içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Süt Saatimiz Geldi (!) Münasebetsiz Başkan

Derneklerin genel kurulları, o meslek mensupları için yarı bayramdır.Uzun zamandır göremediğiniz arkadaşlarınızı görürsünüz. Birbirinizden haber alıp, haber verirsiniz. Hepsinden öte eski günlerinizi, hatıralarınızı yadedersiniz.   

Bu genel kurulların bir diğer yönü de mesleki meseleleri tartışır, olabildiğince sonuca ulaşırsınız. 

Ve son olarak, yönetmeye talip olanlar, listeleriyle ortaya çıkıp, arkadaşlarının oylarıyla bu isteğe katılmalarını talep eder.  

Biz ortaya çıkan arkadaşlarımızın hepsinden de memnunuz. Sonuçta Dilek Gappi arkadaşımızın listesi kazandı. Memnun olduk. Kutladık ilerde herhangibir şekilde bize ihtiyaç duyarlarsa, elimizden geleni yapacağımızı belirttik.  

Nasıl memnun olmayalım ki; Dilek Gappi, sevdiğimiz, başarılarını taktir ettiğimiz arkadaşımız. Esat Erçetingöz sınıf arkadaşım. Mehlika Gökmen, Yılmaz Coşkun değerli arkadaşlarımız. Meltem Seyis sevgili öğrencim. Erdal Erek, her zaman taktir ettiğim değerli bir dostum. Yedeklerde ve diğer kurullarda da  pırıl pırıl meslekdaşlarımız var. Mustafa Yılmaz’ın da  büyük emekleri vardı. Sadece ona üzüldüm. Yeni yönetim, onlardan da mutlaka istifade edecektir.  

Benim, arkadaşlarımı kıramayarak son anda girdiğim listede de, çok değerli arkadaşlarım var. Temennim; seçim öncesi yolları ayrı olsa da, seçim sonrası bu  değerler el ele verirler. 

BİR İNSANI ANLAMAK İÇİN ONA YETKİ VERECEKSİN 

Derler ki; bir insanı tanımak için, ona yetki vereceksin. Levent Bimen'i de divan başkanı olduktan sonra tanıdık.  Önce sesinin tonu değişti, sonra da herkesle alay ederek ifadeleri çirkinleşti. Astığım astık, kestiğim kestik havasına girdi. Seçimin havasıdan, sonuçtan memnunuz ama, Divan Başkanı hiçte iyi bir sınav vermedi

Seçim öncesi, basın kartı olmayanların da oy kullanacağı söylentileri dolaşıyordu. Keşke tüzük buna elverseydi. Bir yazıyla kendisine iletip, "Herkesin basın kartıyla oy kullanmasını’’ talep ettik. Çok muhterem, herşeyi bilen başkan, ‘’Buna ne gerek var herkes hazirun cetvelini imzaladı. Buraya imza atan herkes oyunu kullanabilir’’ dedi. Çünkü o, yasaların da, tüzüğün de üstündeydi. 

Halbukı İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin "ÜYELİK’’ başlığını taşıyan 4.Maddesinde "Asil Üyeler’’ bölümünde ilk satır (Sarı Basın Kartı olmak şartıyla) ibaresi  (a) bendinde  "…… en az 2 yıl çalışmış olanlarla  çalıştıranlar’’  ifadesi yer alıyor. 

Basın kartı olmayanların bırakın oy kullanmayı, cemiyet üyesi bile olması mümkün değil. Ama, tüzüğün de üstünde olan sayın Levent Bimen’e göre bu kart  hiçbir anlam ifade etmiyor.

İkazımıza rağmen çok hatalı davrandın Sayın Bimen. Şimdi Basın kartı olmayanların da  oy kullandığı iddialarına ne cevap vereceksin ? 

İADEYİ İTİBAR  GEREKLİ  

Bazı arkadaşlarımız, aidatlarını yatırmayı unuttukları için cemiyetten çıkarılmıştı. Bunlardan Cemiyet yönetimine başvuran 5 arkadaşımız geri döndü. Ancak daha çok sayıda arkadaşımız olduğunu divan  başkanına hatırlattığımızda, yine aynı alaycı tavırla, "Cemiyet yönetimi affetmiş ya, daha ne istiyorsunuz!" dedi. Ben bunlardan sadece birini söyleyeceğim: Fikret Sönmez.   

Ben, aidatını yatırmaya geldiğimi söylediğim halde, hiçbir uyarı yapılmadan üyelikten çıkardılar. Basında 30 yılın üzerinde hizmeti olan, Şu anda Bursa  "A GAZETE’’nin Genel Müdürlüğünü yapan Fikret Sönmez’ı tüzüğün "SAKLI HAKLAR’’ başlığını taşıyan 9.maddesinene rağmen üyelikten çıkardılar.  

Pekiyi ne diyor 9.Madde ?    

"En az 20 yıl dernek üyeliği yapanların ve meslekte en az 20 yıl çalışmış, emekli cemiyet üyelerinin durumları,  tüzüğün 4.maddesine uymasa dahi, aidat ödemeleri ve basın mesleğiyle ilgili telif edilemeyecek bir iş tutmamaları halinde dernek üyelikleri devam eder.’’    

Bu arkadaşlarımızın, eski yönetim hakkını gaspetmiş, Divan Başkanı da şov peşinde, dilerim Dilek hanım sesimizi duyar.  Çünkü, bu bir kul hakkıdır ve kul hakkı Tanrı katında da en büyük günahlardandır. 

DİVAN BAŞKANININ ÇİZMENİN BOYUNU AŞAN SÖZLERİ  

Sayın Divan Başkanı son raddede, tamamen hem kendinin hemde çizmenin boyunu aşan bir laf sarfederek en büyük saygısızlığı yaptı.

Konuşmalar, tartşmalar bitti. Sıra oy kullanmaya geldi. Saat 17.30’a kadar oy kullanma süresi verildi. Herkes oyunu kullandı. Saat 17.31’de Sandık Kurulu oy saymaya geçecekken başkanın yeni talimatı geldi. Oy verme süresi 18.00’e kadar uzatılmıştır. Başkan üyelerin itirazını dinlemedi ve orada bulunanların hepsini ne yerine koyduğunu bilemiyorum, "Süt saati gelenler gidebilir!’’  dedi. 

Vay terbiye fukarası adam vay! Orada bulunanların hepsi de en az senin kadar saygın insanlar. Ne bebek yerine koyabilirsin, ne kuzu, ne de buzağı…

SEÇİM İPTAL OLABİLİR

Aslında başka bir anlamı daha var ama teleffuz etmem, beni en az bu sözü söyleyenin durumuna düşürür.

30 dakika daha bekledik. Bu süre içinde 5 kişi oy kullandı. Hatta bunlardan biri divan başkanı ve divan üyelerinden biriyle gayet samimiydi. Şimdi merak ediyorum. Seçimde en yüksek oyu alanla, ikinci sıradaki liste arasında 5 oy olsaydı. Vurdumduymaz tavırlarına devam edebilecek miydi. ? Hiç kimse sesini çıkarmasa da ben savcılıkta şikayetimi yapardım. Ama bu konuda hukuk yollarına başvurulması halinde bu iş seçim iptaline kadar gider. Şu anda böyle bir şey düşünmüyorsam, bu sayın Bimen’i düşündüğüm için değil, Dilek Gappi ve yönetimini üzmemek için… 

Bu kişi, bir daha böyle bir göreve gelecekse, önce Dernekler Kanununu, sonra da Dernek tüzüğünü iyi okusun, dersini çalışsın da gelsin. İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyeleri nezaketlerinden cehaletini yüzüne vurmadı ama bu toleransı herkes göstermez…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum