içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Ya Dönülecek Yol Kalmazsa?

Anneler ve babalar iyi bilirler. Evlatlarımızı ilk gördüğümüz, kucağımıza aldığımız, kokusu ile tanıştığımız o ilk anlar...Her birimizin hafızasında kaybolmayan, hatırladıkça gülümseten, çok özel ve çok güzel hatıramız.

Ancak; o minicik insan yavrusunu kucağımıza alırken, beraberinde getirdiği sorumluluğu cami avlusuna bıraktıysak...

Eyvahlar olsun...

Evlat sahibi olmak; belki de hiçbir zaman, günümüzde olduğu kadar ağır sorumluluk yüklemedi insanoğluna. Hatta; iyi anne baba, iyi rol model olmanın ötesinde; usta bir savaşçı olmaya mecbur kıldı bizi.

Neyin savaşı mı?

Kucağımızdaki insan yavrusunun, günümüzün teknoloik risklerine rağmen; sağlıklı sosyal gelişimini, gerçekleştirme savaşı... Bu noktada; bir eğitimci olarak, üzerinde en çok durulması gereken riskin, internet bağımlılığı olduğu kanısındayım.

Bu tehlike, her gün biraz daha büyüyerek, evlatlarımızın sağlıklı bireyler olarak topluma dahil olma şansını zorlaştırıyor. Bize de; bu zorluklara karşı tedbir geliştiren, usta savaşçı olmaktan başka çare kalmıyor.

Bu arada; çocuğumuzun teknolojiyi iyi kullanıyor veya bizim bile bilmediğimiz incelikleri biliyor olmasından; “çocuğum zeki, yetenekli” gibi bir düşünceye kapıldıysak; koca bir yanılgının içine düştüğümüzün resmidir.

Tehlike düşündüğümüzün de ötesinde. Gözümüzü dört değil; sekiz açmanın zamanı.

Günümüzde interneti kullanmama gibi bir öneri elbette kabul edilebilir değil. Biz de kullanacağız, çocuğumuzda. Ancak; disipline edilmemiş internet kullanımı, çocuğumuzun gelişimine, telafi edilemeyecek zararlar verebilir.

İlk adımımız, temiz bilgiye ulaşmanın yollarını öğrenmesi, gelişimine destek olacak oyun, eğlence alanlarını kullanması için, ona rehber olmak ve bu süreci planlı, zaman kontrollü olarak gerçekleştirmesini sağlamak olmalıdır.

Bu sorumluluğumuzla yüzleşmezsek ve tedbir geliştirmezsek; çocuğumuzu kurgusal bir hayata mahkum edeceğiz. Cami avlusuna bıraktığımız bu sorumluluğu da; dijital dünyanın insafına bırakacağız. Sonuçta; insani olgulardan soyutlanmış, makineleşmiş ve tam da dijital dünyanın amaçladığı insan modelini karşımızda bulacağız. Neticede;

Çevresiyle sağlıklı iletişim kuramayan,

Dil ve konuşma becerisi olmayan,

Kendini ifade edemeyen,

Kitap okumayan, yazı yazmayan,

Okul başarısı düşük,

Ben merkezci,

Yardımlaşma duygusundan yoksun,

Tatminsiz,

Depresif,

Öfke kontrolü olmayan,

o insanın;bu duruma gelmesinde; inkarı mümkün olmayan sorumsuzluğumuzun, pişmanlığını taşıyacağız.. Olmasını istediğimiz insanın da; sadece hayalini yaşayacağız.

Şimdi.... Hemen... Acilen...

Televizyon karşısında, elimizde cep telefonu, sosyal medyada kim ne demiş?, ne giymiş?, ne yemiş?, nereye gitmiş? gibi merak duygumuza veda etmenin, kendimize çeki düzen vermenin, çocuğumuza rol model olmanın ve onun iyiliği için; radikal kararlar almanın zamanı.

Zararın neresinden dönersek kardır.

Ya dönülecek yolumuz kalmazsa?

İnstagram: lila_rengi_yazılar 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum