-
ÖZER ATAÇ
Tarih: 17-05-2020 16:19:00
Güncelleme: 17-05-2020 16:44:00
Çokluğun felaketiyle yüzleşecekler!.
Kimler mi?
Onu her zaman isteyen, bunun için her şeyi yapan, kendini bununla "arındıran"
tutkunlar, dünyaya tutuklu-lar.
*
Güven yokluğu, inanç boşluğu yerine çokluk seçilip, tek -sabit yol ol(durul)unca neler olmakta , isteksizce seyrediyoruz;
doyumusuzluğun kör kuyusunda.
*
"Üretim, üretim;
hadi, daima üretim!"
Söylemi her yerde.
*
Hani ikinci Islâm halifesi Ömer ;
Allah elçisinin "lâ ilahe illallah, diyen cennete girer."
sözünü nakleden arkadaşlarından birini düzeltmek için Allah elçisinin yanına götürüp;
"Ey Allah'ın elçisi , bu arkadaş, lâ ilâhe illallah diyen cennete girecek! "
sözünü senden nakletmiş.
Eğer doğruysa; 'iyi işler de işlemeli
desin" diye talepte bulunmuş.
Talebinin dayanağı Kur'an nın
"Her kim Allah'ı birler, iyi işler yaparsa iyilikleri Allah katındadır. "
âyeti olmalı.
*
Evet,
"üretim."
Ancak israf yapmadan, paylaşmak için üretim olmalı.
*
Yoksa, "lâ ilahe illallah," diyenlerin doğal olarak, kendiliğinden,
"iyi işler " işleyecek olmasını mı
bekleyeceğiz!?
Aynı şekilde, "illa (tek yol ) üretim! " diyorlar.
Böylelikle ardından
iktisat, israfsızlık, paylaşmanın...
geleceğini söylemiş mi oluyorlar !?
Buna inanıyor musunuz?
*
Fakat, tarih, olgular, olasılıklar...tersini gösteriyor.
*
Bu yüzden kıtlık korkusu, bütün atılımlara(!) rağmen, insanlığın ensesinden düşmeyecek.
*
'Zıtların birliği'; bulunduğumuz boyut için temel doğa yasası. 'Polarite' de deniyor.
Gündemi oluşturan eylemlerimiz, işlerimiz ne varsa, zıttını da beraberinde getirmekte.
Buna karşın:
"Üretim devrimi olmaz ise miskinlik, yokluk, muhtaçlık mı olsun?"
diye soracaklar.
"Kırk katır mı, kırk satır mı!?"
Demeleridir bu.
*
Üretimin polaritesi olan kıtlığın antikoru; israfsızlık ve ardından, paylaşıp bolluk oluşturmaktır.
Daha önemlisi, paylaşmanın oluşturacağı güven, dayanışma, sevginin... Kazanımları ise emsalsizdir.
*
"İhtiyaçlarınızdan fazlasını (tutmayın, biriktirmeyin, saklamayın!) ihtiyaç sahiplerine dağıtın!"
Tek Yüce olan Allah 'ın buyruğu böyle..
Buradaki esas sorun "ihtiyaç" ın ölçüsü. Diğer deyişle, insan yaşamının bam teli.
*
Kapitalizm;
"ihtiyaçlar sonsuzdur; tüketim için çabala, didin biteviye!" derken;
Sosyalizm;
"ihtiyaçlar, Parti takdiriyle halk içindir; Partinin takdirine, Partiye, halka güven; severek, umutla çok çalış! "
söylemini durmaksızın pompalıyor.
Bir de
'Karma' sistemler var. O da:
"İhtiyaçlar, iktidar/devlet, toplum/millet ve gelecek nesiller içindir;
üretim, tüketim, makam için durmadan çalış, çabala! "
"vaaz" larıyla, gıda dolabına camekân takıp, kapısını mühürlüyor.
"Camekân", çünkü 'kışkırtıcı şeffaflık' usüllerinden
dir.
Bakın; "ihtiyaçlar"ımız neymiş gördünüz mü?!
*
Bütün bunları doğa anadan çoğunlukla kanır-tarak;
birbirimizi sömürerek, savaşarak, katlederek, yakarak, kutsal- lıklar uydurarak...
yapıyoruz.
*
Arsızlık girdabında güven ararken, koyboluyoruz.
Oysa, güven bir yere gitmedi, gitmeyecek;
" O, size şah damarımızdan
daha yakın! "
sizi bekleyecek.