içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Yeni Serüvenim Ali Babanın Çiftlikleri (1)

Bol süt veren inekleri danaları, süt ve yoğurtla beslenen ağaları, baronları, ballı yağlı maaşları…Evet,  namütenahi imkanları olan ve saltanatların sürdürüldüğü kamu nitelikli esnaf ve sanatkar  teşkilatları! Söz konusu bu çiftliklerde idareciliği işin edinmiş, kurumlar üzerinde yolsuzluk ve usulsüzlük yapan utanmaz arlanmazları tekrar da olsa bazı teşkilat başkanlarının marifetlerini deşifre etmeye devam edeceğim…

Dahası bu teşkilatlar üzerine yapılan bunca ahlaksızlıkları duymayan bu kurumların bağlı bulunduğu Bakanlık ve sorumlu yetkililerini de bu vesileyle uyarmaya devam edeceğim, çünkü bu çiftlik ağalarının bazılarının sevdaları temsil ettikleri esnaf ve sanatkarlardan ziyade ikballeri olduğunu görmeleri ve bu kanun nizam tanımayan idareciliği iş edinmişleri tanımaları ve yaptıklarını görmeleri için…

Ben bu kurumların şah damarını biliyorum, dönen dolapları onlar görmese de ben görüyorum çünkü on altı sene bu kurumlarda başkanlık yaptım, bir ömür tükettim, hizmet yerine bu kurumları soyan ve doyanlarla uğraştım,  ayrıca her tür yolsuzluğa ve usulsüzlüğe fırsat veren eski 507 sayılı kanunun yerine bu keyfiyetlere son vermesi beklenen ve 2005 yılında yürürlüğe giren 5362 sayılı yasanın TBMM Sanayi Komisyonunda çalışmalarına katıldım,  5362 sayılı kanun politikaya kurban edildiği gibi CHP tarafından anayasa mahkemesine gönderilip muhalefetin baskısı nedeniyle kuşa döndürüldüğü için bazı maddelerin değişmesi nedeniyle ölü doğan bir yasadır. Bu yasayı hatim eden birisiyim.

Sayın Bakanlık ve Esnaf, Sanatkarlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü 2000’ li yıllardan bugüne kadar bırakın yazılarımda dikkat çektiğim konuları, özellikle 2001’den 2010 yılına kadar bakanlık ve genel müdürlüğe gönderdiğim resmi yazıları okursanız ne demek istediğimi anlarsınız, bu teşkilatlar üzerinde oynanan oyunları, ayrıca üst düzey mevcut idareciliği iş edinmiş bazı esnaf boranlarının çevirdikleri filmleri görürsünüz…

 Gevrek çalan çocuğun cezaevinde yattığı ülkemizde bizim arsızların bu kurumlar üzerinde yaptıkları entrika ve ayak oyunlarına rağmen hala yerlerinde oturur, gelirleri ve yetkilerini artırmak için mükâfatlandırılırsa bu milletin yetkililere güveni kalmaz…

Yaşanan onlarca usulsüzlüğe rağmen kamu vicdanından yoksun basın bir cümle söylemez. Bu kurumlar üzerinde yapılan yolsuzluk ve usulsüzlüklerle ilgili de bir satır yazı da olmazsa, Devlet duymaz, yetkililer görmese de toplumda duyarsız kalsa ve Kamu vicdanından yoksun basından da bu konuyla ilgili bir satır yazmasa biline ki bu işin yakasını bırakma gibi bir niyetim yok… Sayın Ticaret Bakanı Pekcan hanımefendi kardeşim ve esnaf teşkilatlardan sorumlu Genel Müdür Necmettin Erkan Bey arkadaşım bunu bilmeli, yazdıklarım yanın da bakanlığa gönderdiğim yazıların gereğini yapmalı…

Sayın Bakan ve Genel Müdür bu teşkilatlar üzerinde oynan ayak oyunlarından bihaber olacaklarına idareciliği iş edinmiş, geçmişin devamı olan kaşarlanmış mevcut organize ekibin dümen suyuna giriyorlar, dümen sularına girdikleri beylerse TESK başındaki Derviş Günday’ın veliahdı Palandöken ve İzmir Esnaf Birlik başkanı Zekeriya Mutlu.

Ticaret Bakanı ve ilgilileri Palandöken’in 31 Mart İstanbul seçimleri, akşamı verdiği beyanat ve ekâbir takımından Mutlu’ nun basına sözde dayanışma mesajını iyi tahlil etmeleri gerekmektedir.

Türkiye’nin önemli bir süreçten geçtiği günümüzde dahili ve harici fırsatçılar denizi görüp yılan karayı görüp tilki oluyorlar ve esnafa fedakarlık yapın derken saltanata son vermeyi ve katmerli maaşlarından fedakarlık yapmaktan hiç söz etmiyorlar.

Sayın yetkililer 2008/ 587 sayılı 26.11.2008 tarihinde Bakanlığa gönderdiğim yazımda,  gönderdiğiniz müfettişlere de bir müfettiş gerekiyor demiştim, nedeni ise başta İzmir Birlik başkanı olmak üzere mevcut kadrosundaki yönetici ve bazı oda başkanlarının yolsuzluk ve usulsüzlükleriyle ilgili, bazı müfettişlerin yolsuzlukları tespit ettikleri halde kendini hakim ve savcı yerine koyup konuyu genel kurullara havale etmesine bir tepkiydi, genel kurullar kanunların üstünde değildir. Adam çalıyor, keyfine göre alıyor kanun ve nizama uygun olmayan işleri yapıyor, yönetim kurulu kararı ve genel kurul kararı deniliyor.

Ülke genelin de bu kurumların iç edilen zorunlu aidat yanında evrak ve işlem gelirleri ve asgari ücretin 2020 TL olduğu günümüzde 50-60 bin lira maaş alan ve saltanat sürmeleri ve genel kurullarla aklanmayacak yolsuzluk ve usulsüzlükleriyle birlikte arsızları hırsızları yazacağım, Halep oradaysa arşın burada, yok böyle şey diyorsanız ben uzayda yaşamıyorum.

Önce makamlarınıza gönderdiğim yazılarıma zahmet edip bir cevap verin lütfen…  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum