içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Gelen Gideni Aratıyor Ararkende Ağlatıyor1

Ülkemizde belli bir makama gelenler gidenleri hep arattığı için bu başlık altında bir çok yazı  yazmak zorunda kaldım, kaldım çünkü yağmurdan kaçarken hep doluya tutuldum, evet  her insanın olduğu gibi benimde yaşamımdabir hayli keşkelerim olmuşturama bu keşkelerim özel hayatım ve ticari faaliyetlerimde değil, halka hizmet adına aktif rol aldığımsiyasette, kamu nitelikli kurumlarındaidarecilik yaptığım dönemlerde olmuştur, benim gibi bir çok kişi ve  esnaf teşkilat mensuplarının da keşkeleri olmuştur!

Keşkeler ’in tekrarı olmaması  içinyazıma bir padişah hikayesiyle  başlamak istiyorum, halkı unutup ikbali için çalışan bir padişaha veziri, “efendim halkın ciddi sıkıntı ve tepkileri var durum iyi değil deyince uyanık padişahhalkı bir meydanda toplayın demiş, vezir halkı meydana topluyor güzel bir sahne sahnenin sağında solunda iki teneke, padişah teşrif ediyor, kürsüye çıkan padişah ey ahali bazı dedi kodular kulağıma geliyor bu padişahı gönderelim diyormuşsunuz.

Vallahi çok haklısınız ama bu güne kadar bakın şu gördüğünüz tenekeleri doldurmak için çalıştım biri doldu diğerinin dolmasına da çok az kaldı bırakın bunu da doldurduktan sonra sizler için çalışacağım, hata yapar beni gönderirseniz yeni gelende iki boş tenekeyle gelecek bir beş sene daha kaybedersiniz” demiş.

İzmir kamuoyu iyi tanır sanırım, İzmir Esnaf Birliğinin efsane nam-ı diğer bir başkanı vardı Cemal Tercan. Biz gönderdik. Bu zatki Esnaf Birliğine nice mülkler, fuar alanları, okullar kazandırmış, meyve veren ağaçlar dikmiş, dikmiş ama gölgesinde yatıp meyvelerini yiyince işler karıştı, kamu adına %99'da doğru iş yapılsa,%1 dahi yanlış yapma lüksünün olmadığı için bu insana yapmadığımız kalmadı ve Tercan’ı gönderdik. Yerine ise nam-ı diğer M. Ali Susam ve Zekeriya Mutlu’yu getirdik.Tercan’dan %1'in hesabını soracağız derken, beklerken bir de baktık ki Tercan’ın diktiği ağaçların meyvesini bırakın yemeyi ağaçlar yerinden sökülmüş ve yerinde bulamadık.

Tercan’ın esnafa kazandırdığı, tam teşekküllü sağlık hizmeti veren seyyar hastane,lokaller,oteller, meslek okulları, Sarnıç’ daki daimî fuar alanı amaçlı milyonlarca liralık arazi, 120 milyon dolar sermayeye ulaşan kamu nitelikli garip esnafın umudu ve yarınları olan meşhur tedarik şirketi BESAŞ. Hepsi kaşla göz arasında yok olmuş. BESAŞ hisse alım satımlarıyla içi boşaltılarak iflas ettirilmiş.

Susam CHP’ den millet vekili olmak için bu kurumların kesesinden reklam ve ikram ve araç gereç her tür imkanlarını kullanarak milletvekili olup Ankara’ ya gitti, gitti ama yerine sırdaşı ve yoldaşı Zekeriya Mutlu geldi. M. Ali Susam’a kıytırıktan bir birlik onursal başkanlığı tahsis etti, Susam’ın foyası açığa çıkıp yaptıkları teknik yolsuzluk hakkında davalar açılınca tekrar milletvekili olma hayali suya düştü. Aşık olduğu (!) esnafın onursal başkanlık cepte olunca yola devam dedi. Hala esnaf birliğinin imkanlarını kullanmaya devam ediyor, hangi İzmir milletvekilinin esnaf birliğinde makamı var, hangi milletvekili ilçe ilçe esnafa lütfedilen yemeklerde sahnelerde masal anlatıyor. Bununla da kalmıyor yargının tespit edip verdiği cezaya mazeret üretiyor.

Susam yaptığı yolsuzluk nedeniyle beş yıl ceza aldın ve hala TUMBAK’daki yolsuzluk davası nedeniyle yargılanmaktadır, umarım oradan da eylemine uygun bir ceza alır, bunları çok yazdım çizdim, şimdi  mesele Mutlu, Mutlu’ya CHP den milletvekilliği için yeşil ışık yakıldı. Birlik başkanlığından istifa edip gitti, vekilliği suya düşünce sırçalı koltuğa tekrar geri dönmek için kanunların arkasından dolaşarak tekrar Birlik başkanlığı mücadelesine girdi,  söz konusu bu beylerle ilgili Ege Lobis’inde “İzmir milletvekilleri, sizlere hakkımı helal etmiyorum” başlığıyla yayınlanan yazımda yeterince değinmiştim.

Konum Zekeriya Mutlu’yu da aratmaması gereken mesele ve padişah hikayesi! Benim şahıslarla işim yok beni ilgilendiren kamu zararları, bu konu da ben üzerime düşeni yaptım hakim değilim savcı değilim söz konusu beylerin yanlışlarını kamu adına yazdım mücadele verdim, yargılattım. Zaman aşımına uğrasalar da cezasını adalet cezalarını verdi ve yazdıklarımın iftira değil doğru olduğunu tescil etti, Susam umarım yargılaması sürerken TÜMBAK davasından da yeterli ceza alır…

Mesele gelen gideni aratmaması ve yağmurdan kaçarken doluya tutulmamaları için İzmir Esnaf teşkilatını uyarmaktır, uyarıyorum çünkü benim gibi bir sanayiciyi yazar yapan, gazeteciliği meslek edinmeme sebep olan birincisi siyaset kurumunu ikballeri için kullanan bazı çapsızlar ikincisi de esnaf teşkilatlarında yapılan yanlış uygulama ve sürdürülen saltanatlardır.

Esnaf teşkilatını uyarayım ki gideni arayacakları gibi doluya da tutulmasınlar, tutulmak istemiyorlarsa sınırsız eleştirdiğim Mutlu’ya sahip çıksınlar, ne oluyor Tahsin diyenler olacak ama yanlıştan doğru bulmak mümkün değil, ben doğruları takdir eder yanlışında karşısında olurum, dün Tercan’ı aradıysa bu teşkilat söz konusu kişi karşısında Zekeriya Mutlu’yu mumla ararlar, Padişah misali Zekeriya’nın bundan sonra esnaf için çalışacağına, ikisini yan yana koysanız  Zekeriya ya şükür edersiniz! Benim konum şahıslar değil. Ben yiğit gibi üzerime düşeni yaptım hesabını sordum ve sormaya devam ederim.

Zekeriya’nın A takımında olan, üniversiteye ziyaretten başka yolu düşmediği halde üniversite mezunu olduğunu Facebook dahil mahkeme de dahi eğitimi sorulunca üniversite diyen, Oda başkanı olduktan sonra yasal bir engel olmasa da etik açısından uygun olmadığı halde kamu ihaleleri alıp Oda bünyesinde bulunan okulu babasının şirketi gibi kullanarak piyasada işçilik bedeli 5-10 lira iken bu kurumda okul personeli dışında kayıtsız onlarca kişi çalıştırarak 3-5 liraya ayakkabı üreten, bu ücreti de aylarca kuruma ödemeyen, bu yanlışlara karşı çıkan ekip arkadaşlarını patates gibi doğrayıp entrikalarla saf dışı bırakan bu şahıs, anayı babaya düşman, arkasında olanları pişman eder…

Kamu görevlerinde önemli olan kamu yararını gözetlemek, temsil ettiğin zümrenin hak ve hukukunu korumak sorunlarını çözmektir, bu şahıs Oda başkan olduktan sonra eğitime son verildiği halde her tür ekip ve ekipman mevcut oldugu halde, eğitim yapılıyormuş gibi proje sunarak İzmir Kalkınma Ajansından tüyü bitmediğin milyonlarca lira parasını alarak, alınan ekipman ve makinelerin ambalajları dahi açılmadığı halde bu makinalarla kurs verdim diye yetkilileri yanıltan, devletin milyonlarca lira parasıyla alınan araç ve gerecini eğitim dışında ticaret haneye çevirdiği okulda kullanan kişidir. Oda başkanları lütfen O okula gitsin eğitim mi veriliyor yoksa Ticarethane mi görsün.

Zekeriya Mutlu’nun Denetim ve Disiplin kurul başkanı yaptığı ve sırtını dayadığı, cenaze ortada olup kalkmadığı halde piyasaya çıkıp Birlik başkan adayıyım diyen bu zatı muhteremi tanımak için beraber yola çıktıkları ve bunu o koltuğa getiren arkadaşlarından sorsunlar ve gelip söz konusu okulu bir ziyaret etsinler, ben kamuyu ilgilendiren konuları yazan bir kişi iken bu muhteremi tanıdıktan sonra bırakın sadece yazarlığı Uluslararası gazete ve televizyoncular federasyonu yönetim kurul üyeliğine terfi ettim…

Bu zatı muhteremin daha nice marifetlerinden söz edecektim ama okurlarım yazılarımın uzunluğundan şikayetçi oldukları için Mutlu’yu aratacak bu zatın marifetlerinden devamı yazılarımda söz edeceğim haydi sağlıklı kalın mutlu olun, yağmurdan kaçarken doluya tutulmayın. Z. Mutlu’yu da mumla arar duruma gelmeyin…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum