içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Gazetelerle ilgili bir kötü, bir iyi haber

Gazeteler, bizim gibi ülkelerde nedense, tasarrufta ilk gözden çıkarılan madde oluyor. Halbuki gazete, modern insanın sabah duasıdır. Hergün gazete okuyan insan dünyadan haberdar, okumayan bîhaber olur. Ben günde iki defa sokağa çıkarım. Birincisinde gazetelerimi, ikincisinde ekmeğimi alırım. Gazetelerime 5.75 ekmeğime 1.50 lira öderim. Yemek yemesem hiç aklıma gelmez ama, gazetelerim olmasa asla…Ogün işlerimi yarım yapmış veya yapmamış hissederim.    

Neden fiyatlarından bahsettim, onu da söyliyeyim. Gazete fiyatlarının ucuz veya pahalı olduğu, her zaman ekmek fiyatlarıyla ölçülür.Ekmekten ucuzsa ucuz, pahalıysa pahalıdır. Şimdi siz, verdiğin rakam ekmekten pahalı diyeceksiniz ama, ben 5.75 liraya 5 gazete alıyorum. Yoksa, bir ekmek fiyatıyla 2 gazete bile alınır. Yani geleneksel ölçülerle gazete fiyatı ekmekten  ucuz. Tasarruf tedbirlerinde ilk gözden çıkarılan olmamalı.  

ALIŞKANLIK MESELESİ   

Aslında bu, biraz da alışganlık meselesi. Rahmetli babam bana Atatürk’ün öldüğü günün gazetelerini hediye etmeseydi; Gözleri iyi görmediği için, gazetesini bana okutmasaydı, belki ben de gazeteye ilgisiz olabilirdim. Ama bu alışkanlık öyle bir şey ki, insan lezzetli bir yemeği yer gibi hissediyor kendini. Ard arda, bir de diğer yemeğin tadına baksam diyor.       

Gençliğimde gazete satışları da vasattı. Sonra bir promosyon çılgınlığı başladı. Toplam tiraj 7.2  milyona kadar çıktı. Şimdi (27 Haziran 2021 tarihi itibariyle) bir hafta öncesine göre 4 bin 673 artışla: 1 milyon 770 bin 253. Artışın 4 bin 418’i iki spor gazetesine ait. (Medya Radar)   

KÖTÜ HABER  

Gazete tirajları bu kadar düşmüşken, Cumhurbaşkanlığı genelgesi (31527 Sayı, 30 Haziran 2021 Tarih) adete internet gazeteciliğine/elektronik ortama yöneltiyor.  

Genelgede, "BASIN VE YAYIN GİDERLERİ" başlığını taşıyan metin, aynen şöyle:    

‘’Kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç. Hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak, görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmayacaktır.  

İdare faaliyetlerini tanıtmaya yönelik rapor, kitap, dergi, bülten ve benzeri yayınlar basılmayacak, bu dokümanların hazırlanması ve paylaşımı  elektronik ortamda yapılacaktır.

Kamu kurum ve kuruluşları tarafından bastırılması zorunlu görülen dokümanlar ihtiyaç sayısı kadar bastırılacak ve ekonomik malzeme kullanımı tercih edilecektir.’’  

Metinde, "Hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak’’ diyor ama, ondan önce, "Kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç’’ ifadesiyle istisna getiriyor. Tanıtmaya ilişkin basımlar için de "elektronik ortam" öneriliyor. Zorunlu basımlar konusunda da "İhtiyaç sayısı kadar basımına" cevaz veriliyor.  

Kısıtlamalar hiç olmasa daha iyi ama, buna da şükür…  

İYİ  HABER…  

İyi haberi Ticaret Bakanlığı’nın, kahvehane ve kıraathaneler  için hazırladığı kılavuzda görüyoruz. Aslında yıllarca önce İçişleri Bakanlığı’nın bir tebliğinde de aynı hususlar yer alıyordu. Ve biz,  Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde uzun süreli kampanyalar düzenleyerek, yöneticilere bu hususu hatırlatmıştık. Bornova’da da dönemin Belediye Başkanı Sayın Prof.Dr. Kâmil Okyay Sındır’la kahvehane kahvehane dolaşıp, mekan sahiplerine "Gazete bulundurmanın zorunluluk olduğunu’’ belirtmiştik. İzmir’de de, Türkiye genelinde de tirajlar biraz yükselmişti. 

Ticaret Bakanlığının kılavuzu, bu hususu tekrar gündeme getiriyor. 3 sınıfa  ayrılan kahehanelerin 1’nci sınıflarında, en az biri yerel olmak üzere 5 gazete ve içinde en az 100 kitap bulunan kütüphane  olması olması gerekiyor. 2’nci sınıflarda 4 gazete, 3’ncü sınıflarda  en az 3 gazete bulundurulması zorunlu. 

Türkiye’de toplam 700 bin, İstanbul’da 34 bin, Ankara’da 21 bin, İzmir’de 7 bin kahvehane bulunduğunu düşünürsek, her kahvehane bir yeni gazete aldığında toplam tirajlar bu sayılar kadar artacaktır. 2 gazete alındığında, Türkiye’nin toplam tirajı 1 milyon 400 bin; İstanbul’un 68 bin, Ankara’nın 42 bin, İzmir’in 14 bin artacaktır. Bundan daha iyisi Şam’da kayısı…

Sosyal hayatın gelişimi açısından da kumarhaneler kıraathanelere dönüşürse kötümü olur ?  

Milletvekilimiz Sayın Prof. Dr. Kâmil Okyay Sındır’ın İzmir’e geldiğinde, bu konuya tekrar el atmasını bekliyoruz. Ne dersiniz hocam? Size minnettar oluruz. Teklifrimiz tüm illerin milletvekillerine. Özellikle yerel basın sizin sesinizi duyuracak tek araç. Onlar ellerinden geleni yapıyor. Sıra sizde… 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum