içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Modernizm

Yaklaşık dört asır önce modernizm, insanın aklına çivi misali çakıldı. Üzerine de sağlam bir kaynak yapıldı.

Öyle ya… !  İnsan akıllı bir varlıktı. Düşünmeli ve sorgulamalıydı. Akıl sınırlarında neden ve sonuç ilişkisini arayıp bulursa; ondan daha bilgesi var mıydı?

 

Bu inançla yaşarken, aklını modernizme sattığının farkına varamadı. Nihayetinde ‘’aklın senin her şeyindir’’ diyen modernizm, insanın aklını başından aldı.

 

İnsan, inanç sisteminde, nesnel bir gerçekliği aramaya mecbur bırakıldı. Gözünün gördüğüne inanır oldu. Kalbi duygularını kaybetti.

 

Asli varlığının şekilden ibaret olduğuna biat etti ve ruhunu modernizme sattı.

Evrensel ahlak yasalarına itaat ederken, farkında olmadan yasa tanımaz nefsine hareket alanı açtı.

Manevi değerleri aklıyla sorguladı. Kimini değersiz buldu. Kimini attı. Kimini de sattı. Sonuçta; duruma göre şekillendirebileceği, hamur kıvamında bir ahlak sistemine bağlandı.

 

Modernizmin ekonomiye yansımalarına da kayıtsız kalmadı. Sözüm ona…İnsanın değerli olduğunu savunan modernizm akımının; aslında tüketerek değerli olabileceği telkiniyle hipnotize oldu. Tüketim peşinde soluksuz koştu. Koşunun bitiş noktası AVM ler oldu.

Tüm gereksinimlerini yeniledi, yedekledi ve kapitalist sistemi memnun etti.

İnsanoğlu, sanırım bu modernizm akımına 220 volt akımına tutulur gibi tutuldu. İşin ilginç yanı; bedeni değil, ruhu tutuştu.

Belki de; modernizm, ruhsuz bedenler türetmeyi ummuştu.

Sorsanız, amacı insanın mutluluğuydu.

Ne dersiniz?

İnstagram: lila_rengi_yazılar 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum