içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Öpmeyin Solarım (!)

Halkımız sıcak kanlıdır. Dostunu iki koluyla sararak yanaklarından öpmeyi sever. Aslında dokunmak, el teması duygusal aktarımı da artırır; ama uzmanlar gribin bu kadar yaygın olduğu şu dönemde “Dostluğunuz devam etsin, ama yakınlaşmayın, öpmeyin!” diyor.

 

Hani, hatırlarsınız bebeklerin önlüklerinden. Onların da önlüklerinde genellikle yaka kısmında, “ÖPMEYİN SOLARIM” yazar ya. Tıpkı onun gibi. Eğer gripliyseniz ve de karşınızdaki dostunuz risk grubundaysa; öptünüz mü soldurursunuz maazallah … Hatta onunla da yetinmiyor. “Bir metreden fazla yaklaşmayın” da diyorlar. Yaklaşma kardeşim uzak dur(!)

Bir de “ellerinizi sık sık yıkayın” diyorlar. Çok doğru. Ne olacak bir el sabunu 1-2 lira şunun şurasında. Bir sabunla  en az 100 defa elinizi yıkıyabilirsiniz. Her el yıkayışınız 1-2 kuruşa gelir. Sabun ucuz. Değmez mi  sağlığınız için.

 

Başka ne mi diyorlar?

Çok şey söylüyorlar ama ben pratik birkaç tanesini seçtim. Kalabalık yerlerden, kapalı mekanlardan uzak durmamızı da öneriyorlar.

Bu öğütlerine de canı gönülden katılıyorum. Ne o öyle itiş-kakış, sığmıyor muyuz dünyaya. Hem kapalı mekanlar da öyle. Öksüreni var, hapşıranı var. “Çok yaşa!” demekten nefesimiz kuruyor. O da bize “Sen de gör!” diyor. Sanki o öyle dedi diye çok yaşayacakmışım. Hiç olur mu? Sen 30 yaşındasın ben 70. Benim onun yaşadığını görmem mümkün mü? Onun benim kadar yaşaması için bile 40 yılı var. Yani eskilerin deyimiyle; daha 40 fırın ekmek yemesi lazım. Hadi yaşadı diyelim-ki olabilir. Ben yerimde mi sayacağım. Benim de yaşım olacak 110.

Hiç aklınız alıyor mu allahaşkına!

Alsa iyi olur da, olmaz!

Benim şimdiden ağzımda diş kalmadı. 110 yaşına gelirsem yemeğimi nasıl yiyeceğim. Hep çorba mı içeceğim. Olmaz olmaz. Ben çorbayı pek sevmem. Hem olmayacak duaya “Amin” denir mi canım…

 

5 AYDIR AŞI YOK

İnsanları güçsüz hale getiren gripten korumanın en önemli yolu olarak doktorların önerisi “Grip aşısı” ama; Eczaneye gittiğinizde Eczacının cevabı, “Maalesef yok” veya “Gelmedi” oluyor. Ben Eylül ayından beri, her eczanenin önünden geçtiğimde soruyorum ve olumlu cevap alamıyorum. Artık eczacı alıştı. Beni gördüğünde, yaşlıyım diye yormak istemiyor herhalde. Daha sormadan, “Aşı gelmedi hocam” diyor. Ben de vasiyet ettim: “Aşı cenazeme  yetişirse, yıkadıktan sonra mutlaka vurun. Hiç olmazsa aşılı gideyim”

Belki bir-ki gazete yazar da, Sağlık Bakanı da açıklama yapar:

“Merak etmeyin aşıyı sizin dirinize yetiştireceğiz!” der.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum