içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Madde İptali

Ticaret Bakanlığı’nın, esnaf ve sanatkârların Oda, Birlik ve Federasyonlarını inceleyen müfettişleri yaptıkları incelemelerde sanki elleri ayakları bağlıymış gibi savcılığa suç duyurusunda bulunacağı yerde sadece tespitlere yer vermek suretiyle, esnafın alın terini usulsüzce yiyenlere adeta göz yummaktadırlar. Ticaret Bakanlığı Başmüfettişleri son yıllarda yaptıkları incelemelerde esnaf kuruluşlarında tespit ettikleri usulsüzlükleri gereğini yapmak üzere o kuruluşun genel kuruluna havale etmektedirler. Bu durumda genel kurul üyeleri usulsüzlüğü yapan yetkili organ üyesi hakkında dava açılmasına dair karar verir ise iş yargıya intikal ediyor, dava açılmamasına dair karar verir ise usulsüzlüğü yapanın yanına kar kalıyor. Devlet gücüyle denetleme yapan müfettiş, dolayısıyla Ticaret Bakanlığını etkisiz duruma düşürüyor.

Oysa 5362 sayılı kanunun 59’uncu maddesi gayet açık ve net şunu içeriyor: “Esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının yetkili organlarının üyeleri ve genel sekreterleri ile personeli, görevlerini yerine getirirken görevleriyle ilgili suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle bu kuruluşların paraları ile para hükmündeki evrak, senet ve diğer malları aleyhine, bilanço, kesin hesap, rapor, diğer her çeşit evrak ve defterleri üzerinde suç işledikleri takdirde, bu suçlardan dolayı, adli olarak kamu görevlileri gibi ceza görürler.”     

Esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarında Devlet gücüyle inceleme yapan müfettişler, bu kuruluşların yetkili organlarının üyeleri ve genel sekreterleri ile personelinin, görevlerini yerine getirirken görevleriyle ilgili suç teşkil eden fiil ve hareketlerini tespit ediyor, bunu raporunda da net olarak belirtiyor, ancak suç isnat edilen kişiler hakkında dava açılıp açılmamasını ilgili kuruluşun genel kurul kararına bırakıyor. Böyle bir usul Anayasanın 135’inci maddesinde tarifi yapılan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları içerisinde sadece 5362 sayılı kanuna tabi esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarında uygulanmaktadır.

Oda, Birlik, Federasyon ve Konfederasyon Anayasa'nın 135. maddesinde çizilen çerçeve içinde 5362 sayılı Kanun'la kurulan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. Anayasa'nın 135. maddesi uyarınca bu kuruluşlar, maddede gösterilen amaçlara yönelik olarak kanunla kurulan ve organları, kanunda gösterilen usullere göre, yargı gözetimi altında, gizli oyla kendi üyeleri tarafından seçilen kamu tüzel kişileridir; kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar ve devletin idari ve mali denetimine tabidirler.

Anayasa'nın 10’uncu maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının (TESK, TOBB, TBB vb.) yönetim ve denetim kurullarında görev alanların karşılaştırma yapılmaya müsait olacak şekilde benzer durumda oldukları açıktır.

 

İşlem ve eylemleri nedeniyle hukuki ve cezai sorumluluğu tespit edilen organ üyeleri hakkında dava açılması bakımından 5362 sayılı Kanun kapsamındaki meslek kuruluşlarının yetkili organlarında görev alanlar ile diğer kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yetkili organlarında görev alanlar arasında bir farklılık yaratıldığı anlaşılmaktadır.

Eşitlik ilkesinin gereği olarak karşılaştırma yapılmaya müsait olacak şekilde benzer durumda olanlar arasından bir kısmı için getirilen farklı düzenlemenin bir ayrıcalık tanınması niteliğinde olmaması için nesnel ve makul bir temele dayanması ve ölçülü olması gerekir. Oysa bahse konu ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yetkili organlarında görev alanlar arasında ayrımcılığın yaratıldığı 5362 sayılı Kanunun 10/e, 20/e, 29/e ve 37/e maddelerinin, bu ayrımcılığı haklı gösterecek nesnel ve makul temelden yoksun olduğunu görmekteyiz.

 

Açıklanan nedenlerle, Anayasa’nın 10’uncu maddesine aykırı olduğu açık ve net olan 5362 sayılı Kanunun 10/e, 20/e, 29/e ve 37/e maddeleri yürürlükten kaldırılmalıdır. Kaldırılmalı dır çünkü Türkiye genelin de 3200’ e yakın Oda Birlik, Federasyon ve Konfederasyonun yıllık zorunlu aidat yanında yanın da evrak işlem paraları dahil  milyonlarca lira gelirlerinin, 32  Bin idareciliği iş edinmiş yönetici ordusunun saltanat sürdürmesi dışında kimseye bir kuruş katkısı yoktur,

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum