içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Aşı Üstü Aşılı Kiraz

Kayseri Talas… Önceki gün akşamüstü… Eski “mahalle bakkalı” sıcaklığını bulabildiğimiz sevilen marketimizden evin ufak tefek ihtiyaçlarını gideriyorum. 65 yaşlarında sosyetik görünümlü bir hanımefendi de manav reyonundan iri, aşılı, Napolyon kirazlarından seçiyor. Bir taraftan da yakınındakilere kirazın faydalarıyla ilgili bir şeyler söylüyor.

Müthiş bir meyvesever ve özellikle Salihli “Allahdiyen” kirazını çok seven bir kiraz tutkunu olarak mutlu oluyorum. Yanına yaklaşarak teşekkür edecekken beni görünce kaşları çatılıyor, geriliyor. “Maskeni tam tak!” deyince durumu anlıyorum. Benim rahat nefes alamadığım için genelde açıkta kalan zavallı, tıkalı, sorunlu burnumu kastediyor. Maskemle onu da kapatınca bu saygın hanımefendiyle eşit şartlarda konuşabilmeyi artık hak ediyorum.

Maske dayatması yüzünden biraz kırılmama rağmen “insanlara kirazın faydalarını anlatarak tavsiye ediyorsunuz. Ne güzel!” diyerek söze başlıyorum. “Sadece Covid 19 aşısı olanlara tavsiye ediyorum” deyince şaşırıyorum. “Niçin?” diye sorduğumda aldığım cevap beni daha da hayrete düşürüyor;

“Malum Corona’ya yakalanmamamız için aşı olmamız şart! Ben de iki doz Biontech aşısı oldum. Ancak bu aşının bir yan etkisi var: Kanı pıhtılaştırıyor. Kiraz da kan sulandırıcı bir meyve olduğu için aşının bu zararını gideriyor.”

Bunları söyledikten sonra bana “siz kaç doz aşı oldunuz?” diye soruyor. “Hiç olmadım. Olmayı da düşünmüyorum. Eşim, eşimin ailesi ve çocuklarım da olmadılar. Onlar da vurulmayı kesinlikle istemiyorlar” deyince kadının gözleri faltaşı gibi açılıyor. “Maskeyi tam takmıyorsunuz. Üstelik aşı da olmamışsınız. Siz bilime, teknolojiye inanmıyor musunuz? Nasıl bir vatandaşsınız? Bakın ben Mülkiyeliyim. Gerçekleri iyi bilirim.” diyerek elinin tersiyle bana “yanımdan uzaklaş” işareti yapıyor.

Güzel güzel sohbet ederken “Mülkiyeli” refleksleri öne çıkıp bana tepeden bakmaya, dayatmada bulunmaya, çokbilmiş tavırlarla ukalâca konuşmaya başlayınca artık dayanamıyorum. “Bana bakın hanımefendi!” diyorum.” Diğer Mülkiyelileri tenzih ederek söylüyorum. ‘Önce Mülkiye, sonra Türkiye!’ diyen sizin gibi kibir abidesi tipleri çok iyi tanırım. Hep ‘Ben Mülkiyeliyim. Ben bilirim! Ülkeyi biz yönetiriz. Siz de kim oluyorsunuz?’ edası vardır sizde… Milleti ve onun değerlerini aşağılamaktan zevk alırsınız.

Madem her şeyi bu kadar biliyorsunuz. Pıhtı atmanın yarı yarıya ölüm demek olduğunu da bilirsiniz herhalde. Öyleyse niye bu kadar aşı propagandası yapıyorsunuz? İnsanlara ‘aşı üstü kiraz’ tavsiye edeceğinize bırakın kararı onlar versin. O güzelim kirazı da, aşının ölümcül etkisinden kurtulmak için değil sadece Rabbimizin yarattığı nefis bir nimet olarak tadını çıkartarak yesinler.”

Karşısında çetin bir ceviz bulan Mülkiye’li abla seçtiği kirazları homurdanarak tartıya götürürken, market sahibimiz bıyık altından pardon maske altından gülerek beni süzüyor, gözleriyle “ağzına sağlık! Bu çokbilmiş kadına dersini verdin” der gibi minnetle bakıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum