içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

15 Temmuz olmadı, Gazze verelim

Bazılarımız ne alaka diye düşünebilir. Net olarak belirteyim ki Gazze ablukası 15 Temmuz’un uzantısıdır. O nedenle tarihe not düşerek tam alaka diyorum.

Biraz açayım; idrak yoksunları ve içimizdeki mankurtlar veya ideolojik dönmeler hala FETÖ tehdidinin boyutunu örtbas etmeye ve işi sulandırmaya çalışsalar da, Türk milleti ve Devletimiz uçurumun kenarından ve parçalanmanın eşiğinden dönmüştür.

Şükürler olsun ki, basiret sahibi milletimiz arifane bir refleksle bu alçak darbe girişimini dünyada eşine benzerine rastlanmadık bir kahramanlıkla püskürtüp Devletine sahip çıkmıştır.

Birileri hala ciddiye almasa da 251 şehide malolan bu ikinci kurtuluş savaşını tarih mutlaka yazacaktır. Umarım büyük bedel ödediğimiz bu acılı tecrübeden sonra din soslu, cemaat- tarikat etiketli ısmarlama ihanet şebekelerine karşı devlet ve millet olarak daha uyanık oluruz.

Başlığımıza dönelim; 15 Temmuz ile Gazze’nin ne alakası olabilir? Abartmıyorum, Terörist İsrail’in arz-ı mevud gereği Gazze’deki katliamları 15 Temmuz direnişi nedeniyle gecikmiş bir projesiydi. Bu tespiti sakın ıskalamayın. 15 Temmuz sonrası küresel emperyalist kuşatma kronolojisini yeniden gözden geçirirsek ABD hayduduna ve şürekasına bu yol kazasının nelere malolduğunu görebiliriz. Adamların tüm projelerini alt üst ettik. Türkiye’ye diş bilemesinler de ne yapsınlar? Beni dünya aleme rezil ettin, aferin sana, demesini mi bekliyorduk?

ABD maşası, CIA kurgusu Türk-İslam tarihinin en derin ihanet örgütü FETÖ, Vahabiliğin modern versiyonu olan, Vatikan ve Pentagon patentli “ılımlı İslam” modeliyle Türkiye’nin tapusunu ve geleceğini az kalsın bir yüz yıl daha ABD’ye teslim edecekti.

FETÖ aldığı ihaleyi başaramayınca emperyalist Batı’nın (ABD ve kıta Avrupası) tüm projeleri aksadı. Yol haritalarını, argümanlarını ve aparatlarını güncellemek ve daha fazla katliam bütçesi ayırmak zorunda kaldı.

Türkiye’yi içerden teslim alamayınca ABD doğu kapısı olarak Yunanistan’ı seçti. Girit’ten Dedeağaç’a kadar olağanüstü bir askeri yığınak yaparak güya Türkiye’yi kuşatmaya aldı. Güneyde ise PKK-YPG’ye de binlerce uçak dolusu silah, mühimmat ve eğitim takviyesi yaptı. Yetmedi, Ukrayna’yı karıştırdı. Filistin öncesi ince bir taktikle Rusya’yı Ukrayna’da yordu, dikkatini dağıttı. Şimdi de sıra Ortadoğu’ya geldi. Çoğu kendi kuklası olan bölge liderleri zaten ses çıkaramazdı. Filistin’i, Gazze’yi yutmanın tam zamanıydı. Ama yanıldığı bir husus vardı. Mescidi Aksa’yı Hz. Ömer’in, Selahattin Eyyubi’nin, Kanuni Sultan Süleyman’ın emaneti olarak ve gönül coğrafyamızın bir parçası olarak gören büyük Türkiye gerçeğini görmezden geliyordu.

Dahası var; 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı Türkiye’nin terörle mücadelesi rafa kaldırılacaktı ve ülkemiz tıpkı Suriye ve Irak gibi kardeş kavgasıyla kan gölüne çevrilecek ve param parça edilecekti. Ayrıca Türkiye’nin “mavi vatan” diye bir derdi ve davası olmayacaktı. Bugün Akdeniz’e abanan Batılı ülkeler 15 Temmuz’dan hemen sonra gaz ve petrol rezervlerine çökeceklerdi. Onun için diyorum ki; aslında Gazze saldırısı 15 Temmuz’da başladı.

Filistin halkı bugün binlerce şehit vererek sadece Filistin’i, Gazze’yi değil, aynı zamanda Türkiye’yi de savunuyor, bu böyle biline.

Dünyanın gözü önünde masum bebekler, kadınlar, erkekler, siviller katlediliyor. Alenen soykırım yapılıyor, Türkiye dışında hiçbir ülkeden ciddi bir tepki çıkmıyor. Türkiye engin devlet tecrübesiyle gördü ki, “hedef Türkiye”. Ancak bilinsin ki, bu katliama, insanlık dışı cinayetlere kim sessiz kalırsa insan değildir. Olsa olsa iyice canavarlaşan hatta cinnet geçiren vahşi emperyalizmin ya ortağı, ya da kuklasıdır. Korkmayın! Ecdadınızdan aldığınız cüretle ayağa kalkın ve emperyalizmin her türlüsüne karşı tavrınız net olsun. Zira ABD’nin çöküp dağılmasına sayılı yıllar kaldı. Ekonomisi batmış, yeni sömürge kaynakları için son şansını deniyor ve o nedenledir ki can havliyle Akdeniz’e çullandı.

Unutmayalım ki, biz susarsak sıra bize de gelecek. Ortadoğu’nun haritasını değiştireceğini dünyaya ilan eden ve Türkiyemizin 10 ilini de içine alan yeni sözde haritasını sokaklara asan bir terör devletinin bu katliamlarına nasıl sessiz kalabiliriz? Mesele Gazze değil, hala anlamadık mı? Haçlı Siyonist sürüsüne karşı ulusal istiklal savaşı vermeyen hiçbir millet Türkiye’nin Gazze hassasiyetini anlayamaz. Şayet bu soykırıma sessiz kalırsak, vallahi de billahi de sıra bize gelecek.

Bugün tarih tekerrür ediyor, Haçlı-Siyonist ittifakı saldırıyor, bugün insanlık ölüyor. Bugün devletler büyük bir sınavdan geçiyor. Özetle; insanlığın bittiği yerde, çocuklara topluca soykırım uygulandığı şu anda konuşmayıp da, ne yapacaktık? Bu soruyu zerre kadar vicdanı olan herkese soruyorum. Bazıları gibi ama, fakat, lakin diyerek ya ipe un sereceğiz, ya da adam gibi insanca safımızı belli edeceğiz. Vesselam…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum