-
NAZİFE YILMAZ
Tarih: 01-12-2023 13:00:00
Güncelleme: 01-12-2023 13:00:00
Panayır gibiydi, çocuklar uçurtmalar, balonlar uçuryordular.
Yanlarından geçerken kenarda oturmuş kırık bir uçurtma, kopuk kopuk ipleri elinde gözü yaşlı bir çocuk gördüm.
Yanına gittim başını okşayıp hatırını sordum, niye ağlıyorsun dedim.
Çocuk kafasını kaldırdı, herkesin uçurtması var, herkes uçuruyor, ben yapamıyorum, uçuramıyorum dedi.
Sen üzülme şimdi beraber yaparız, beraber uçururuz.
Yardım ettim uçurtmasıni yaptım, ipleri bağladım. Çocuk neşelenmeye yüzü gülmeye başladı. Kalk dedim tut uçurtmanın ipini, rüzgâr çıktığı anda uçuralım. Seyrine doyum olmaz. Kocaman kanatlarıyla süzülüşünü gök yüzüne çıkışını izleyelim.
Uçurtmayı o güler yüzle, alkışlayan ellerle, gökyüzüne haydi bir kahkaha birde alkış çakalım.
Gökte uçan kuşlara, gök kuşağına inat, biz de uçuralım uçurtmalarımızı, Çocukçasına çılgıncasına bir birimizi itercesine eğlenelim. Haydin uçurtma uçuralIm hep beraber rüzgara karşı;
Anlına yağmur damlası düşercesine, gömleklerimiz ıslanıncaya kadar eğlenelim.
Çocukla beraber çocukluğumdan yaşamadığımı içimdeki çocuksu duygularımı dışarı vurarcasına, eğlenerek gülerek bağırarak yaşadım.
Çocuğu sevindirirken kendimide eğlendirmiştim.
Haydi çocuk tekrar uçurtmayı uçuralım, ter kan içinde kalana kadar eğlenelim.
Haydi uçurtma uçuralım çocukluğumuzu yaşayalım. Uçurtmalar gökte birbirine çarpsın yere düşsün... Eğlenelim güzel çocuk.
Sen ve senin gibi çocuklar yaşasın, ülkeme bize umut olsun.
Geleceğimizin teminatı çocuklarımızdır...