içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kahramanmaraş Depremi: Asrın Depremi

6 Şubat 2023 Pazartesi günü saatler 4.18’i gösterdiğinde Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki 10 ilde yaşayan vatandaşlarımız uykuda iken Pazarcık merkezli 7.6 şiddetinde çok ağır bir depremle sarsılarak uyandılar. Depremin kapsadığı alanı incelediğimizde Hollanda yüzölçümünün 2.5 katı, Portekiz yüzölçümünden daha büyük, İngiltere yüzölçümüne yakın bir alanı kapsamakta. Deprem o kadar şiddetli olmuştu ki çoğu vatandaşımız bulunduğu odadan diğer odaya çocuklarının yanına geçme fırsatı bile bulamadı.Ülkemizi derinden sarsan söz konusu deprem sonucunda güncel açıklanan verilere göre maalesef 40.000 üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. Yaralı vatandaşlarımız, çocuklarımız ve bebeklerimizin tedavileri ise yakın illerde, Ankara ve İstanbul’da devam ediyor.

Böylesine ağır şiddetteki deprem sonrası bilim adamlarını bile şaşkına çeviren ikinci bir deprem 7.7 şiddetinde Elbistan merkezli olarak gerçekleşmiş ve ilk depremde ağır hasar gören binalar içinde eşyalarını almak için giren vatandaşlarımızla beraber tamamen çökmüş ve çok sayıda vatandaşımız maalesef ki enkaz altında kalmıştır.

Depremin olduğu ilk saatten sonra ülke halkımız kenetlenmiş, başta kamu kurumlarımız, AFAD ve tüm sivil toplum kuruluşları ivedilikle deprem bölgesinde yer alan 10 ile müdahalede bulunmak için harekete geçmiştir. Cumhurbaşkanımızda deprem felaketinden etkilenen 10 ilde 3 ay süreyle Olağanüstü Hal ilan ederek devletimizin tüm imkanlarını bölgeye seferber etmiştir.

Yaşanan bu depremden sonra bu denli ağır şiddette gerçekleşen bu depremlerde yapay bir müdahale olduğu düşüncesi gelmektedir akıllara. Bu duruma ilişkin üzerinde durulması gereken en önemli konu ise Milenıum Challenge ve Haarp Silahı meselesidir. Öncelikle kısaca bu iki önemli hususa genel olarak değinecek olursak:

Literatürde Kıyamet Silahı olarak da bilinen HAARP içerik olarak Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı anlamına gelmektedir. Adı geçen bu program ABD Silahlı Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Alaska Üniversitesi tarafından ortak bir proje olarak yürütülmekte olup iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere kurulmuş bir sistemdir. Projenin araştırma merkezi Alaska’dır. HAARP silahı projesi düşüncesi, ilk kez Sırp asıllı ABD'li bilim adamı Nikola Tesla tarafından ortaya atılmıştır.

Dünya genelinde projenin duyulması üzerine çoğu ülke bu projeye karşı çıkarak direnmiş ve farkındalık adına kampanyalar düzenlenmiştir. Bu bağlamda HAARP silahı projesi iklim değişikliği ve kontrolü ile yapay deprem silahı olarak kullanılabilme iddialarından ötürü dünyada korkunç bir o kadar da tartışmalı bir hal almıştır.

Esasında HAARP Silahı Projesi, Pentagon'un kontrolünde ve ABD ordusunun hizmetine sunulan önemli ve çok tehlikeli bir proje olarak görülmektedir bilim adamlarınca.

Peki bu HAARP silahı neler yapabiliyor hangi değişikliklere yol açabiliyor:

İklim değişiklikleri yapabiliyor,

Fay hatlarına stres yükleyerek suni ve büyük şiddetlerde yapay deprem yapabiliyor,

İnsan bilincini kontrol edip yönlendirme yapabiliyor,

Kuraklık ve tam tersi sel şeklinde afetlerde yapabiliyor.

HAARP silahı tam 180 kablodan oluşmakta ve toplamda 36 Milyon watt enerji açığa çıkarabilmektedir. Amerika incelendiğinde ise bir elektrik santrali sadece 52 bin Watt kullanabildiği görülmektedir. Bu verilerden bile projenin ne denli güçlü ve geniş çaplı olduğu gerçeği ortadadır. Bu silaha bilim adamlarınca “ Kıyamet Silahı ” da denilmektedir.

Bilim adamlarınca HAARP silahı, gelişen teknolojik gelişmeler ve yapılarla ileride çıkacak olası savaşlarda kullanılabilecek çok tehlikeli bir silah olarak görülmektedir. Bu bağlamda HAARP silahının en önemli özelliklerinden biri de istenilen yerde ve zamanda istenilen şiddette deprem oluşturabilmesidir. Bu nedenle birçok ülke Amerika’dan HAARP çalışmalarını durdurmasını talep etmiştir. Maalesef bu talep hiçbir şekilde dikkate alınmamış Birleşmiş Milletler ve NATO’ da bu durum üzerinde durmamıştır.

HAARP Projesi Amerika’nın geliştirip 1995 yılında tamamladığı en büyük komple teorilerinden biri olarak çıkmaktadır karşımıza. Söz konusu komplo teorilerine göre HAARP silahı proje bitiminden 4 yıl sonra 1999 yılında ilk defa "Gölcük Depremi"nde denenmiştir.

Dönemin Başbakanı Bülent ECEVİT depremin bir komplo olabileceğini düşünüp gerekli araştırmaların yapılması talimatını vermiştir. Bu araştırmayı ve içeriğini Bülent Ecevit vefat ettikten sonra o dönemde bir TV Programına katılan Afete Hazırlık ve Deprem Derneği Başkanı Ahmet Mete Işıkara açıklamıştır. IŞIKARA yaptığı açıklamada Depremden önce ve sonra gelişen bir kaç enteresan olay da depremin normal bir deprem olmadığı düşüncesinde olduğunu ifade etmiş ve olayın vehametini bir kez daha vurgulamıştır.

1999 Gölcük depreminde yapılan incelme ve araştırmalarda depremden hemen önce denizde büyük bir ateş topu ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Bu durumu depremden sonra birçok balıkçı doğrulamış ve olaya ilişkin birçok görgü tanığı da mevcuttur. Bu bağlamda HAARP silahının en büyük belirtisi olan gökyüzü renginin değişmesi de depremden önce herkesin ilgisini çeken diğer önemli bir olaydı.  Depremin uzun sürmesi ve telefonların çalışmaması şüphe uyandıran bir diğer olay olarak dikkat çekmiştir.   HAARP diğer adıyla Kıyamet Silahı birçok felakete sebep olmuştur ve böyle giderse olmaya da devam edecektir. Bilim adamlarınca yapılan incelemelerde söz konusu silahın çok tehlikeli olup hareket halinde olduğu ve birçok depreme de yol açtığı 2011yılında gerçekleşen ve son zamanın en büyük depremlerinden biri olan Japonya Depreminin de bu korkunç silahın bir yansıması olduğu düşünülmektedir.

1999 Gölcük depremi sırasında yaşanan ve depremin

HAARP saldırısından mı kaynaklandığını gösteren işaretler:

Deprem günü Gölcük Donanma karşısında Amerikan gemisinin demir atmış bulunması.

Deprem günü Gölcükte basit bir devir teslim töreninde ABD'li ve İsrailli üst düzey komutanların oluşu,

Deniz üssünde hiç bir Türk subaya giriş izni verilmeyen bir ABD deniz altısının oluşu, 

Olay daha dünya basınına yansımamışken İsraillilerin yardım çalışmalarına başlamış olması,

Depremden önce denizde büyük bir ateş topu ortaya çıkması, 

Gökyüzü renginin değişmesi,

Depremin uzun sürmesi, 

Telefonların çalışmaması.

Yapılan araştırmalar ve incelemelerin sonuçları da önemli ipuçları vermektedir. Ülkemizde yaşanana diğer büyük depremleri de incelediğimizde Amerikan gemisinin yaşanan her depremde ülkemiz sularında demir atmış olmasının da tesadüf olamayacağı düşünülmektedir. Amerikan gemisinin Kahramanmaraş depreminde de Gölcük Donanma karşısında demirlemiş olması HAARP silahı şüphelerini güçlendirmektedir. Hatta bu durumu fark eden Gölcük halkının demir atmış geminin bir an önce gitmesi için kavaklı sahilde toplanarak tepkilerini gösterdikleri de bilinmektedir.

Depremin etkilemiş olduğu 10 ilde yaptığımı incelemelerde ve görüşmelerde depremin olağan bir depremden ziyade yapay deprem olma durumu çıkmaktadır karşımıza. Deprem bölgesi sanki savaştan ağır yara almış şehirleri andırmakta. Yine Hatay’da görüştüğümüz bir amcamızın: “Savaş yerin dibine girdi.” sözleri manidardı.

Güneydoğu Anadolu depreminde de HAARP silahının kullanıldığı şüpheleri güçlenmektedir. Bu konu ile ilgili araştırmanın ülkemizce derinlemesine araştırılarak yaşanılan depremde HAARP silahının kullandığı tespit edildiği takdirde Amerika’ ya çok ağır yaptırımlar uygulanmalı ve bu depremde vefat eden, yaralanan, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızın hesabı sorulmalıdır.

Deprem gününden bu yana Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımız, belediye başkanlarımız, askerimiz, polisimiz, itfaiyemiz, zabıtamız, sivil toplum kuruluşlarımız ve tüm vatandaşlarımız birlik ve beraberlik içinde kenetlenerek yaralarımızı sarmaya çalışmaktayız. Biz Birlikte Güçlüyüz. Biz TÜRKİYEYİZ.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum