içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Avrupa’da Adab-ı Muaşeret

Adab-ı muaşeret öyle bir sanattır ki insanın hayatı içtimaiye ile olan münasebetini kolay, münasip ve hoş surette ifa etmesini öğretir. Herkes haiz olduğu makama ve servete göre pek çok kavaid (kural) muaşerete riayete mecburdur. Bu eser işte bu mecburiyetleri tarif ederek ittihazı lazım gelen nezaketi ve makbuliyeti etvarı tavsiye eyleyecektir.

Herhangi bir tabaka içtimaatının efradı yek diğerine karşı ihtiram, letafet, teveccüh, nezaket ibrazına mecbur olup, bu asarı muaşeret vakit ve suret münasbette ibraz etmeleri de lazımdır. Vakıa insan kendi zeka ve hissiyatı ile esnayı muaşerette izhar etmek iktiza eden pek türlü sanat nezaketi tefrik edebilir. Lakin iyi yazılmış bir kitap bu farkları, mühim ve nazik noktaları süratle ve Bila tereddüt nazarı dikkate çarpıverir. Bu sayede insan gülünç olmaktan, tabiatsizlik ve zevksizlik izhar etmekten kurtularak cemiyet içinde tezlilikar (aşağı) vaziyetlerde kalmamaya muvafık olur.


Tuvalet (kıyafet) iyi terbiye görmüş her insan melbusat (kıyafet) ve etvarında (tavır) bir zevki selim ve sadeyi ibraz etmelidir. Sureti umumiye de itiyat haricinde ve celbi dikkat kıyafetlere girmekten ictinap etmelidir. Kadınlar sokaklarda mümkün olduğu kadar az mücevherat takmalıdır. Mücevherat fevkalade merasimde istimal olunur. Hele erkek, yüzüğünden, saatinden, boyun bağı iğnesinden maada mücevherat takacak olursa gülünç olur. Gömlek düğmeleri işlenmiş gümüş veya altından olabilir, lakin fındık kadar iri elmas vesair mücevherat takmak çirkin bir görmemişlik olur.

Kadınlar için en münasip libas tayyör denilen kıyafettir. Sadelik, renklerde göze çarpmazlık iltizam edilmelidir. Ceketin altında fanila veya keten bezden bir bluz yahut ipek veya dantelden bir kostümde arzu olunan letafet ve zerafeti verebilir. Öyle bir kostümle öğleden sonra çıkılabileceği gibi bir izdivaç merasimine de gidilebilir. Şapka her halde kostümün rengiyle mutavaffık olmalıdır. Fevkalade ahval ve merasimde zerafet ve letafete daha ziyade itina olunabilir. O zaman esvap bir suvare kostümü derecesinde olmayarak açık rengi daha celb olabilir.


Suvare tuvaleti (kıyafeti)- balo, tiyatro ve ziyafetlere mahsus olarak yapılan tuvalettir. Bu kıyafet her türlü asar-ı debdebe ve tantayi izhara müsaittir. Pahalı kumaşlar, nefis danteller, hakiki mücevherat, çiçekler, ziynetler, hasılı bütün atar-ı ihtişam bu tuvaletle gösterilebilir. Yalnız şunu ihtar edelim ki her kadının birinci vazifesi tuvalet masrafını varidatıyla (gelir) mütenasip tutmasıdır. Kadın servetinden fazla bir derecede giyinmiş bulunursa hafif meşreb ve gülünç olmakla itham olunur. Her kadın evinin bütçesine vesait servetine göre tanzim etmeli. Ancak, bahusus büyük bir akara (gelir) malik olmadığı zaman, zaruri olan şeylerle iktifa eylemelidir. Kadın intizam ve maharet ibraz ettiği taktir de, pahalı kumaşlar ve kıymettar mücevheratın temin edeceği şaşaayı kendisine vermeye yine muvafık olur; Çünkü münasip bir sadaret ve Hüsn Etvar-ı Mütenadin esvaplar kadar haizi itibardır.


Kadınlar suvareye giderken genç oldukları halde itidal dahilinde, genç olmadıkları halde ise daha ziyade mütadaline dekolte olmalıdırlar.
Yelpaze kadınların akşam tuvaletleri için en lüzumlu olan bir şeydir. Erkek tuvaleti (kıyafeti)- erkekler tuvaletlerinde kadınlardan ziyade sadeliğe ve itiyada riayete mecburdurlar. Erkek kostümleri, kadın modalarının her türlü tahvilatına, fantazilerine mütahmil değildir. En ziyade dikkat olunacak şey çamaşırların gayet beyaz ve boyun bağı, ayakkabı, eldiven ve şapkanın gayet temiz, mümkün olduğu kadar yeni olmasıdır. Sokak için ve tam kostüm yani aynı renk ve kumaştan yelek ve pantolon münasibtir.Mamafih ceket ve redingot dahi giyilebilir. Bir viziteye (ziyaret) gidildiği zaman ceket giyilir. Yelek aynı kumaşdan olabildiği gibi yelekle pantolon keyfe göre başkada olabilir. Redingot daha büyük merasim için olup, izdivaçlarda ve cenazelerde veya resmi ziyaretlerde giyilir. Teklifli ziyafetler, balo ve tiyatro için denilen libas “frak” mecburidir. Fakat zabitandan ve Eshabı rütbe ünüformaları ile bulunabilir.On sekiz yaşını ikmal etmiş her erkek kibar alemine münasip bir içtimaya veya muhteşem mahallere gidebilmek için mutlaka bu libası iktisa etmelidir. Siyah veya pek koyu renkli olur. Yelek pek açık olup, pantolonla birebir aynı renk ve kumaştan olur. On sekiz yaşından aşağı olan gençler yerine (smokin ) denilen libası giyerler. Yumuşak şapka seyahatte, sabahları ve sayfiyelerde giyilir, veya ceketle yuvarlak şapka, redingotla ise bilmecburiye silindir şapka iktisa olunur. Yazın hasır şapkalar umumiyetle müstamil ise de büyük merasimde bunlar giyilemez. Silindir şapkayı yani adi kostüm ile giymek gayri münasip olmakla birebir muhalde değildir.

 

Selam

Etvar-ı vaziyet- selam- müctenebane bir tabiatde olmak veya adet ve taamilata vakıf olmamak insana garip etvar ve beceriksiz haller verebilir. Yürürken, otururken nasıl vaziyet almalı? Sokakta tesadüf olunan tanıdıklar hakkında nasıl hareket etmeli? Bir salona nasıl girip oradan nasıl çıkmalı? Bütün şu suallere vereceğimiz yegane cevap şudur: En yegane tabii bir tavır ile bunu söyledikten sonra kibar aleminde hodpesenlikle itham olunmamak ve bir çok müşkilattan tevki edebilmek için pek çok ahvalde nasıl harekat etmek lazım geleceğini tedkik edelim. Şurası muhakkakdır ki insanın kıyafeti ve zevahiri meziyet-i maneviyesine çok defa yanlış olarak- bir mi’yar (ölçü) gibi telakki edilmektedir. Bunun için kıyafet vaziyetimizin noksanlarını bilip tashih etmek ve iyi hususlarını tanıyıp muhafaza eylemek lüzumu derkardır.

 
Etvar (tavır) ve harekatın en makbul hassası “sıkıntısız, suhuletli” olmalarıdır. Etvar ve harekat serbest, seri, mütadil olmalı; vücut doğru, baş yukarıda tutulmalı ve heyeti umumiye de hiçbir celid, hiçbir gerginlik görülmemelidir. Sokakta terennüm etmek, baston ile oynamak caiz değildir. Terbiyeli kadın sokakta vakarla yürür ve kimsenin yüzüne asla bakmaz.
Erkeklerin sokakta zevcelerine (eş) veya refakatlerinde bulunan kadına kollarını vermek adeti kamilen mevduden sakıttır.

Sokakta tanıdıklara tesadüf olunduğu zaman gürültülü bir süratde izharı şatarat etmek caiz olmaz; uzun müddet tevkif (tutma) ederek halkın mürur (geçiş) ve mani olmak da münasip değildir.

Oturulduğu zaman ne sandalyenin ucuna ilişmeli ne de koltuğun en dibine kadar dayanmalıdır; Muvazenetde olmak, münasip süratde dirsekleri dayamak icap eder. Oturulan yerde sallanmak asla caiz değildir.
Selam- bir veya mütaadit insanlarla sureti hususiye veya resmiyede ihtilat etmek mutlaka (selam) denilen bir muamale veya bir harekatı basite ile başlar. Selama bazen vücudun bir eğilmesi ve mültafane bir kaç sözde ilave olunur.

Yekdiğerini tanıyan iki şahıs sokakta biribirine rast geldikleri zaman, tevkif etmeksizin selamlaşırlar; Bu halde en evvel selam veren divanı mertebede bulunan şahıs olur; ikisinden biri yaşlı diğeri genç olursa genç evvela selam verir; biri kadın diğeri erkek olursa erkek evvela kadına selam verir. Erkek selam vermek için şapkasını kaldırarak başının üstünde bir an tutar. Vücudunun kısmı alisini dahi öne doğru hafifçe eğer. Selam verilen zata ne derece ihtiram gösterilmek isteniyorsa şapka çıkarmak ve vücudu eğmek harekatları o nispette arz ve icra olunur.

Tevkif (tutma) edilecek olursa bilakis yüksek mertebede bulunan şahıs en evvel elini uzatır. Erkek şapkasını elde tuttuğu halde kadının işaretine muntazar olur. Kadın elini uzatmaya başlarsa o da mukabeleten elini verir; kadın şapkasını giymesini rica ederse derhal giyer; fakat böyle bir rica olmadığı takdir de elinde tutmaya mecburudur. El sıkarken bir an heman ve kuvvet izhar olunabilir. Lakin eli acıtacak suretde şiddet caiz değildir.


Bir umumi bahçede veya mahalde selam ilk tesadüfte icra olunur. Ondan sonra vuku bulacak tesadüflerde selam tekrar etmez. Tiyatro gibi uzaktan konuşulması mümkün olmayan mahallerde selam, dereceyi sami miyete bağlı bir nişaneye ihtisas olur. Bu gibi yerlerde büyük bir ihtiyat ile selamlamak lazımdır; Hafif bir el işaretiyle, gözlerle, bir tebessümle, bir yelpaze harekatı ile selam verilebilir veya hafif işaretlerle mümkün olduğu kadar gizdeliğe delalet eden bir şeyi letafet verilmelidir.


Bir salona girildiği zaman her tarafa ve herkese selam vermek icap etmez; evvela sahibeyi hanenin yanına gidilerek “merhaba “ denilir, bade sıhhat ve hatırat istifasar olunur. Ondan sonra orada mevcut olan eşhasa selam verilir. Salona giren kadın olursa diğer kadınlar oturdukları yerden selama mukabele edebilirler. Fakat mevcut erkekler yerlerinden kalkarak yeni gelen oturuncaya kadar ayakta dururlar. Salondan infisal (ayrılma) ederken ancak hane sahibinden müsaade istenir.

Ziyafetler davet tezkereleri- keşide edilince ziyafetin ehemmiyetine, büyük akşam taamı, ahbap içtimai, dostane öğle taamı, ilk olduğuna göre davet tezkerelerinin tahirinde  tabiratı luzume istimal olunur.

Bir hafta evvel bu tezkereler gönderilir. Davete cevab icabet verildikten sonra bir mani zuhur ederse suratı mümküne ile bir itizarname gönderilmelidir.Mani mühim olmaksızın icabettten kaçınma nezaketsizliktir.


Büyük bir akşam taamı için davet tezkereleri, matbu olarak bir tahrir olunur: Bay ve bayan Batur 27 Şubat 190. tarihinde saat yedi buçukta Gül Sokakta 50 numaralı hanelerine lütfen gelmelerini bay ve bayan Başak’tan rica ederler.,


Pek samimi dostları davet edeceğiniz zaman bir tezkere yazabilirsiniz ve yahut gördüğünüz vakit gelip ailece taam etmelerini rica etmekle iktifa edebilirsiniz.
Bir davete icabet etmemek için hakiki, şayanı kabul bir mazeret gösterilmelidir; aksi takdirde dürüst bir harekette bulunulmuş olmaz.
Taam salonunda – taam salonuna geçileceği esnada sofracı- uşak veya hizmetçi kadın- salonla taam salonu arasındaki kapıyı tamamen açarak “bayan sofra kurulmuştur” cümlesini söyler. Ev sahibi derhal kolunu davetliler içindeki kadınlardan en yaşlı veya en yüksek makama haiz olana takdim ederek taam salonuna gitmeye başlar. Sahibi hane ise en arkada, misafirlerin en yaşlısı veya en sahibi itibar olanla kalır; lakin kendisi gelip sofrada ahz muvafık etmeden kimse oturamaz. Kadınlar oturduktan sonra, eldivenle yelpazelerini sağ taraftan masanın üstüne korlar.
Sofrada en şerefli makamlar, ev sahiplerinin evvel sağ, sonra sol taraflarıdır. Mümkün olduğu nispette mütevelliyen bir erkek ile bir kadın oturtmak lazımdır.


Merasimli veya resmi ziyafetlerde, çok memur ve sahibi rütbe medut bulunduğu zaman, herkes kendisine layık makamı bulup tahsis etmek meselesi ehemmiyet ve nezaket kesb eder. O zaman resmi teşrifata riayet etmek lazımdır.


Ziyafet takımları- büyük ve merasimli ziyafetlerde her türlü örtü ve peşkiller beyaz olmalıdır. Bu mensucatın işlemeli, nakışlı veya delikli olması münasiptir. On iki kişilik bir masanın ortasına alçak bir boyda bir çiçeklik veya yemişlik konulursa kafi olur. Masa bundan fazla olacak olursa her iki uca ya diğeri daha küçük birer çiçeklik veya abajurlu birer şamdan ilave etmek icab eder. Sofra örtüsünün ortasına birisine çiçekler saçmış olmakta modadır. 


Yazarı Kontes Domalon

Lisanımıza nakli: Ahmed Cevad

Okuyan: Uğur Kolsuz

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum