içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

CHP Kurultayı Ergenekondan Çıkış, Kızıl Elmaya Varış mı? ​

CHP Kurultayı; yeniden camiye dönüştürülen Ayasofya'da 86 yıl sonra, 24 Temmuz'da ilk Cuma namazın kılınmasının ardından başlayan Hilafet tartışmalarının gölgesinde gerçekleşti. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin ancak bahçesinde kılabildiği Cuma Namazı merasiminde, Ayasofya içine cemaatler kontenjanından alınan “VİP” tanımlı Nurcu liderlerin Genelkurmay Başkanı ile samimi pozlarına ne demeli?

 

Genelkurmay Başkanı, Atatürk’e deccal diyenlerle hatıra fotoğrafı çektiremez bu Atatürk’e ihanettir!..Nur Cemaati’nin kurucusu Said-i Nursi’nin öğrencisi ölümüne kadar kendisine refakat eden, 1935 Safranbolu doğumlu Hüsnü Bayramoğlu da Ayasofya’ya Cuma namazı için davet edilenler arasındaydı. Sözde iman topuzunu siyaset topuzuna tercih eden, hatta kendilerini masum göstermek için "euzu billahi mine’ş-şeytani ve’s-siyase” günümüz Türkçesi ile "şeytanın ve siyasetin şerrinden Allah’a sığınırım" diyen bu cemaatin, günde beş vakit semalarında gürül gürül ezanların okunduğu, Türkiye Cumhuriyetinin banisi Mustafa Kemal Paşa’ya, "deccal, süfyan" gibi kavramlarla hakaret ettikleri bilinmiyor mu? Hatta Said-i Nursi'nin bizzat kendisi, Emirdağ Lahikası'nda  şunları söylemişti; “Bana hücum eden garazkarların en esaslı sebebi; Mustafa Kemal'in dostluğu ve tarafgirliği vesilesiyle beni eziyorlar. Ben de o garazkarlara derim ki: Ölmüş gitmiş ve dünyadan ve hükumetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz altı sene evvel bir hadis-i şerifin ihbarıyla, Kur'ana zararlı öyle bir adam çıkacak dediğimi ve sonra Mustafa Kemal o adam olduğunu zaman gösterdi."

 

Hüsnü Bayramoğlu, Ayasofya’da Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’le de yan yana geldi ve fotoğraf çektirdi. Bayramoğlu ile Genelkurmay Başkanı Güler’in fotoğrafı sosyal medyada Nur Cemaati’nden isimler tarafından da paylaşıldı. Kim kimi  kullandı? Kim kimi kandırdı? Yoksa Cumhuriyet rejiminin muhafızları, kamuya karşı takiyye mi yapıyor?

 

CHP’nin yeni misyonu Türkiye Cumhuriyeti Muhafızlığı…

AK Parti kadroları, 3 Kasım 2002 Genel Seçimleri öncesi, sözde 28 Şubat postmodern darbenin sillesini yemiş mağdurlar ekibi olarak askeri vesayet rejimine son vermeye yemin etmişlerdi. AK Partililer, başörtü zulmüne (!) maruz bırakılan kız öğrencilerin, YAŞ Kararları ile resen emekliye sevk edilen askeri personelin, devletin mali denetim kurumlarının hışmına uğrayan yeşil sermayenin sözcülüğünü üstlendiler. Asgari ücretliden vergi almayacaklar, sivil yönetimin üstüne karabasan gibi çöken askeri vesayeti kaldıracaklar, sağlık sisteminde reform yapacaklar, üretimi artırmak için sanayicinin önünü açacaklar, küçük ölçekli işletmeleri krediye boğacaklar,  adalet temelli kalkınmayı gerçekleştireceklerdi. Yapabildiklerini yaptılar, mücahitler müteahhit oldu, Harun gibi geldiler Karun gibi hayat sürdüler. 

 

Şimdi benzer süreç CHP için işletiliyor…

Müesses nizamı, kontrol ve dizayn eden “üçler yediler kırklar” ve dahi tekmil iyi saatte olsunlar, kıyıda köşede, merdiven altında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, günde beş vakit saydıran ne kadar muhalif varsa hepsini dizginlemişler. Bu fiili durum, Külliye içinde faaliyet gösteren istihbarat birimlerinin gözlerini boyamak ve asıl niyetlerini perdelemek için olabilir mi?  Türkiye'yi kutuplaştıran odak, CHP'nin hissesine, konjonktürel  Atatürkçülük, dini ve ahlaki değerlerle barışık laiklik bıraktı. Küllerinden doğan “Zümrüdü Anka” gibi CHP kurmayları, bu tarihi mirastan, şimdiye kadar siyasi iktidar tarafından mevta muamelesi yapılan partilerine, 31 Mart 2019'da verilen can suyununun önemini idrakle, iktidar partisi çıkarabilecekler mi? 

 

Ana tema iktidar mı ihtiras mı? 

CHP'nin 1357 kayıtlı delegesi, partiyi bir sonraki genel ve cumhurbaşkanlığı seçimine taşıyacak genel başkan ile 60 kişilik Parti Meclisi (PM) üyelerini belirlendiği, ana teması "iktidar" olan, Cumhuriyet Halk Partisi 37. Olağan Büyük Kurultayı'nda oy kullandı. CHP’nin "iktidar" temalı 37. Olağan Kurultayı’nda parti meclisi için Kılıçdaroğlu’nun karşısına muhalifler üç liste çıkardı. Kılıçdaroğlu ise 80 kişilik 'anahtar listesi'nde seçimi delegelere bıraktı.  Kılıçdaroğlu’nun anahtar listede yer vermediği Elazığ Milletvekili Gürsel Erol 824, PM üyesi Eren Erdem 637, eski milletvekilleri Müslim Sarı 592, Gaye Usluer 661 ve Gökhan Günaydın 641 oy alarak Kılıçdaroğlu’nun listesini delen 4 isim oldu.  Kılıçdaroğlu’nun listesine almadığı Aylin Nazlıaka bireysel başvurusu sonrasında 515 delegenin oyunu aldı. 

CHP’de Derin müdahale, Cinsiyet Kotası ve Başörtüsü Devrimi Yeni tüzük gereği, yüzde 33 cinsiyet, yüzde 20 gençlik kotası ilk kez uygulandı. Bu nedenle PM'nin en az yarısı kadın ve gençlerden oluşturuldu.  2018'deki yüzde 20 genç, yüzde 33 kadın kotasına ilişkin tüzük değişikliği ilk kez bu kurultayda uygulandığı için PM'nin yaklaşık yarısı kadın ve gençlerden oluştu. Partinin yeni yürüyüşünde ayak bağı olabilecek isimler, cinsiyet kotası ile tasfiye edildiler. İlk başörtülü PM üyesi Kılıçdaroğlu'nun listesinde yer alan Sevgi Kılıç oldu. CHP’nin 37. Olağan Kurultayı’nda 365 delegenin oyunu alarak kadın ve gençlik kotasından PM’ye giren, 1993 doğumlu 27 yaşındaki avukat Sevgi Kılıç, İstanbul Beykoz İlçe Teşkilatı’nda görevli. Beykoz' da dünyaya gelen Sevgi Kılıç'ın ailesi aslen Trabzon Oflu. Sevgi Kılıç’ın ailesi 1946 yılında dedesi Çolak Salih'in Çavuşbaşı'na yerleşmesinden bu yana Beykoz’da yaşıyor.

 

CHP’nin başörtülü yüzü Sevgi Kılıç'ın ABD serüveni…

Yolu Amerika’ya düşenlerden. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Amerika'da Harriet Fulbright College'da ve İngiltere'de EC Brighton'da İngilizce dil eğitimini tamamlamış.  Ancak Amerika'daki Harriet Fulbright College ismine bakıp da okulu Amerikalıların sanmayın. Bahçeşehir - Uğur Eğitim Kurumları, 2004'te bünyesine kattığı Washington'daki eğitim merkezlerini Harriet Fulbright College adı altında 2010 yılında "College" statüsüne yükseltmiş.

 

Bahçeşehir-Uğur Eğitim Kurumları, Washington'da açtığı kolej ile Bahçeşehir Üniversitesi hazırlık öğrencilerine istekleri durumunda ABD'de eğitim görme şansı da tanımış.  Buraya kadar sorun yok.  Bahçeşehir-Uğur Eğitim Kurumları Amerika Direktörü Gökhan Coşkun'un 2010'da verdiği bilgiye göre, CHP Parti yönetimine seçilen Sevgi Kılıç'ın dil eğitimi aldığı Fulbright College, Türkiye'deki Amerikan Araştırma Merkezleri ve Medeniyetler Araştırma Merkezi ile ortak projeler geliştirmiş.  Ancak sözü edilen Amerikan Araştırma Merkezleri ve Medeniyetler Araştırma Merkezi de yerli malı Türkün malı.  Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde kurulan Amerikan Araştırmaları Merkezi, başta Türk-Amerikan ilişkilerinin yapısı ve tarihsel boyutu olmak üzere, hem Amerika Birleşik Devletleri’nin hem de Latin Amerika ülkelerinin siyasi, toplumsal ve kültürel yapılarını incelemek için kurulmuş.  Amerikan Araştırmaları Merkezi, yürüttüğü çalışmalarla Türkiye-ABD ve Türk - Latin Amerika ilişkilerinin kültürel, sosyal, siyasi ve ekonomik dinamikleri hakkında kamuoyunu bilgilendirmeyi ve ilişkilerin geleceğine ışık tutmayı amaçlıyormuş. Sanırım bu Amerikan Araştırmaları Merkezi ile Washington'daki eğitim merkezi, Harriet Fulbright College, Türk’ün Türk’e propagandası. Yanisi; biz bizi kandırıyoruz.  Sevgi Kılıç ve “EC English”… “EC English”, 1991 yılında Birleşik Krallık, yani Britanya, yani İngiltere’nin eski sömürgesi Malta’da kurulmuş olup bugün İngiltere, Amerika, Kanada, İrlanda, Malta, Avustralya ve Güney Afrika dahil toplam 24 merkezde dil eğitimi veriyor. EC English'ın Amerika'da 7, Kanada'da 3, İngiltere'de 6, İrlanda, Malta ve Güney Afrika'da birer okulu bulunuyor.  Kimse kusura bakmasın ama Sevgi Kılıç'ın eğitim serüveninden ben bir şey anlamadım. Proje midir nedir? Kimin projesidir? 

Karadenizli olması ve Başörtüsü, AK Parti rüzgarını melteme  çeviren önemli bir ayrıntı. Genç Kurtlar, Yaşlı Kurtların sofrasında!.. 60 kişilik PM'de de genç milletvekillerinin ağırlığı dikkat çekiyor. Bu kapsamda PM'deki milletvekili sayısı 33 oldu. Saha ve Meclis çalışmalarında başarılı bulunan Ali Öztunç, Zeynel Emre, Candan Yüceer, Ahmet Akın, Murat Emir, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Ali Mahir Başarız, Aysu Bankoğlu, Gamze Taşcıer, PM'ye yüksek oylarla seçilen genç  milletvekillerinden.  Kurultay nasıl okunmalı? Dinamik bir partili kitlenin Kurultayın adrenalini yükselttiği bir gerçek. Kurultayın en somut göstergesi,

 

31 Mart yerel seçimlerinde yaptığı ittifakla büyükşehirleri kazanarak, partiyi bir anlamda "yerel ittifak”a taşıyan, AK Partililerin "Bay Kemal" diyerek aşağıladıkları Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ittifak politikalarının onaylanması oldu.  Demek ki kendi partisi ve seçmeni açısından doğru olanı yapmış.  Kurultay’ın bir başka somut göstergesi de Türkiye Cumhuriyeti ve partisinin, genel seçimlerin de yapılacağı 2023'te 100. yılı dolduruyor olmasını göz önünde bulundurarak yaptığı kurultay konuşmasında, CHP Liderinin, “Millet İttifakı”na yeni ortaklar kazandırmada kararlı olması idi. Bazıları bu konuşmadan Kılıçdaroğlu’nun 2023 hedefindeki bu iktidarı "dostlar" diye nitelendirdiği ittifak ortaklarıyla kuracağı sonucunu çıkarıyor. Delegeler, CHP’nin yakın tarihinde neredeyse bir çığır açan ve derinliklerden Parti'nin Aksaçlılarının kotardığı, "İkinci Yüzyıla Çağrı" manifestosunu oybirliğiyle kabul etmekle aynı zamanda Kılıçdaroğlu'nun "ittifakla iktidar" politikasına desteklerini de verdiler.

 

Mevcut “Millet İttifakı”nın yeni iştirakçileri, Erdoğan’ın silüetine gizlenen devlet erkinin tasfiye ettiği ve AK Parti'de  siyaset imkanları yok edilen Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu denilebilir. Bu iki ismin, CHP tabanında karşılıkları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinden koparacakları oy oranı kadar. “Üçler yediler kırklar” Gül, Babacan ve Davutoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına izin vermeyecek!.. Şunun da bilinmesi gerekiyor; CHP'nin iktidara yürüyüşüne icâzet veren güç odağı, ne Abdullah Gül ne Ahmet Davutoğlu ne de kolej bebesi Ali Babacan’ın, CHP kontenjanından Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesine asla izin vermeyecektir.  Kılıçdaroğlu'na Kurultay’da delegenin verdiği desteğin asıl nedeni, yerel seçimlerde alınan başarılı sonuçtan dolayı, parti örgütüne aşıladığı "iktidar umudu" dur.  Parti tabanının kendisine aşılanan iktidar umudunu, ateş hırsızı Prometeus gibi ölümlülere yani halka taşıyıp taşımaması,

2023 veya baskın erken seçimin belirleyicisi olabilir.  İlkçağın ünlü filozofu Sokrates nasıl Atina toplumunu değiştirip dönüştürmede başarılı olduysa, Kılıçdaroğlu da  parti örgütünü, parti meclisini harekete geçirmekte başarılı olmak zorunda.

 

Beş temel sorun…

“2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”ni açıklayan CHP lideri, Türkiye'de beş temel sorun bulunduğundan bahsetti ve bunları sıraladı. İlk sorunun demokrasi olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, demokrasi sözcüğünün kağıt üstünde kaldığını, ülkede yasama ve yargının tek kişinin elinde olduğunu vurguladı. Türkiye'deki ikinci temel sorunun ekonomi olduğunu belirten CHP lideri, ülkenin ekonomik bağımsızlığının tehlike altında olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, üçüncü sorunun dış politika, dördüncü sorunun eğitim, beşinci temel sorunun da ülke barışı olduğunu kaydetti. Bu beş sorun ve çözüm önerisi, CHP'nin iktidar alternatifi olarak kendisini halka takdiminde belirleyici olacaktır. Evet CHP değişmiştir. CHP iktidar elitlerinin, bürokratik oligarşinin korkulu rüyası olabileceğini göstermiştir.  Kimilerinin dediği gibi ne Soros kazanmıştır ne İsrail kazanmıştır?  Halktan kopuk, fantastik politika yapan isimlerin parti ile göbek bağı kesilmiştir. Müesses nizamın mobilize alperenleri, “üçler yediler ve kırklar”ın desturu ile uluslararası sıkışmışlığı aşması Murad edilen bir sürecin işaret fişeğini yaktılar. Nice Çoban Ateşinin etrafında kümelenmiş cumhuriyet muhafızı kendilerine çıkarılan  tezkireyi umarım doğru yorumlar. -Yüksek Disiplin Kurulu’na seçilen Zonguldak- Devrek Lisesinden öğrencim, başarılı hukukçu, yurtsever emekçi Sezgin Kaya. CHP Kurultayı’nda Mahir Polat, Saniye Barut, Uğur Bayraktutan, Süleyman Bülbül, Gülsun Filorinalı, Cem Artantaş, Ahmet Ersen Oysoy, Garip Erdoğan, Doğuşcan Aygün, Mustafa Serdar Soydan, Bülent Maraklı, Gülşah Atalar, Tuğba Torun, Gonca Yelda Orhan ile birlikte Yüksek Disiplin Kurulu’na seçilen Zonguldak- Devrek Lisesinden öğrencim, başarılı hukukçu,  yurtsever emekçi Sezgin Kaya’yı ayrıca tebrik ve takdir ediyorum.  Herşey "Devlet ebed Müddet" için. Türklük kaderimiz, İslam tercihimizdir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum