içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kadının Adı Var

“Kadının Adı Yok” diyebilmemiz için,

Kadının toplumdan, kültürden, aileden, medeniyetten ve herşeyden uzak olması gerekir ki içinde  bulunduğumuz bu bilinç çağında bunu hiç bir güç başaramaz  zira kadının varlığı (üretkenliği)  bu  hayatın en önemli simgesidir.

Kadın doğurur, yaratır ve eğitir...!

Bir KADININ kalbinde binlerce Kadın silüeti vardır aslında ...

Biz birbirimizden sorumluyuz , her birimiz! Kadın ve Erkek .Erkek ve Kadın yani kısacası  İNSANOĞLU birbirinden ve herşeyden sorumludur.

Birbirimizi ne kadar anlıyoruz, ne kadar seviyoruz, ne kadar saygı duyuyoruz? Kendinize sorun lütfen. Dürüst olmaktan korkmayın. Gerçekler acıtmaz. Gerçekler bizi bir eşikten diğer bir eşiğe taşır ki bu süreç çok önemlidir hayat serüveninde.

Tarihte Hanı Şanı çok büyük olan Cengiz Han’ın  bir eşi vardı ve eşini inanılmaz derecede severdi ve değer verirdi. Günün birinde, Orta  Asya’da, Moğolistan’da o uçsuz bucaksız engin bozkırlarda ki  çadırların birinde Cengiz Han, çevresindeki bütün Boyların bütün kabilelerindeki Hanlarını toplamış.

“Hanlarım” diye hitap ettiği, gerçekten de büyük bir güce sahip olan o Komutanlar, Cengiz Han konuşurken, gözlerini Cengiz Han’dan yana doğru çevirirler ve bir perdenin açıldığını görürler. O esnada Cengiz Han, bu Hanlar nereye bakıyor diye arkasını döndü ki , Hanlar Hanı Cengiz Han eşini gördü karşısında ve birden ayağa kalkıp Hanlara doğru şöyle seslendi:

“Ey Hanlar, Hanınınızın Başkanı Ben Cengiz Han Başhanınızım. Yanımda gördüğünüz Kadın da beni…

Günümüzde ise kadınlar hala haklarını aramaya devam ediyorlar .

“Kadının Adı Yok“ diyen ve o uğurda kitap yazan Duygu Asena öyle güzel bir nokta yakalamıştı ki;

Kadınların ezildiği ve hor görüldüğü bir toplumda, Kadınların temsilcisi olarak ortaya çıktı ve “Kadının Adı Yok“ dedi. Haklımıydı? Haklıydı.

Türkiye’de Kadın olmak demek SAVAŞMAK demek hemde ruhunla, aklınla  ve herşeyinle savaşmaya ve kazanmaya asırlarboyunca alışkındı KADIN .

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti ilanından sonra vermiş olduğu hakları hepimiz biliyoruz.

Cumhuriyeti kurduktan sonra komşu ülkelere örneğin Afganistan’da Afgan Kralına “Modern Kadını“ yani “Modern İnsanı“ tanıtandır ATATÜRK.

Günümüzde ise Afganistan‘da Talibanlar verdikleri sözü tutmayarak Kadınlara burka giydirmeye, toplumdan soyutlamaya, sanatla, bilimle vs. uğraşmamalarını istemekte devam ediyorlar. İrtica almış başını gidiyor. Atatürk ilke ve inkılapları bu yüzden  en büyük kurtarıcıdır.

“Ey kahraman Türk Kadını, Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” demiş ATAMIZ

Sürünüyoruz ...

Hayvan Hakları Yasası bile yok. Trajik.

Tarihimize baktığımızda çok önemli ve güçlü bir Kadın Hükümdarına rastlarız; TOMRİS HATUN (M.Ö. 6. Yüzyıl da yaşamış bir Saka Kraliçesi)

Tomris demek Demir demek.

Günümüzde “Demir Leydi” lakabı kararlı ve istikrarlı kadınlar için  kullanılıyor. Örneğin Tomris Hatun gibi, yaptığı yaptık, estiği estik kadınlar için...Tomris Hatun gibi kadınlarla dolu bu çoğrafya aslında.

Onca başarıya imza atmış o kadar çok kadınlarımız var ki, hepsini coşkuyla izleyip, takip edip anlayabilirsiniz veya yaşatabilirsiniz, saygıyla anımsayabilir hatta ve hatta aşık bile olabilirsiniz;) Lakin insanı insan yapan duygunun adıdır aşk.

“Gerçek Aşk, bu Dünya Cennettinin sınırı içinde birlikte kendini ve zamanı unutarak sınırsızlığı yaşamaktır. Yaşamak korkmamaktır. Gerçek insan olmaktır” demiş James Angelo Eqorian

Bir Zübeyde hanım varsa, bir Türkan Saylan varsa, bir Tomris Hatun varsa, bir Kleopatra varsa, bir Mata Hari varsa, bir Jeanne d’ Arc varsa  şayet, hayatın anlamı var demektir. Lakin tarih tekerrürden ibarettir. O yüzden suret-i kattiyede, asla “Kadının adı bile olmaz”  demek abesle iştigaldir.

Kadın toplumun gözbebeğidir. Bizim ülkemizde çok önemli bir bilim ikonu  vardı; Prof. Dr. Türkan Saylan.

Türkan Saylan denildiği zaman, Ülkemizin en değerli Bilim Kadınlarından bahsediyoruz. Cüzzam hastalığının tüm araştırmalar neticesinde sonucuna varmış değerli bir Hekim olarak anmakta yarar vardır. Onun dışında rahmetli Türkan Saylan hanımefendi Tıp Dünyasına adını Madame Curie gibi diğer Bilim İnsanları gibi Altın Harflerle yazdırmıştır. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin eski Genel Başkanıdır. Çok önemli bir Kadındır. Ve ne yazık ki bu özel Kadına bile  büyük haksızlık yapılmıştır. Unutmayalım, unutturmayalım lütfen.

Acılarımızdan doğan o eşsiz ışığımızı fark ettiğimizde ve o ışığımızla aydınlanmaya başladığımızda; işte gerçek özgürlük orada başlar.

Adım atmak cesaret istiyor. Hayatımızı istediğimiz renklere boyamakta hürüz. Yaşadığımız her haksızlığı birer yıldıza dönüştürmeliyiz ...

Aysel Gürel’in çok sevdiğim bir şiirini  paylaşmak geldi içimden

BİR KADIN

Bir Kadın insanların içinde bile yalnız

Hayatın manasına uyanıyor!

Yerini soruyor

Bir Kadın o dar geçitlere artık sığıyor

Yaşıyor dokunup hissediyor

Sıradan bir kadın

Tutuşur alev alev ilk kıvılcım parlayınca (kıvılcım yanınca)

Kadın kaplan kesilir

Coşar aldatılınca

Ve kadın gibidir okşanınca

Sıcak yumuşak o her zaman

Anlayışlı sağlam güvenilir

Seven bekleyen senin olan

Anlayamazsan senin değildir

Ya eski solmuş ya pembe bir ten

İstersen verir o yüreğinden

Çok yakınında bakmak istersen

Senin ya kızın ya eşin ya annen

Bir kadın yalnızlıkta kendini arıyor

Neden gündüz yorgun gece durgun

Çöküyor anlıyor

Şiir: Aysel Gürel

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum