarla diğerlerini dışlayıp baskılama diğer bir stratejileri.

Küçük bir not son 1 - 2 yıl içinde AB' ne vize başvurusu yapmış Akademisyenlerimiz, Sanatçılarımız,İş insanlarımız, Öğrencilerimiz  kısaca insanlarımız 1,500,000.00 Euro vize ücreti ödemiş vize verilmemiş ödemiş oldukları harc adı altındaki ücretler geri ödenmemiş bu Demokratik AB tarafından Sanayicimiz makina satmış makina montaj elemanına dahi vize vermemişler. Kaynak: EBSO

Ülkemiz son yıllarda enerji politikası, tahıl koridoru, Ukrayna Rusya barışı olmak üzere kontrollu / riskli dış politika sonucu Dünyada her konuda dikkate değer bir konuma geldi, bunun sonucu olarak Rusya, Çin, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika Cumhuriyetinin Kurucu ortak olduğu BRICS'e Ağustos sonunda BRICS tarihi bir adım atarak, altı yeni üye ile (Arjantin, Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri) genişlediğini ve genişlemenin süreceğini açıkladı.

ÇiN’DEN TÜRKİYE’YE BRICS DAVETİ

BRICS’e üye adayları arasında resmi bir başvuruda bulunmasa da Türkiye de var. Çin’in Ankara Büyükelçisi Liu Shaobin, 1 Eylül günü Türkiye’ye BRICS’e katılma çağrısı yaptı.

Sosyal medyada bir videoda, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Mart ayındaki tarihi denilebilecek Moskova ziyaretinin sonunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından yolcu ediliyor. İki lider merdiven eşiğinde el sıkışıyor ve Şi Cinping diyor ki,

-Şu anda 100 yıldır benzerini görmediğimiz değişiklikler var ve bu değişikleri birlikte yönlendiren de biziz.

Putin de “Katılıyorum” diye cevap veriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan BM deki mesajında çok kutuplu Dünya'dan bahsetti.

Evet, dünya gerçekten dönüşüyor. Tek kutuplu dünya yerini çok kutuplu bir dünyaya bırakıyor. Bunun sancıları yaşanıyor.

1989’da Sovyetler Birliği’nin yıkılması bir dönüm noktasıydı. Dünyanın tek kutuplu olması, iyice vahşileşen kapitalizmin her yolu mübah sayıp  egemenliğini güçlendirmesi… Daha sonra bilgi teknolojilerindeki süratli gelişmeler, Asya’nın ve özellikle Çin’in yükselişi, Amerikan hegemonyasının inişe geçmesi… 

BRICS AĞUSTOS ZİRVESİ; ÇOK

KUTUPLU DÜNYANIN DOĞUM GÜNÜ

BRICS’in Ağustos’taki 15’inci Zirvesi’nin çok kutuplu dünyanın doğum günü sayılabileceğini savunan kimi yorumcular, “BRICS’inki sadece başlangıç, her şey yavaş yavaş hızlanacak. Yeni paradigmalara giriyoruz” diyor.

Rusya merkezli Avrasya hareketinin kurucusu ve aşırı milliyetçi görüşleriyle bilinen Rus siyaset bilimci Alexander Dugin, BRICS'in Ağustos zirvesinde çok kutuplu kulübün son oluşumu gerçekleştirdiğini, yeni bileşimin, hegemonyasını ve tek kutuplu yapısını umutsuzca korumaya çalışan Batı hariç, tüm kutupları -medeniyetleri- birleştirmenin bir modelini sunduğunu savunuyor. Dugin, bunun iç ve dış çelişkilerle dolu birbirinden farklı ve parçalanmış ülkeler değil, çok kutuplu bir dünya inşa etmeye kararlı, insanlığın çoğunluğunu bir araya getiren bir model olduğunu vurguluyor.

DUGİN: İSLAM MEDENİYETİ DE ÇOK

KUTUPLU DÜNYAYA DOĞRUDAN KATILDI

Dugin'e göre, üç İslami gücün (Şii İran, Sünni Suudi Arabistan ve BAE) girişi çok önemli, böylece hem Sünnilik hem de Şiilik tarafından temsil edilen tüm İslam medeniyetinin çok kutuplu dünyaya doğrudan katılımı sağlandı.

Dugin, “Ayrıca Portekizce konuşulan Brezilya'nın yanı sıra bir diğer güçlü ve bağımsız güç olan İspanyolca konuşan Arjantin de BRICS'e katıldı ve Güney Amerika'nın iki büyük gücü çok kutuplu kulübe dahil oldu. Afrika'da sömürge dönemi boyunca bağımsız kalan, egemenliğini, bağımsızlığını ve kendine özgü kültürünü koruyan tek Afrika ülkesi Etiyopya'nın kabulü ise kıtanın çok kutuplu kulüp içindeki varlığını güçlendiriyor” diyor.

CEZAYİR, KAZAKİSTAN, VENEZÜELLA DA KATILIRSA?

BRICS’in küresel ekonominin yüzde 30’unu temsil etmesinin yanında Suudi Arabistan, BAE ve İran gibi yeni üyelerle bir "enerji bloğu" haline gelmesi de çok önemli bir gelişme oldu.

11 üyeli BRICS, küresel petrol ihracatının yüzde 39’unu, kanıtlanmış petrol rezervlerinin yüzde 46’sını ve küresel üretimin yüzde 48’ini kontrol ediyor.

Resmi olarak başvuruda bulunan Cezayir, Kazakistan ve Venezüella’nın diğer yeni üyelerle birlikte en erken 2024 başında kabulüyle beraber, BRICS küresel doğal gaz ve petrol ticaretinin yüzde 90’ına yakınını kontrol ediyor olacak.

Türkiye'nin jeopolitik konumu Askeri gücü, genç nüfus,gelişen sanayii, Enerji koridoru, Çin'den başlayıp çeşitli duraklardan sonra İngiltere'de son bulan orta koridor, OVP de şekillenen 1 trilyon 119 milyar dolara çıkacağı öngörülen Ekonomik gücü ile gelişmiş ülke statüsü Türkiye'yi vazgeçilmez yapıyor. Vizyon yoksunu AB ise kör ne 50 yıldır kapıdan içeri alıyor; ne de almıyorum diyor

 Ne diyelim "erken davranan kazanır".