içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

"Batlır" ve Gazetecilik Hatası

Geçtiğimiz hafta TRT 1'de bir film geldi ekrana: "BATLIR" 

Duygusal ve eğitici yanı ağır basan güzel bir filim. Çok sık  görülmeyen; halk arasında "Koca kafa hastalığı" denilen (hidrosefali)'nin pençesinde çırpınan başarılı genç BATLIR 'ın hikayesi.
 

Çok eski yıllara uzanan bir hatam geldi gözlerimin önüne. Genç bir gazeteci olarak "BATLIR" gibi bir bebek için, doktorunu suçlayan bir babanın feryadı çok etkilemişti. Duygularıyla hareket eden tecrübesiz bir gazeteci olarak, bu baba'nın kanayan yarasını biraz da olsa dindirmek istedim. Haberi baba'nın şikayetleri üzerine kurmuştum. Baba teskin oldu. Bu defa doktor üzgündü.Zira elinden gelen, o günkü tıbbın tüm imkanlarını kullanmış ama çocuğu sağlığına kavuşturamamıştı.

 

Haber doktorun ilgisizliği üzerine kurulmuştu. Halbuki, benim suçladığım bu kişi ilgisiz değil, çaresizdi. Ben, mesleğine aşık bir doktoru suçlamıştım. Haberin çıktığı gün doktor gelerek, hastayla ilgili tüm gelişmeleri anlattı. Ertesi gün yeni bir haber daha yazıp, doktorun anlattıklarını naklettim. Ama nafile...Ok yaydan çıkmıştı bir kere. Herkes ilk haberi hatırlıyordu. İkinci haberin hatayı telafi ettiğine inanmaya çalıştım yıllarca. Ama olmadı. Görevini seven, hastasını şifaya kavuşturmak için çırpınan doktor vicdanımı sızlatmaya devam etti.

 

Onun için, bütün öğrencilerime diyorum ki; 
O doktor ama neşter sizin elinizde. Kaleminizi insanların sorunlarını çözmek için kullanırken, her iki tarafı da düşünün. Her ne kadar hukukta, "Gazeteci için görünen gerçek önemlidir " deniyorsa da, bazen görünen gerçekler  insanı yanıltabilir. Hukuk affetse de vicdanınız sizi mahkum edebilir.


Anlattığım olayda benim hatam, ilk gün doktorun da görüşünü almamaktı. Basın Kanununda yer alan "Cevap ve düzeltme hakkı" bu gibi hataların düzeltilmesi için yasaya konmuştu. Ama inanın ilk haberin etkisini, daha sonra yazılan hiçbir haber tam olarak ortadan kaldırmıyor.

 
Gazetecilikte, basın özgürlüğünü hakedebilmek için, sorumlulukla hareket edilmesi gerekir. Bu da, bir haberde suçlama yapılıyorsa, suçlamanın yapıldığı  paragrafta, suçlanan kişinin görüşüne de yer verilmesiyle sağlanır.

 
"Daha sonra, bir haber daha yapar karşı görüşü de veririm. Hem haber biraz daha gundemde kalır" mantığı  etik anlayışa terstir. Aynı haberde, cevabın son paragraflarda verilmesi de yeterli olmaz. Karşı görüş aynı paragrafta verilmezse, "Haberde tarafsızlık" sağlanamaz. Olması gereken, "Tek taraflı yorum yapmak yerine her iki görüşü de aynı yerde verip, değerlendirmeyi okuyucuya bırakmaktır."
   

Gazeteci haber kaynaklarına ve tarafsızlık ilkesine saygı duymazsa, okuyucusundan da saygı göremez.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum