içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

ABD, seçimleri, İsrail güç gösterisini mi hesaplıyor?

Bağırsan da, söylesen de, yazsan da, anlayan yoktur. 31 Mart Yerel seçimler nedeniyle suskunluk yaşamayı tercih etmiştim. Siyasette atı alan Üsküdar’ı geçti. Vatandaşı, seçmeni hiçe sayanlar, seçmeni sadece seçimlerde hatırlayanlar. Hayat pahalılığının önüne geçemeyenler. Yerel Basını hiçe sayıp muhatap olmak istemeyenler,  Ulusal ve İstanbul basını ile çalışıyoruz diyenleri seçmen sandıktan çıkmasına izin vermediler. Suskunluğumuz da sona ermiş oldu…

Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in söylediği gibi;

Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir. Ülke siyaseti, Uluslararası arena her gün yeni olaylara sahne oluyor. Ateş çemberinde olan yaşadığımız Coğrafyada güzel olaylar olmuyor…

İngiliz diplomasisinde yaygın bir söz vardır. Dost ülke kavramı yoktur. Uluslararası ilişkilerde menfaatler ve güç dengeleri vardır. Kazan kazan prensibi ise her zaman oluğu gibi bugün de uluslararası ilişkilerde başrol mevkiinde yerini alıyor. Bana göre de kim kimden ne kazandığı ise hala büyük bir tartışma konusudur…

Dünyanın birçok yerinde büyük ya da küçük savaş tamtamları çalıyor. Bazen bu da akıllara üçüncü dünya savaşı sinyallerini getiriyor…

Senaryo mu? İran ve İsrail arasında yaşanan gerginlik tüm bölgeyi çabucak etkisi altına aldı. Uluslararası alandaki aktörlerden birçoğu siyasal veya diplomatik çözümler üretmekte zorlanıyor. Fakat devletler yaptıkları açıklamalarda. “tereddüt etmeden” savaş başlatabiliyor ve yenidünya düzenine yön verilmeye çalışılıyor…

Yaşanan bu son gerilimde neredeyse BM ülkelerinin birçoğu saflarını belirledi. O zaman farklı görüşler ve kutuplaşmalar oraya da sirayet ediyor. Kalıcı anlaşmalar ve savaşların durdurulması nihai hedef olsa da uygulamada  zorlanıldığına görüyoruz…

İran Hükümeti, İsrail’e “Şam saldırısına” yanıtını füze ve dronlarla verdi. Lakin henüz hava sahasına giremeden imha edildi. Sadece güneydeki bir bölgenin az bir hasar aldığı söyleniyor… Bu imha operasyonunda, İsrail, ABD ve İngilizlerin ortak hareket ettiğini görmek çok da zor olmadı…

Sormak lazım: İsrail tereddüt etmeden geri yanıt verirse İran’da bu denli bir savunma düzeneği mevcut mudur? Böyle bir güçlü blok İran için de kurulur mu?

Şimdi ABD seçimlerinin çok da uzak olmadığı bir dönemde, ABD’nin her hamlesi oldukça manidardır. Ne de olsa hala bir süper güç olarak sahnede yerini korumaktadır. İran Hükümeti daha önceki saldırıya cevaben bu atağı yaptığını ve daha da önemlisi yapabileceğini bir kez daha kanıtlamak istedi. Tarih bizlere saf sıklaştırmak için bu tür hamlelerin işe yarayabileceğini gösteriyor… Özellikle de gücünü yeniden toplamak isteyen hükümetler için…

Gelelim İsrail’e… Gazze konusu hala uluslararası alanda büyük bir sorun olarak yerini koruyor. İsrail yeni konularla farklı noktalara evirmeye çalışarak kendi bloğunu güçlü tutmaya ve batının güvenlik sorunsalına vurgu yapmak istiyor…

O zaman kazan kazan oluyor mu? Uluslararası İlişkilerde “haklı olmak” için sanırım hala büyük bir mücadele veriliyor. Etik ve ahlak kavramları ise bir başka boylamda tartışılmaya devam ediyor…

Bu yeni düzen ise, bu düzen insanların ölmesine hala engel olamıyor. Bana göre yeni düzen yanlış kodlanıyor. Acaba hedefler yeniden mi hesaplanıyor. Ben mesleki deformasyon ile uluslararası alandaki tüm bu siyasal çıkmazları izlerken, siyasetçilerin savaş yerine insan hayatının ne kadar değerli olduğunu görmelerini vurgulamak istiyorum…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum