içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Seçimler ve Öngörüler

Ülkemizde siyasal iktidarı belirleme seçimleri tamamlandı. Kişisel ve organize seçimlerimiz ise hiç bitmeden devam ediyor.

Biri, ömrümüzün beş yıllık kuşatıcı değerini taşırken; diğeri doğumdan, coğrafyadan, bedenlerimizden, ailemizden, yeteneklerimizden türeyen ve zamanın an’larına kadar küçülen, kişisel değeri emsalsiz fırsatlar örüntüsü.  

Gerçekleşen seçimlerin öncesi oluşan, oluşturulan yönetimsel ve doğal  bütün olumlu, olumsuz etkiler, güdümlemeler, eleştiriler, vaatler…Milyonlarca insanın sistemin izin verdiği adaylara akıl yürütümünden öte  bilinç altı ağırlıklı  tercihler  yapması;  ülkemiz ve bölgemiz için çok önemli, etkisi büyük  aşamayı temsil ediyor. (1)

Seçimlere aday olan partiler ve şahıslar, ortaya çıkan sonuçları; projesi çizilmiş, teknik hesapları yapılmış, maliyetleri ‘öngörülmüş’ 64 milyon vatandaşın beş yıllık yaşamı için (2); çoğu bilinç altı yansımadan oluşan tercihini esas alarak;  yukarıdan aşağıya (tümden gelim) tek tek coğrafi, ekonomik, kültürel kimliklere inerek, bireysel tercihler boyutunda anlamlandırmalıdır. Ortaya çıkan ‘projeyi’, bu şekilde okumalı;sonra, temelden/bireyden başlayarak ‘inşaatı’önümüzdeki dönem için gerçekleştirmelidir.

Tercihlerin toplamı, seçim öncesi yirmi yıllık yaşanmışlıklar, tecrübeler; seçim sürecinde, meydana gelen olaylar, basit matematik işlem düzeyinde anlaşılamaz. Yüzeyde görülen başlıklar, dipteki farklı etkilerin evrimleşmesinden başka bir şey değildir ve yanıltıcıdır. Devlet aygıtı, tüm cihazlarıyla bu etkilerin üzerinde yüzmektedir. Devlet gelişmişliğine göre söz konusu etkilere tabii ve onları yol almasına sebep kılabilmektedir.

İnsan ve organizasyonları daima makroda evrenin, mikroda doğanın takipçisi olacaktır. Bu bağlamda ‘liderlik’ ve ‘kendiliğindenlik’ her ne kadar gelişmişlik turnusolü olarak görülse de insanlık alemi hala evrimin başındadır.Bu düşüncelerin esini olan aşağıdaki alıntı,  okuyucular için kıyasen yol göstericidir.

“Kaos dinamik bir görüngüdür. Bir şey değiştiğinde gerçekleşir. Kısaca iki tür değişim vardır: birincisi, klasik fizik ve dinamik tarafından araştırılan sıradan olanlar. İkincisi, bizim henüz keşfetmediğimiz diğer değişimler, kaotik olanlar. (3)

Zamanla değişen bağıntılı var oluşa sistem denir.

Birkaç örnek: insan vücudu, Antartika’daki penguen nüfusu, hayali bir kutudaki moleküller, ülkede ilerleyen grip mikrobu ve okul. Bir yiyecek otomatından söz etmiyorsak değişim kaçınılmazdır. (4) İki tür sistem biliniyor. Biri, Lineer sistem, diğeri Determinist sistem. Determinist sistem:İstikrarlı, tahmin edilebilir; bilinir olanlardır.Saatler veya bilardo masasındaki toplar determinist sistem dahilinde hareket eder.Klasik fizikte evren determinist sistemdir.

Lineer sistemlerde değişkenler basit ve direk olarak bağlantılıdır.

Matematikte lineer bağlantı üssü bir olan değişkenleri ve denklemlerini ifade eder; ki bunlar kolay çözülebilen denklemlerdir. Diğeri lineer olmayan bağlantılar, bunlarda değişkenlerin üssü birden daha büyük olur. Böyle denklemler zor anlaşılır ve günümüzde çözümü için bilgisayar kullanılır. Bu sistemler dipsiz kuyu gibi bilindikçe karmaşıklaşan potansiyele sahiptir.

Devam ediyoruz. 

Periyodik denklemler; belli bir koşulun veya olayın gerçekleştiği zaman aralığına verilen isimdir. Bu sistemlerde bir değişken önceden beliren bir davranışı belli zaman aralıklarında tekrarlar. Örneğin, sarkacın hareketi böyledir. Aperiyodik davranış, her hangi bir değişkenin etkisi altında kalmadan sistemin sürekli tekrar yapma durumudur. Örneğin, lavabo boşalırken oluşan su akışı. Diğeri Kararsız Aperiyodik davranışlar. Bunlar da oldukça karmaşıktır. Kendini asla tekrarlamaz. Sisteme yapılan her müdahalenin etkisinde kalır. Bu durum kesin tahmini olanaksız kılar, rastlantısal ölçümlere sebep olur.

Kararsız ama periyodik bir davranışı hayal etmek zordur. Uydu gözlemlerimize bilgisayar hesaplarımız rağmen hava durumunu kesin olarak öngörmememizin sebebi budur. Terimlerin bile çeliştiğini biliyoruz. Fakat insanlık tarihinde bu görüngüye sıklıkla rastlanıyor. Medeniyetlerin yükseliş ve çöküşünü gösteren kaba bir çizelge oluşturursak, periyodik yapıya sahip olduğunu görürüz. Fakat aynı zamanda olayların aynılıkta tekrarlanmadığını da biliriz. Bu gerçekçi bakışla tarihin aperiyodik olduğunu söyleyebiliriz.

Tarih ders kitaplarına bakarsak, çok küçük olayların insan ilişkilerinde çok büyük etki ve değişimlere sebep olduğunu da görüyoruz. Çok yakın zamana kadar kararsız, aperiyodik olacak kadar karmaşık davranışa dair en belirgin ifade, ancak bir kalabalığa ait olabileceğini düşünmekteydik. Bakış açımız değişince, bu davranışı artık gündelik olaylarda fark ediyoruz: musluktan damlayan suda, rüzgarda dalgalanan bayrakta, hayvanların nüfusundaki değişimde olduğu gibi.  

Öyleyse basitçe  ifade edecek olursak; determinist sistemde aperiyodik yani rastlantısal oluşumlarda her zaman kaos potansiyeli olacaktır.

Gelelim karmaşıklığa.

Kaosun incelediği lineer olmayan dinamik sistemler pek çok bağımsız değişkenin bir biriyle pek çok farklı şekilde etkileştiği karmaşık sistemlerdir.

Bu karmaşık sistemler kaos ve düzeni dengeleme yetisine sahiptir.

Kaosun sınırı olarak adlandırılan bu denge noktası sistemin kararlılık ile tamamen çözülme arasındaki bir tür geçici ölümüdür. Bu durumun kendine özgü pek çok özeliği vardır.

Karmaşıklık, karmaşık sistemlerden oluşan yeni bir bilimdir. Bu bilim, ‘kaosun sınırındaki bir hayatla’ ilgilenir; bu haldeki karmaşık sistemlerin özelliklerini araştırır.   

Karmaşık Sistemler, kaosun sınırında ne tür özellikler gösterir?

Bağımlı değişkenlerden oluşan sistemin etkileşimlerindeki saflık, zenginlik, çeşitlilik karmaşık sistemlerin özdüzenlenmesine olanak tanır. Bu özdüzenleme süreci kendiliğinden aniden oluşur. Bu olay çoklukla ‘sihirli değnek’, ‘mucize’ şeklinde anılır. Göçe koyulan kuşların bir anda kalkışı böyledir. Havalanan kuşlar, kendiliğinden, bilinçsiz halde kendi yerlerini komşularına göre ayarlar, sürüyü belli düzende kurarlar. Pazar ekonomisinde insanlar basit alış veriş eylemiyle ekonomi oluşturacak şekilde organize olurlar.(5)  Göçe koyulan kuşlar, kimsenin liderliğe soyunmadan, süreci bilinçli olarak planlamadan tüm uçuşu kendiliğinden oluşturur. Diğer kendiliğinden oluşan özdüzenlemeye bir örnek verirsek; Atomların bir biriyle kimyasal bir bağ oluşturup, karmaşık moleküller oluşturacak şekilde organize olmalarıdır. “ (6)

Açıklamalar:

(1)Seçim sonuçlarına göre kaybeden taraf iki konuyu sebep görüyor. Birincisi seçmenin yüksek ekonomik, yönetimsel ve fiziksel (deprem)olumsuzluklara yetkin düzeye ulaşmayan tepkisi;  ikinci olarak devlet aygıtının seçim süresince karşıt toptan ittifaka hizmet etmesi.

Diğer yönden bu belirleme öngörüldüğü için muhalefet partilerince ‘millet ittifakı’ oluşturduklarını dikkate almıyorlar. Muhalefetin asıl görmezliği ise muhalefetin elindeki yerel idarelerin, merkezi idarenin “engellemelerine” rağmen, birkaç ilçe bazında dahi, gelecek vaad eden vizyon ve uygulamayı örnekleyememeleridir. Refah Partisinin parıldama  öncesi  Konya ve İzmir Kemal Paşa ilçesi yerel idare hizmet örnekleri bu bakımdan değerlidir. 

İktidarı seçen ve kınadıkları ”çalıyorlar ama yapıyorlar” isnadına,  yerel idarelerde alternatif olacak “çalmadan yüksek vizyon” uygulaması gösteremediler; ki bu, gerçekleşen seçimlerin,  basit matematik işlem olmadığının kanıtıdır. Yani gerçekleşen seçim,  lineer olmayan matematik düzeyindedir. Bu yüzden bilinç altı etkisi yüksektir.       

(2)Son seçimlerde seçime katılan seçmen sayısı 53.993.683 kişi olarak kayda girdi. Diğer taraftan seçmen olup ta seçime katılmayanlar, bilinçli geçersiz oy kullananların çoğu;  koşullu yaşamlarını  maddi manevi olumsuz etkilerinden dolayı, kerhen (metazori) kabul ederken; sistemin bu tür dayatılmış seçeneklerini,   ortaya çıkış usullerini  kabul etmeyerek,  ret etmeleri de“edilgen” seçim sayılmaktadır. Şunu da belirtmek istiyorum: Bilinçli edilgenlik ustalığa ve ‘engelsiz Karma’ ya  delalet eder.Yani ilahi plan,  o kişilerde   daha saf, daha dolayımsızdır.      

(3)Belli bir durumda değişen ögeye ‘değişken’ deniyor. Aslında değişim, süreklidir; fakat bizler tarafından saptanıncaya kadar tespit edilemiyor. Buna ‘niceliksel değişim’ deniyor. Tıpkı ‘doğum günleri’, ‘Ann,  baba günleri’  kutlaması gibi;  bunlar evrensel işleyişe göre soyut ve zaaf giderici teselli  işaretlemeleridir.

(4)Change kelimesi İngilizcede ‘değişim’ anlamına geldiği gibi diğer anlamı bozuk paradır. Arapçada ‘kuruş’; Kur’an’da ‘Kureyş kabilesi’ anlam katmanlarında; ‘bozuk para’, ‘küçük köpek balığı’ (küçük ihtiyaçlar /av giderici) karşılıkları taşıması, “evrim ihtiyaçtır”,  saptamasının temelidir.

(5) Basit tercihler ve alışverişler, görsel tutsaklığa dönüşmüş ve bu tutsaklık giderek artmaktadır. Konumuz bağlamında; ‘açık alan’ mitingleri, ‘dijital alan’a henüz  teslim olmadı.

(6) Kaos, Ziauddin Sardar, Iwona Abrams. NTV yayınları

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum