içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Dolar Ve İstihdama, Bakkalın Çay Hesabıyla Bakış

Belki şimdi "Dolar ile işsizlik ve çayın ne alakası var" diye sorabilirsiniz. Aslında çok alakası var. 

Önce şu bilgiyi vermeliyim; gerek iç pazarda gerekse ihraç ürünlerimizin neredeyse tamamında o makineyi veya teçhizatı yapabilmek için 'ara malı' denilen bazı parçaları yurtdışından getiriyoruz. Yurtdrışından temin edilen ara malı, ülkemize dolar cinsinden satılıyor. Burada üretilen mal ise Avro cinsinden yurtdışına satılıyor. 

 

Hal böyle olunca, hammaddeyi aldığımız tarafa dolarla ödemeye yapılacağı ve dövizin de sürekli çıkıyor olmasından dolayı Türk firma daha fazla TL harcayıp karşı tarafın istediği miktarda doları elde edebilecek.

Biraz kafanız karışmış olabilir; işte şimdi de bakkalın çay hesabı devreye giriyor. 

Diyelim ki bakkal dükkanınız var. Çayı fabrikadan 10 TL'ye alıp 11 TL'ye satıyorsunuz. Yani yüzde 10 karla. 

Fabrika ürüne zam yapıp fiyatı 11 TL'ye çıkarırsa sizin de kar marjınızı düşürmemeniz için yine yüzde 10 zam yapıp 12 TL 10 Kuruş'a vatandaşa satmanız gerek. 

Ülkedeki çalışanların maaşları gıda fiyatlarına gelen zamlara oranla düşük kaldığından eğer siz çayı 12,10 TL'ye satmakta direnirseniz o zaman ya müşteriniz azalır ya da çaylar elde kalır. 

Bu durumda bakkalın önünde 2 seçenek var. Ya yanında çalıştırdığı çırağı işten çıkaracak ya da zam oranını daha düşük tutacak. 

Buna karar verirken de şunu düşünecek: "Acaba yeni bir zam daha gelir mi?".

Eğer yeni bir zam beklentisi varsa (kendi refah seviyesini düşürmemek için) çırağını işten çıkaracak. Bunun da yeterli olmadığını düşünürse zam oranını biraz daha düşürecek. 

İşte Türkiye'nin durumu, hemen hemen bu bakkalın durumuyla aynı.  

Dolar çıktıkça (bir anlamda çaya zam geldikçe) fabrikalar da işçilerini çıkamak zorunda kalabilecek. Kar marjlarını düşürme seçeneğinden bahsemediyorum çünkü ekonominin genel yapısı itibariyle zaten çok düşük kar oranlarıyla üretim yapılmakta. 

Bundan sonra ne yapılmalı derseniz; önceliğimiz dövizin ateşini söndürmek olmalı.

"İyi de nasıl önleyeceğiz?" dediğinizi tahmin ediyorum. Bunun da yolu yabancı yatırımcıları Türkiye'de yatırım yapmaya ikna etmektir. Bu yatırım, bir üretim tesisi de olabilir, konut almak da......

Ayrıca bankalardaki parasını Türk Lirası'ndan dövize çeviren yerli yatırımcılar için de banka mevduat faizlerinin yükseltilmesi dolarların yine liraya dönmesini destekler (Bu seçenek biraz riskli olmakla birlikte dolardaki ateşi düşürümek için atılması gereken bir adımdır). 

Son, fakat en önemlisi ise; Yabancıların ülkemizde yatırım yapması için de ülkemizde istikrar ve güvenin sürdüğüne, hukuk ve demokrasinin üstün tutulduğuna, herkesin yasalar karşısında eşit olduğuna inandırmamız gerekir. (Ülkemizi henüz tanıyamamış olan yabancı yatırımcılar o kadar çekingendir ki, en ufak bir gerginlik veya olumsuzlukta ülkeyi terk etmeye hazırdır).  

Böylece hem içerdeki yatırımlar kepenk kapatıp ülkelerine dönmez hem de yeni yatırımlar hızla gelmeye başlar. Dolayısıyla da dolar kuru düşer, kar marjı artar ve yeni üretim tesisleri ile istihdam kapıları açılır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum