YRD DOÇ OĞUZHAN KAVAKLI

Son dönemde Azerbaycan’ın başına dert olan Ermenistan, medyamızın da ana konusu  haline geldi. Hele, siyasette pek az tanık olduğumuz, ‘’Aynı görüşü paylaşma’’ konusunda da tüm siyasi partilerin (biri hariç) hemfikir olması, konuya ilgiyi daha da artırdı. 

Türkiye’nin Azerbaycan’la paylaştığı ‘’İki devlet, tek millet’’ söylemi; Ermenilerin Türkiye aleyhinde geliştirdiği ‘’Sözde Ermeni soykırımı’’iftiraları, konunun sürekli gündemde  kalmasına da katkı sağladı.  

Ermenistan, hainliğe doymuyor. Azerbaycan’la ilişkilerinde de, hem onların topraklarına  yerleşiyor, 30 yıldır işgal ediyor, hem de üste çıkıp saldırganlaşıyor. 

Bütün dünyanın gözleri önünde ‘’Savaş Suçu’’ işleyen Ermenistan sivil halkı, sivil yerleşim alanlarını bombalamaya devam ediyor.Ateşkes istiyor, kurallarına uymuyor.Süre bitmeden saldırıyı sürdürüyor. Sivil yerleşim alanlarının ötesinde okullar, masum öğrenciler risk altına giriyor.Terör örgütleri, ABD, Rusya ve Fransa’nın da desteğini arkasında hissederek haksız saldırılarına devam ediyor. 

TÜRKİYE’DE YAŞAYAN ERMENİLER  

Ermeniler, savaş alanında bir taraftan korkup siperleri terkederken, diğer taraftan alçakça, kural dışı tavırlarında dur durak bilmiyor..Onların karektersizliği Türkiye’de yaşayan Ermenileri de tedirgin ediyor. Bir taraftan Ermenilere karşı ‘’NEFRET’’ söylemi gelişirken Türk milletinin asaleti de ortaya çıkıyor. Tüm vatandaşlarımızda hakim olan, ‘’Ermenilerin bu ahlak dışı; yalan, riya ve haddini bilmez tutumlarına rağmen, ülkemizde yaşayan, kendini Türk olarak tanımlayıp, Türk olmakla gurur duyan ermemiler aynı kategoride değerlendirilemez. Onlar bizim öz kardeşlerimizdir’’ görüşü; ne kadar asil bir milletin mensubu olduğumuzu da ortaya çıkarmaktadır. Onlara kötü muamelede bulunmak, Türk milletinin vijdanına sığmaz.  

Bu konuda en doğru açıklama yine siyasi kadrolardan geldi. Ömer Çelik, ‘’Birilerinin sosyal medya ya da başka mecralarda Türkiye Cumhuriyeti’nin ermeni vatandaşlarını tehdit ya da taciz etmesine asla müsaade etmeyiz’’ diyerek, birçok  sorununda cevabını vermiş oldu.    

T.C. VATANDAŞI ERMENİ    

Pop Müziğin ünlü isimlerinden Garo Mafyan, bir ermeni olmasına rağmen, ‘’Bana ermeni asıllı denmesi hoşuma gitmiyor’’ şeklinde isyan ediyor ve  ‘’Ben T.C. vatandaşı ermeniyim.Bu ülkede askerlik yaptım. Bu ülkede okudum ve burada vergimi ödüyorum. Nasıl Türkiye’de doğmuşsam, burada da öleceğim’’ diyor.

‘’VATANIMDA ÖLMEK İSTİYORUM’’   

Konuyla ilgili en duygusal gelişmeyi de Fatih Çekirge’nin köşesinde (10 Ekim 2020), birkaç gün önce vefat eden Jak Kamhi hakkında okudum.   

Türk Sanayisinin öncülerinden, kendi ifadesiyle ‘’Türk yahudi’’ Jak Kamhi (95), uzun süredir Miami’de tedavi görüyordu.Ölümünün, çok yakınında olduğunu hissettiği anda oğluna, ‘’Beni, doğup büyüdüğüm topraklara götür.Vatanımda ölmek istiyorum’’ isteğinde bulundu. Bu, Kamhi’nin son isteği, son vasiyetiydi.  

İstek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iletildiğinde; Erdoğan, derhal Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na  talimat verdi.Jak Kamhi Türkiye’ye getirildi. Vatan topraklarına gömüldü.  

Çekirge’nin ifadesiyle Jak Kamhi, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında da ABD’de Yahudi lobilerini ziyaret ederek Türkiye’yi savunmuştu.

Oğlu Cefi Kamhi’nin Çekirge’ye açıklaması:    

‘’Babam, son arzusu olarak vatan topraklarına gömülmek istedi. Tabii 600 yıldır bu topraklarda yaşayan bir aile olarak, bu vatan sevgimiz, Türkiye sevdamız hiç bitmez…’’ oldu.      

Hangi dinden olursa olsun Türkiye topraklarında, Türk Bayrağının altında yaşayan ve Türk olmakla gurur duyan herkes Türk’tür. Hiçbir Türk, onlar için kötü niyet beslemez. Beslememeliler de. Kalbi bu topraklar için çarpan her insana biz de kalpden bağlıyız.   

Sizin dininizde ne denir bilmem ama,Toprağın bol olsun, Tanrı seni ahirette de korusun Jak Kamhi…