içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

ABD Darbesi Out of question Söz konusu değil İngiliz Darbesi Yolda?

Rand Coorparation'a dayandırılan  darbe söylentileri, Mecelle’nin tabiriyle ‘Şüyuu vukuundan beter’  bir süreç yaşatıyor.

O nedenle ‘Şüyuu vukuundan beter’ yani bir şeyin önceden, herkes tarafından duyulması onun olmasından daha zararlıdır! denilmiş.

ABD Silahlı Kuvvetleri’nin yan kuruluşu Rand Coorparation tarafından hazırlanan “Erdoğan’ı devirmek için Türk Ordusu ile çalışmayı” öneren rapor üzerinden sağdan soldan darbe söylentileri aldı başını gidiyor.

Bu raporda, RAND araştırmacıları, önümüzdeki on yıl içinde ABD-Türkiye ortaklığının karşı karşıya olduğu temel zorlukları değerlendirmekte ve çalkantılı bir dönem olması muhtemel bir girişimde bulunmak için olası girişimleri önermektedir.

Araştırmacılar, Türkiye'nin iç dinamiklerini ve küresel çıkarlarını değiştiren politik, sosyal ve ekonomik eğilimlere odaklanıyor. 

Türkiye'nin kilit komşuları ve ortaklarıyla değişen ilişkilerini araştırarak, Türkiye'nin çıkarlarının ve komşularının ve ortaklarının çıkarlarının nasıl bir araya geldiğini, ayrıldığını veya çatışma içinde olduğunu karşılaştırıyor.

Sonuçta Rand Coorparation araştırmacıları bu eğilimlerin Türkiye'nin gelecekteki seyri, ABD savunma planlaması ve ABD Ordusu üzerindeki etkilerini değerlendiriyor.

Adamlar gizli saklı iş yapmıyor. Tam tersi göstere göstere, adeta körün gözüne parmak sokarcasına aleni çalışmışlar.

"https://www.rand.org/pubs/research_reports/RR2589.html" isteyen bu adrese girer raporu aslından okur.

Necip Fazıl hayranı bir kitlenin bu rapora neden bu denli tepki gösterdiğini anlamış değilim.  Şair "Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın / Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!.."  demiyor mu?

İktidar yanlısı köşe yazarları Darbenin ulusalcı Kemalist kliklerin işi olabileceğini öne sürerek parti tabanına ve muhafazakar kesime safları sıklaştırma mesajı veriyor. 

Muhalefetin sınırlı sayıdaki medya muhafızları ise  olası darbe söylentilerin kullanarak iktidar üzerinde sosyal psikolojik baskılamayla, iktidara hata yaptırmaya çalışıyor.

Darbe söylentileri her iki kesimin de  işine geldiğine göre bu furyayı kim başlattı, hangi küresel gücün değirmenine su taşıyor bir düşünün?

Kartallar Yüksek Uçar

Kendini yenilemeye karar veren Kartal, sarp yamaçlarda kendine bir kovuk bulur. Artık bir işe yaramayan gagasını günlerce kayalara vurarak parçalanıp düşmesini sağlar.

Yeni oluşan gagasının sertleşmesini bekler. Daha sonra bu güçlü gagayla acılar içinde yaşlanmış pençelerini söker. Eskimiş tüylerini tek tek yolar.

Yüzelli gün, yemeden içmeden acılar içinde gerçekleştirdiği bu işlemlerden sonra, yeniden doğmuş gibi gençleşerek uçar yeni yaşamına ve bir otuz yıl daha yaşar.

Türkiye'yi ararsanız tıpkı kendini yenileyen kartal hikayesinde bulabilirsiniz. Ergenekon, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası  süreç, Suriye hamlesi  falan bu şekilde ele alınabilir.

Gezi Davası Kararı Yargı Darbesi mi?

İstanbul 30'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin davada, aralarında Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın da bulunduğu 9 sanıkla ilgili beraate hükmetti.

Parti grubunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi Parkı davasında verilen beraat kararlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede "Bu hareketi masum bir çevre hareketi olarak görmek gafilliktir" ifadelerini kullandı.

Erdoğan Gezi Parkı Olayları'nı masum olarak değerlendirenlere "Ya gafillerdir ya da taammüden bu ülkenin ve milletin düşmanıdır." dedi.

Ardından Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Osman Kavala'nın da bulunduğu 9 sanıkla ilgili beraate hükmeden İstanbul 30'uncu Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında inceleme başlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gafill ya da taammüden devlet millet düşmanı ilan ettikleri arasında, beraber yürüdük biz bu yollarda şarkısını söyledikleri önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'de var.

Çünkü 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Karar  gazetesi yazarları Ahmet Taşgetiren, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'la konuşmasında "Gezi Olayları İle Gurur Duyuyorum Dedım" açıklamasında bulundu.

Abdullah Gül: [Nerede sessiz kaldım. Mesela en büyük olaylar Gezi olaylarıydı değil mi? Bana o zaman ilk sorulan soruya verdiğim cevap şuydu: “Bununla büyük bir gurur duyuyorum” dedim. Şaşırdı herkes"]. 

Ben şaşırmadım Sayın Gül! Çünkü  FETÖ lideri de gezi olaylarında kamunun mallarına zarar veren, duvarlara Erdoğan hakkında ağza alınmadık küfürler karalayan vandallara kahraman demişti.

 Gezi Parkı davası kararı açıklanmadan Abdullah Gül ve Avenesinin Gezi zekalı ön almaları yargının kararından önceden haberlerinin olduğunu göstermez mi?

Darbeler içinden Kraliçe’ninki Gelir

Rand’ın son raporunda göze çarpan önemli husus; Türkiye’de ABD çizgisinde daha ‘dost’ bir muhalefet oluşturulması.

Rand, Amerikan yönetimine, Tayyip Erdoğan'a karşı, "demokratik ama işbirlikçi bir muhalefet" örgütlenmesini, ordudan orduya ilişkilerin sürdürülmesini, ayrıca mevcut Milli Savunma Bakanı üzerinde durulmasını tavsiye ediyor!

Çünkü Amerika’daki güç merkezleri, PENTAGON ve Türk Genelkurmay Başkanları arasındaki diyalogları derinleştirmek ve Türk Savunma Bakanı’nın artan önemini dikkate alarak ABD-Türkiye Yüksek Düzeyli Savunma Grubu'nu canlandırmak için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğinde hem fikirler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  geçtiğimiz hafta "Emekli bir askerin peşine düşenler herhalde kendi geçmişlerinden utanıyorlar. Aksi halde böyle bir yanlışın içine düşmezlerdi." sözünün muhatabını çoğunuz İlker  Başbuğ sanabilir.

Oysa Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da emekli asker. Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlker Başbuğ’un verdiği pası, gole çevirirken kabinesindeki bir ismi hedef almış olmasın!

Kaldı ki Amerikan hükümetine bağlı düşünce kuruluşu RAND Corporation’ın, Türkiye’nin iç ve dış politikasını mercek altına alan “Türkiye’nin Milliyetçi Eğilimi” başlıklı raporunda İlker Başbuğ ile değil, mevcut Milli Savunma Bakanı ile ilişkiye geçilmesi, onunla çalışılması tavsiye ediliyor.

Erdoğan önce çevresine baksın

Acaba Amerikalılar, kendileri üzerinden İngilizler’in, Milli Savunma Bakanı ile görüştüklerini mi iddia ediyorlar? Bir önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Kraliçe'ye muhabbeti, herkesin malumu.

Gül ve Akar’ın ortak paydası her ikisinin de Kayserili olması. Ayrıca Londra sokaklarında Abdullah Gül, Hulusi Akar, Şükrü Karatepe ve Fehmi Koru dörtlüsünün  çekilmiş fotoğrafları çarşaf çarşaf internette halen dolaştırılmıyor mu?

Eğer darbe olursa vebali Erdoğan’a ait. Neden mi? Çünkü yakın çevresindeki bir çok isim, Abdullah Gül döneminden kendisine intikal etmiş.

Ya Gül gibi Kayserili  mesela MSB Hulusi Akar mesela Şükrü Karatepe ya da onun atadığı bürokratlar.

Neden İngiliz Darbesi?

Çünkü ABD ile Birleşik Krallık arasındaki rekabette Türkiye neredeyse merkez üs.

İngilizler Türkiye'de tutunabilmek için sermaye transferini hızlandırdı. Yatırımlarını artırdı.

Eğer Türkiye'de  nüfuz kaybı yaşarlarsa bu Ortadoğu ve Orta Asya'ya veda etmeleri demek.

Bu sebeple  çıkarlarını riske atmak gibi lükslerinin olmadıklarını düşünüyorlar.  Eğer darbe yaptırırlarsa bilinki darbeciler dahi İngiliz kraliçesine hizmet ettiklerinin farkında olmazlar.

Darbe iki aşamalı planlanıyor.

Önce soft power yumuşak güç denenecek. Siyasi hareketlilik, yeni partiler, yargı üzerinden küçük müdahaleler, iktidarın eleştirilmesi falan filan.

Sonra Hard -Power sert güç aşamasına geçilecek. Milli, ulusal duyarlılıklar kaşınacak.

Ekonomik krizin deliye döndürdüğü çaresiz yoksulların can havliyle sokaklara dökülmesine zemin hazırlanacak.

Zaten reel hayat pahalılığı darbecilerin işini kolaylaştırıyor.

Sokaklar karışacak. Sağdan soldan  geniş tabanlı ortak bir sokak muhalefeti büyütülecek.

Tıpkı gezide olduğu gibi iktidar erk zaafı göstermemek adına Emniyet güçlerini göstericilerin üzerine gönderecek.

 Uzun zamandır iktidar tarafından yemlenen semirmiş milis güçler, sivil toplum kuruluşları  adı altında,  tıpkı Mısırda Tahrîr meydanında olduğu gibi  iktidar karşıtı muhalif kitleye saldıracak.

Sonuç Türkiye’nin Nur topu gibi Sisi 'si olacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum